Davalı vekili hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, esas yönünden de davacının müvekkiline fahiş fiyatla ve kalitesiz mallar getirmeye başladığını, müvekkilinin ayıplı malların bedelini ödemekle yükümlü olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenmiş ve davalı yanın yerleşim yerinin ..., davacı alacaklı şirketin ise ... olduğu, bu nedenle Posof İcra Müdürlüğünün yetkisiz olduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı satışa konu malların davalının Posof'taki şantiyesinde teslim edildiğini iddia etmiş, davalı vekili de cevap dilekçesindeki açıklamaları ile davacının belirtilen yere mal getirdiğini, ancak ilk zamanlar iyi mal getirildiği halde daha sonra ayıplı mal getirildiğinden söz ederek malların Posof'taki şantiye de teslim edildiği yolundaki iddiayı kabullenmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 17.09.2007 tarihinde davalılardan..’den araç satın aldığını, ancak defalarca servise götürdüğü halde arızaların tekrarladığını, aracın ayıplı olduğunu, en son servise bırakıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde teslim de edilmediğini ileri sürerek, aracın satış bedeli olan 48.777,99-TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, satış belinin iadesi için gereken şartların oluşmadığını, arızaların kullanımdan kaynaklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, davacının davalı şirketten satın aldığı ürünlerin anjiyografiye uygun olmadığı, tıbbı malzeme olarak bozuk ve ayıplı olduğu, ayıbın tespiti üzerine davacının davalıya noter kanalı ile ihtarname çekerek bildirimde bulunduğu, ancak davalı tarafın ürünlerin bedelini ödemediği gibi ürünlerin değiştirilmesi ile ilgili herhangi bir işlem yapmadığı, davacının ayıplı mal bedelini istemekte haklı olup, alacağının 14.690.70.-TL.olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 14.690.70.-YTL.nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı yandan tahsili ile davacı yana ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ayıplı ürünlerin talep halinde davalı yana iadesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıdan satın aldığı malların ayıplı olduğunu ileri sürerek, ödediği bedelin tahsilini istemiştir....
Mahkemece, benimsenen bilirkişi kurulu raporları doğrultusunda; davalı-birleşen dosya davacısının maldaki ayıbı öğrenir öğrenmez derhal ayıp ihbarını yaptığı, satıma konu ipliklerin gizli ayıplı olduğu, davalının mal bedelinden sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın ise 30.052,00 TL üzerinden kabulüne, zararın doğum tarihi 15.01.2003 tarihinden itibaren alacağın reeskont faizi uygulanarak birleşen davalıdan alınarak birleşen davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı-birleşen davalı vekilince temyiz edilmiştir. TTK'nun 25/3.maddesi "...nın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise, alıcı iki gün içinde keyfiyeti satıcıya bildirmeye mecburdur. Açıkça belli değil ise alıcı ...yı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde muayene etmeye ve ettirmeye ve bu muayene neticesinde ...nın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını muhafaza için keyfiyeti bu müddet içinde satıcıya bildirmeye mecburdur" hükmünü ihtiva etmektedir....
Mahkemece, satış konusu malın ayıplı olduğu kabul edilmiş, bedelden indirime karar vermiştir. Satış konusu granitler davacı tarafından, TSE garantili, I. sınıf ürün kabul edilerek turizm sektöründe faaliyet gösteren otelin kahvaltı salonu, restaurant kafeterya olarak hizmet veren teras zemininde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayın özelliklerine göre, ayıplı ürünleri davacı alıcı kabule zorlanamaz. Satılanın alıcı tarafından kullanılması mümkün değil, önemli nitelikleri yok veya satıcı alıcıyı aldatmış ise hakim bedelden indirime karar veremez. ../.. Sözleşmeden dönme halinde, TBK. m. 229/1-III ve II'de alıcıya ayıplı mal devrinden dolayı uğramış olduğu doğrudan zararları ile diğer (dolaylı) zararların giderilmesini isteme hakkı tanınmıştır. Ayrıca alıcının TBK. m. 227/II'ye göre genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı da bulunmaktadır....
Dava, ayıplı mal nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Gerek yerel mahkemece, gerek istinaf mahkemesince davalı tarafından davacıya gönderilen 28.11.2013 tarihli e-posta iletisinde açıkça satın alınmış su sayaçlarının kullanım amacına uygun olmadığı, malın ayıplı olduğunun kabul edildiği sonucuna varılmış ise de, davalı tarafından davacıya gönderilen yukarıda belirtilen 28.11.2013 tarihli e-posta iletisindeki beyanı açıkça satıma konu malların ayıplı olduğunun kabulü niteliğinde değildir. Müşteri memnuniyeti açısından mallar üzerinde inceleme ve tespit yapılabileceği varsa satıcıdan kaynaklanan bir sorumluluğun yerine getirileceği belirtilmiş, ancak davacı tarafından davalının bu istemi yerine getirilmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan birleşen dosyadaki davalının üretici olduğu traktörü satın aldığını, ayıplı çıktığını, sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin iadesine, olmazsa yenisi ile değiştirilmesine karar verilmesin istemiştir. Davalılar davanın reddini dilemişlerdir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal nedeniyle bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, mesleki ve ticari faaliyeti gereği oto alım satımı yapan davalıdan toyota aracı noterde düzenlenen sözleşme ile satın aldığını, ancak hasarlı ve ayıplı satış yapıldığının ortaya çıktığını ileri sürerek, ödenen satış bedeli 32.000 YTL.nin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Dosya kapsamından, davalılar ... ve ...'a ait olan taşınmazın davacıya satıldığını, satış işleminin emlakçı olan diğer davalılar vasıtasıyla gerçekleştiğini ancak taşınmazda kullanma izni olmadığını, taşınmazın bölümlerinin anlaşmaya aykırı şekilde dava dışı şahıslara satıldığını ve satımın ayıplı olduğunu iddia ederek satış bedelinin, satış komisyon giderinin ve daireye yapılan masrafların davalılardan tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır....
Dosyada aldırılan bilirkişi raporu ile dava konusu 'üründe imalat hatası olduğu anlaşılmaktadır.4077 sayılı Kanunun 4. maddesi ilk fıkrasında ayıplı malın tanımı yapılmış, ikinci fıkrasında tüketicinin ayıplı mal konusundaki tercih haklarını düzenlemiş, üçüncü fıkrasında tüketicinin seçimlik haklarından dolayı kimlerin sorumlu tutulacağı belirtilmiştir. 4077 sayılı Kanun'un 4/3. maddesinde "İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10'uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu madede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz."hükmü uyarınca tüketici seçimlik haklarından biriyle birlikte tazminat hakkını da kullandığında satıcı ve diğer sayılan kişiler sorumlu olacaktır. somut olayda davalı ......