Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, ayıplı mal satımından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, davacının satın aldığı malın bedelini ödemediğini, iflas davasına karşı alacak davası açılamayacağını, talep edilen faiz ile kazanç kaybının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, karşı davanın asıl dava olan iflas davasından tefriki suretiyle yapılan yargılamada önceki heyet raporları ile ek raporlarında malın ayıplı olduğunun ve ayıp ihbarının süresinde yapıldığının kabul edilmesine rağmen son heyet raporunda ayıbın kumaşın dokunmasından mı? Yoksa davacı tarafından yıkanarak kimyasal işleme tabi tutulmasından mı?...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, esas itibariyle ayıplı taşınmaz mal satımından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemenin nitelendirmesi de bu yöndedir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Müh.Ltd.Şti. vekili cevabında,dava konusu jeneratörün ayıplı olmadığını, bir an için ayıplı olduğu kabul edilse bile yasal süre içerisinde bir ayıp ihbarı olmadığı gibi, 6 aylık zamanaşımı süresinde de davanın açılmadığını, malın satışından itibaren yaklaşık olarak 2 yıl geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce, HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınmak suretiyle yapılan incelemede; Dava; İkinci el araç satışından kaynaklanan ve satışa konu aracın gizli ayıplı olması nedeniyle açılan, ayıplı malın iadesi ve bedelinin davalı satıcıdan tahsiline ilişkindir. 6502 sayılı TKHK'nun 3. maddesine göre Tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiliği, Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici İşlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişiler de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve...

        Davacı kiracı, sözleşmenin bu hükmüne dayanarak satıcıdan uğradığı zararın tazminini talep ettiğine göre, davalı leasing veren şirkete karşı, ayıplı mal satışından dolayı leasing sözleşmesinin feshini talep edemeyeceğinin düşünülmemesi isabetli değildir. Davacı kiracı Finansal Kiralama Sözleşmesinin imzaların bulunduğu son sayfasında verilen yetkiye dayanarak, satıcı ... A.Ş.ye karşı dava açmıştır. Kural olarak, kiracı kendisine finansal kiralama şirketi tarafından yetki verilmeden böyle bir davayı açamaz. Finansal kiralama şirketinin malın ayıplı olmasından dolayı alacak ve dava hakkını kiracıya devretmesi ile, malın ayıplı olmasından dolayı kiracıyı temsilci tayin etmesinin hukuki sonuçları farklıdır. Finansal kiralama şirketi kiracıyı temsilci tayin etmişse kiracı ayıba karşı tekeffülle ilgili B.K.nun 202 ve devamı maddelerinde verilen yetkileri ve kendisinin uğradığı zarar nedeniyle oluşan alacağının tahsiline dair haklarını kullanabilir....

          Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 6098 sayılı Kanun'un 229 uncu maddesi gereği mal bedeli dışında upranılan diğer zararın da tazmininin gerektiğini, somut olayda tazmini istenen zararının tamamının doğrudan ayıplı mal satışından kaynaklandığından kusurun ayıplı mal satan davalıda olduğunu, davalının yükümlülüklerini ihlal etmesi ve müvekkili şirketi zarara uğratması sebebi menfi bir zararın ortaya çıktığı hususunda ihtilaf olmadığını, davalı eylemi ile oluşan zarar arasındaki uygun illiyet bağının da ispatlandığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, satıma konu malın ayıplı olması nedeniyle mal bedelinin iadesine ilişkin alacağın tahsili talebine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 3....

            Mahkemece satılan malın ayıplı olduğu gerekçesiyle benimsenen bilirkişi raporlarına göre davanın kısmen kabulüne 2.656.615.000.TL'nin 31.7.1996 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucu bozulmuştur. Dairemizin 21.6.2004 tarihli bozma kararında özetle; "Uyuşmazlığın ayıplı mal satışından kaynaklandığı belirtilerek mahkemece TTK.nun 25/3.maddesinde öngörülen süreler içinde usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı üzerinde durulup tartışılmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği" hususlarına değinilmiştir....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle sözleşmenin feshi, bedelin iadesi, bunun mümkün olmaması halinde ayıplı enjektörün ayıpsız yenisi ile değiştirilmesi ve uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalı ... Oto Alım Satım Tic. A.Ş vekili, sorunun standart dışı yakıt kullanımından kaynaklandığını bildirerek, davanın reddini istemiştir. Davalı ... Türk Otom. Fab. A.Ş vekili, müvekkilinin satım sözleşmesine taraf olmadığını, husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu aracın enjektörlerinde üretimden kaynaklı bir ayıbın sözkonusu olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir....

                Bu durumda uyuşmazlığa Türk Ticaret Kanunu'nun ilgili hükümleri uygulanmalıdır Somut olayda iğfalden söz edilemeyeceği, aracın ise 28/10/2010 tarihinde satın alındığı, TTK’nun ticari satışlara ilişkin 23. ve 6098 sayılı TBK'nun 231. maddesi uyarınca ticari satışlarda da ayıplı mal satışından kaynaklanan uyuşmazlıklarda zamanaşımı süresinin 2 yıl olacağı ve somut olayda dava konusu araç için satıcı tarafından 2 yıllık garanti verildiği gözetildiğinde davanın garanti süresi içinde açılması gerekirken bu sürenin geçirildiği ve TBK’nun sözleşmenin geçerlilik süresine ilişkin hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden, mahkemece eldeki davada uygulama yeri bulunmayan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine göre yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... Ticaret A.Ş. yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Tic....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ Taraflar arasındaki itirazın iptali - tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı birleşen dosya davacısı vekilince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de miktar itibarıyla bu istemin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine; birleşen dava ise, ayıplı mal nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacı... tarafından davalı ...'...

                    UYAP Entegrasyonu