Somut olayda; uyuşmazlığın taraflar arasında ayıplı satıştan kayıtlanan tazminata ilişkin olup, ... hukukundan kaynaklanmadığı, T.T.Y.'nın 4. kitabında yer almadığı anlaşılmakla, davanın genel hükümlere göre açıldığı mahkemede görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 02.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Dava, davacının satın aldığı aracın ayıplı olduğu iddiası ile ayıba karşı sorumluluğun gereği olarak yenisi ile değiştirilmesi veya ayıp oranında fazlaya ait haklar saklı kalarak tazmin ve tenziline ilişkindir. Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının TTK.nun 25/3. maddesindeki sürelere uymadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece BK.nun 198/3.maddesi gereği davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, ticari satıştan kaynaklanmaktadır. Ticari satışlarda ayıplı mal satışı nedeniyle TTK.nun 25/4.maddesinde teslimden itibaren 6 aylık zamanaşımı süresi öngörülmüşse de bu süreden daha uzun bir garanti süresi verilmiş olan durumlarda zamanaşımı süresinin garanti süresi sonuna kadar uzatıldığının ve garanti süresi içinde dava açılabileceğinin kabulü gerekir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili ile yapmış olduğu 12.10.2014 tarihli satış sözleşmesi ile 4 adet ipek halı almış ve bu halılar sözleşmeye uygun nitelik ve kalitede olarak kendisine teslim edilmiş olduğunu, davacının müvekkiline ait firmadan, ayıplı olduğunu iddia ettiği bu satıştan önce 07.10.2014 tarihinde 27.000 USD değerinde 1 adet Anadolu Kele , 1 Adet Anadolu Taban olmak üzere yün ve pamuk karışımı halı ve yine 07.10.2014 tarihinde 7.000 Euro değerinde 1 adet İpek Halı almış olduğunu, davacının yine müvekkiline ait firmadan, ayıplı olduğunu iddia ettiği bu satıştan yaklaşık 4 ay sonra 20.01.2015 tarihinde yün pamuk karışımı olan 30.000 USD değerinde Anadolu Halısı ve yine 21.01.2015 tarihinde 20.000 USD karşılığında yün pamuk karışımı olan Anadolu Halısı almış olduğunu, söz konusu tüm halıların sözleşmelerindeki niteliklere uygun olarak davacı tarafa teslim edildiğini, davacının müvekkili ile yapmış olduğu 12.10.2014 tarihli satış sözleşmesi ile...
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava ticari satıştan kaynaklanan ticari ilişkide bakiye alacağın ödenmesi için yapılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Davacının iddiası ayıplı bir kısım malı iade ettiği halde davalının ödenen parayı iade etmemesi ve cari ilişki içinde bakiye borcunu da ödememesine ilişkindir. Davalı savunmasında ayıp iddiasını kabul etmemiş, bu malların iade ve teslim edilmesi hususunda ispat külfetinin davacı üzerinde olduğunu savunmuştur. Tarafların defterleri incelenmekle davalının defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ancak aleyhine delil olacağı kabul edilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde, aracın 30.000,00 TL'ye satıldığını, km'si yüksek olduğu için satış tarihindeki piyasa değerinin altında satıldığını, davacının babasına ait Polo marka aracın dava konusu araç satışı ile bir bağı ve ilgisi olmadığını, aracın km'si ile oynanmış olmasının kendisi tarafından yapıldığının kanıtlanmadığı gibi basit bir muayene ile davacı tarafça öğrenilebilecek bir husus olduğunu, satıştan 10 ay sonra muayeneye gidildiğini, eldeki davanın satıştan 20 ay sonra açıldığını, davacının haksız kazanç elde etme amacında olduğunu belirterek istinaf itirazında bulunmuştur. GEREKÇE; Taraflar arası uyuşmazlık, malın ayıplı olmasından kaynaklı ayıp bedel indirimine ilişkin alacak istemine yöneliktir....
Araçtaki gizli ayıbın satıştan sonra oluştuğuna ilişkin delil bulunmadığına göre aracın satılırken gizli ayıplı olarak satıldığı kabul edilmelidir, Davacı alıcı aracın bir çok yerinde orijinal boya dışında boyalı olan bir aracı kabule zorlanamaz....
Araçtaki gizli ayıbın satıştan sonra oluştuğuna ilişkin delil bulunmadığına göre aracın satılırken gizli ayıplı olarak satıldığı kabul edilmelidir, Davacı alıcı aracın bir çok yerinde orijinal boya dışında boyalı olan bir aracı kabule zorlanamaz....
Araçtaki gizli ayıbın satıştan sonra oluştuğuna ilişkin delil bulunmadığına göre aracın satılırken gizli ayıplı olarak satıldığı kabul edilmelidir, Davacı alıcı aracın bir çok yerinde orijinal boya dışında boyalı olan bir aracı kabule zorlanamaz....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ilk derece mahkemesi sıfatıyla ... 2. Tüketici Mahkemesince 2015/511 esas 2017/462 karar sayılı davanın kısmen kabulüne/kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin 2017/771-2017/727 karar sayılı kararının süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, 31.12.2012 tarihinde dava konusu otomobili satın aldığını, ancak satıştan sonra ilk olarak 02.04.2013 tarihinden itibaren araçta çeşitli sorunların çıkması üzerine aracın çeşitli defalar yetkili servise götürüldüğünü ve yetkili servis tarafından yapılan müdahalelere rağmen araçtaki arızaların devam ettiğini, bu haliyle aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine ve 5.000,00....
Davalı vekili, ses siteminin 25.05.2012 tarihinde montaj ve kurulumunun yapılarak davacıya teslim edildiğini, davacının 59 gün sonra ayıp iharında bulunduğunu, satılan ürünün ayıplı olmadığını, tespit raporunu kabul etmediklerini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu ses sistemlerinin sözleşmenin 3.1.4 maddelerinde yer alan ürünün açık mekanlarda kullanılması halinde ... Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği kapsamında belirtilen sınır değerleri sağlayamadığı bu durumun ses sistemini ayıplı hale getirdiği, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu, ses sitemindeki bu ayıbın davacının üründen beklediği faydaları ortadan kaldırdığı, davacının sözleşmeden haklı olarak döndüğü gerekleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık yerel mahkemenin de kabulünde olduğu gibi ticari satıştan kaynaklanmakta olup satılanın ayıplı olduğu iddiasına dayanmaktadır....