Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddeye göre, tüketici kendisine sağlanan mal ve hizmetle ilgili ayıplı olup olmama konusunda gerekli muayeneyi (denetimi) yapacak ve bu muayene sonucu, mal yada hizmetle ilgili saptadığı ayıpları, mal veya hizmetin sağlanmasından itibaren ihbar süreleri içinde, kendisine mal yada hizmet sağlayan sözleşmenin tarafına bildirecektir; bu bildirim (ayıp ihbarı) ödevi ihmal edildiğinde, tüketici, ayıba dayalı yasal haklarını kaybedecektir. Buna göre; satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir....

    İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, satım sözleşmesine konu emtianın ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedel iadesi davasıdır. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12., 13., 14. Veya 43. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12., 13., 14. Veya 43. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, Dair; HMK'nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 03/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava satılan aracın ayıplı çıkması iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davalılar yasal dava süresinin geçirildiğini, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, arızanın kullanım hatasından ve özellikle yakıttan kaynaklandığını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır....

      Dava, ayıp iddiasına dayalı olarak 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde ürün bedelinin iadesi istemine ilişkindir....

        Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda satıma konu ürünlerde gizli ayıp bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 12.130.178.400 TL' nin 01.05.2005 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin yetkiye yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava ayıplı mal satıldığı iddiasına dayanmaktadır. Bu durumda mahkemece TTK.' nun 25/3 maddesinde öngörülen sürelerde ayıp ihbarı bulunup bulunmadığı hususu incelenip tartışılmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

          Öncelikle davacının almış olduğu hizmet için davalıya ihtirazi kayıtla ödediği 6.123,52-TL ile davalının edimini gerektiği gibi yerine getirmediği iddiasıyla aynı işin başka birisine yaptırılması karşılığında ödediği 9.420,80-TL'nin ikisinin birden davalıdan tahsili söz konusu olmayıp, koşulları varsa yapılan hizmet karşılığı davacı zaten bir bedel ödeyeceğinden bunun dışında kalan kısmın iadesi istenebilecektir. Davacı ayıplı ifa nedeniyle, 920 adet bebek tulumu için daha sonra başka bir firmadan 9.240,80-TL bedelle aynı hizmeti aldığı dosya arasında yer alan faturadan anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı davalının ayıplı ifası olmasaydı bu bedeli ödemeyeceğinden, davacının ayıplı ifa üzerine aynı iş için yeniden iş yaptırmakla ödediği 9.240,80-TL bedel davacının zararıdır. Davacı bu bedeli davalıdan isteyebilecektir....

            Dava konusu faturanın hizmet ----- faturası olduğu görülmüştür. Davalı taraf cevap dilekçesi ile davaya konu hizmetin ayıplı olduğunu bu nedenle icra takibine itiraz edildiğini savunmuştur....

              Mahkememizde açılan dava; taraflar arasında yapılan araç satış sözleşmesi kapsamında, davalı tarafça satılan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak, araçtaki değer kaybının tazmini ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı ile davalı arasında yapılan araç satış sözleşmesine dayalı olarak mahkememizde dava açılmış ise de; davalı tarafın süresi içerisinde yetki itirazında bulunması nedeniyle öncelikle bu hususun değerlendirilmesi gerekmiştir. HMK 6.maddesine göre, genel yetkili mahkeme davanın açıldığı tarihteki davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK 10.maddesinde ise sözleşmeden doğan davalarda, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olacağı düzenlenmiştir. HMK 17.maddesinde "Tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler....

                Bu bildirime karşı olarak da davacının Bakırköy ........Noterliğinin 01/07/2015 tarihli ..... yevmiye numaralı ihtarname ile davalı/karşı davacıyı 03/07/2015 tarihinde temerrüde düşürdüğü, davalının ise öngörülmüş olan günlük yasal süresi içinde fatura bedellerine itiraz etmediği, bu durum nedeniyle fatura bedellerinin kesinleştiği, davalı/karşı davacının işin ayıplı olduğu ile ilgili iddiasını ispat edemediği, TTK.md.6'ye göre işin ayıplı yapıldığının ispat etme yükümlülüğü bunu iddia eden davalı/iş sahibine aittir. Buna göre davalı/iş sahibi işin ayıplı yapıldığını ispat edememiştir. Davalı/iş sahibi işin ayıplı yapıldığını ispat edemediği için TBK.md.475'de davacı/yükleniciyi ayıplı ifadan dolayı sorumlu tutma hakkına sahip değildir. Bu nedenle davalı/iş sahibi yapılmış olan işin bedelinin tamamını davacı/yükleniciye ödemekle yükümlüdür....

                  DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; ticari satım ilişkisinden kaynaklı ayıplı ifa iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekilinin kanuni süresi içerisinde ibraz ettiği saptanan cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunması üzerine işbu itiraz HMK'nın 117. maddesi uyarınca dava şartlarından sonra inceleme konusu yapılmıştır. Bu doğrultuda yapılan değerlendirme sonucunda; huzurdaki davada ticari satım ilişkisinden kaynaklı ayıplı ifa iddiasına dayalı tazminat isteminde bulunulduğu, yanların tacir olmakla Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu, tacir olan taraflar arasında yetki şartını haiz yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davalı tarafça yetki ilk itirazında HMK'nın 6 ve 19. maddeleri uyarınca yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak belirtildiği görülmüştür....

                    UYAP Entegrasyonu