İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davacı vekili 22/03/2022 tarihli istinaf dilekçesinde; müvekkiline tavanı ve direkleri boyalı olan gizli ayıplı bir araç satıldığının belirlendiğini, bu nedenle ayıpsız misliyle değiştirilmesine karar verilmesi gerekirken, hakkaniyete uygun düşmediği gerekçesiyle ayıp oranında bedelde indirim kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür....
Davacının ayıp iddiaları ile ilgili araştırma yapılmamıştır, zaten buna da uyuşmazlık bakımından gerek yoktur çünkü eldeki dava hizmet sözleşmesinde ayıplı ifa nedeniyle sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi yahut bedelde ayıp miktarınca indirim yapılması gerekçesi ile menfi tespit davası değildir. Yani davacı dava dosyamızda ayıplı ifa nedeniyle ne menfi tespit davası açmıştır ne de ödediği bedelin istirdatını istemiştir. Davacı sözleşmede kararlaştırılan bedeli ödememiş, borcu sıfırlamak için reklamasyon faturası düzenlemiştir. Bu reklamasyon faturası onu yargılamamız bakımından alacaklı konuma getirmez. Dolayısıyla davacının ayıp iddialarının araştırılması ancak bu safhadan sonra menfi tespit yargılamasının konusu olabilecektir. Eldeki dava davacı tarafça düzenlenen 07/06/2018 tarih A376543 numaralı 10.455,50 TL bedelli faturadan kaynaklandığından ve bu fatura dolayısıyla davacı davalıdan alacaklı olmadığından davanın reddine karar verilmiştir....
Bu kapsamda taleple bağlılık ilkesi ve kısmi ıslaha göre ve özellikle bilirkişi ek raporunda bedelde indirim konusunun hesabının teknik olarak doğru bulunması gözetilerek 6098 sayılı TBK'nın 219 vd. maddelerinde düzenlenen ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre dosyaya mübrez satış sözleşmesi, noter kanalıyla yapılan ayıp ihbarı, faturalar, ------bilirkişi ek raporu ve sair tüm deliler gözetildiğinde davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu ve davacının seçimine göre bedelde indirim isteyebileceği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur....
uyuşmazlıklarda uygulanmayacağını, zamanaşımı süresi içinde bedelde indirim veya aynen ifa yahut eserin kabulünden kaçınma hakkının kullanılabileceğini, eserin kusurlu ve sözleşmede kararlaştırılan koşullara aykırı olduğunu, teknik rapor alındığından bedelde ne kadar indirim yapılması gerektiğinin anlaşılabileceğini, delil tespiti yapıldıktan sonra durumun davalıya bildirildiğini ancak davalının projenin eksik ve hatalı olduğunu kabul etmediğini; davalı hakkında ayrıca suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturmanın devam ettiğini; arabuluculuk sürecinin de olumlu neticelenmediğini belirterek eksik ifa nedeniyle oluşan zarar için şimdilik 1.000,00....
e elden ödediğini, araca aynı gün chek-up yaptırdığını servisin araçta birtakım arızalar tespit ettiğini bunların davacıya bildirildiğini, aynı gün aracı bir yerden bir yere götürürken aracın bilinmeyen bir nedenle yandığını ve kullanılamaz hale geldiğini ileri sürerek, ayıplı mal nedeniyle sözleşmenin feshine ödenen 19.000,00 TL. satış bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra verdiği ıslah dilekçesiyle alacağına 18/10/2011 tarihinden itibaren faiz işletilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava ayıplı mal nedeniyle sözleşmenin feshi nedeniyle satış bedelinin iadesi talebine ilişkindir....
Bu nedenle ayıplı mal nedeniyle satıcı sözleşme ilişkisi nedeniyle tüketiciye karşı seçimlik hakların tamamından (bedel iadesi, yenisi ile değişim, bedelde indirim, onarım ve tazminatlar) sorumludur. Üretici ve ithalatçı ise, sadece misli değişim ve onarım talep edilmesi durumunda, satıcı ile birlikte müteselsil sorumlu olduğundan davalı Doğuş Otomotiv Paz. Ve Tic. A.Ş.'nin bedelde indirimden sorumlu olmayacağı değerlendirilerek bu davalı yönünden taraf sıfatı bulunmadığından davanın HMK'nun 114/1- d, 115/1,2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili ikame araç bedeli sebebiyle maddi tazminat talebinde bulunmuş ise de; bu talebi yönünden zararını ispatlayamadığı değerlendirilmiş ikame araç bedeline yönelik talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir..." şeklinde belirtilen gerekçeler ile Davalı Doğuş Otomotiv Paz. Ve Tic. A.Ş.'...
Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin ekspertiz raporunda hangi testleri yaptığını ve hangi hususlardan sorumlu olduğunu ayrıntılı olarak belirttiğini, raporda ve iş emrinde, araçların km ve hasar sorgusunun yapılmadığının yazılı olduğunu, davalı şirketin hizmet kusurunda bahsedebilmek için hizmet kapsamına giren bir hususta hata yapılmasının gerektiğini, hizmet kapsamına girmeyen konuda davalının hizmet kusurunun bulunmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "...Dava, 6098 sayılı TBK'nın 219- 231 maddelerinde düzenlenen satın alınan ikinci el aracın gizli ayıplı çıkması sebebine ve ayrıca hizmetin ayıplı olması nedenine dayalı alacak talebine ilişkindir....
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Ayıplı mal ve fabrika servis hizmetinden memnun kalmadığını, ilk defa dava açtığını, her iki tarafla da problem yaşadığını, yanlışlıkla fabrika ismini verdiğini, bir yıldır emanet gözüyle kullanmaya korktukları hasarlı mobilyaların henüz borcunun bitmediğini, karşı tarafın gider masraflarının da kendisine yüklenmesinin maddi ve manevi çok ağır geldiğini, hakkını alamadığını bu nedenle istinaf yoluna müracaat etme zarureti olduğunu, gereğini arz ve talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı mal bedelinin iadesi istemidir. İlk derece mahkemesince "Somut uyuşmazlık bu amir hüküm kapsamında değerlendirildiğinde; yalnızca onarım ve değiştirme hakkının üretici ve ithalatçıya karşı kullanılabilecek haklardan olduğu anlaşılmaktadır. Üretici ile tüketici arasında bir sözleşme ilişkisi olmadığından, tüketicinin üreticiye karşı sözleşmeden dönme veya bedelde indirim haklarını kullanması düşünülemez....
Davacı ıslahla seçimlik hakkını değiştirmemiş olsaydı ödediği satış bedeline ihtarname tarihinden değil, aracı kullanmaya devam ediyor olması nedeniyle aracın teslim tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilecekti. Davacının daha sonra seçimlik hakkını dava sırasında değiştirmesi halinde de artık, talebin değiştirildiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, bedelde indirim talebi içermeyen ihtarnamenin temerrüte esas alınarak, faizin bu tarihte başlatılması, davalı aleyhine hakkaniyete aykırı bir durum oluşturacağından doğru görülmemiştir. Davacı seçimlik hakkını 19.09.2020 tarihli ıslah dilekçesiyle bedelde indirim olarak değiştirdiğine göre, indirilecek olan bedele de seçimlik hakkın değiştirildiğine ilişkin dilekçesinin verildiği 19/09/2020 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekmektedir....
imalata rastlanmadığı ve sorunsuz çalıştığı anlaşıldığından, davacının bedelde indirim talebinin taktiri mahkemeye ait olmak üzere yerinde olmadığı belirtilmiştir....