Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup ayıplı ifa nedeniyle bedel indirimi ve ayıbın giderilme süresince uğranılan kazanç kaybı nedeniyle alacak istemlerine ilişkindir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalıya bir kısım ürün teslimi yaptığını, davacı tarafından teslim edilen ürünlerin sözleşmede kararlaştırılan niteliklere haiz olmadığını, bu nedenle davacıya ödeme yapılmadığını, teslim edilen ürünlerin daha düşük kalite olması nedeniyle davacıdan bedelde indirim talep edildiğini, bedelde indirim talebinin davacı tarafından kabul edilmemesi nedeniyle taraflar arasında teslim edilen ürünlerin tutarı konusunda anlaşmazlık çıktığını, her iki tarafın ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini, davacının kötüniyetli olarak takip başlattığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava; tacirler arası ticari satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir....
dayanmaksızın uzun süre iade etmediği, yaptırılan delil tespiti ile ürünlerin ayıplı olduğunun da tespit edildiği, davacı tarafça teslim edilen dökümlerin kalan kısmının da işlendikçe döküm hatalarının mevcut olduğu ve üretilecek ürünlerin imalatında kullanılmasının mümkün olmadığının görüldüğü, davacı tarafından başlatılan icra takibine, dökümlerin ayıplı olması ve dökümler işlendikçe ortaya çıkan ayıplar nedeniyle itiraz edildiği, davacı yüklenicinin eserin ayıpsız olarak meydana getirilmesini sağlama borcunu yerine getirmediği, ayıplı olduğu ortaya çıkan dökümlerin bedeli olarak talep edilen ücretin haksız olduğu, geçerli bir ifanın varlığından bahsedilemeyeceği, bu nedenle ödemezlik def'inde bulundukları ve ayıp oranında bedelde indirim isteme seçimlik hakkının kullanıldığı, davacı tarafından ayıplı şekilde teslim edilen tüm dökümler bakımından belirlenecek ayıplı mal bedeli oranında bedelde indirim yapılmak suretiyle hüküm kurulması gerektiği savunulmuştur....
Eldeki davada davacı dava dilekçesi ile taşınmazın ayıpsız misli ile değişimini talep etmiş, 27.10.2020 tarihli celsede ayıpsız misli ile değişimin mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedelde indirim talebi olduğunu vekili aracılığı ile belirtmiş, yine istinaf dilekçesinde seçimlik talebini bedelde indirim olarak bildirmiştir. Bu halde davacının seçimlik hakkını taşınmaz bedelinden ayıp oranında indirim olarak seçtiğinin kabulü gerekir. Ayıp nedeni ile satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nispi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından, öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Nisbi metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir....
Fıkrası uyarınca taşıtın gerçek durumunu yansıtmamasından dolayı davalı T8'ın da sorumlu olduğunu, satın alma sonrası yapılan 9.995,00- TL onarım ve bakım masraflarının davacı tarafça talep edilebileceği yönünde görüş beyan ettiği, davacı tarafın ıslah dilekçesinde, ayıp oranında bedelde indirim talepli davalarını ıslah edere 9.995,00- TL'ye çıkartarak davalılardan tahsilini talep ettiğini beyan ettiği, mahkememizce yapılan incelemede raporda tespit edilen 9.995,00- TL'nin ayıp oranında bedelde indirim bedeli olmayıp yapılan bakım ve onarıma ilişkin bedel olduğunun anlaşıldığı, meydana gelen bu çelişki nedeni ile son celse davacı vekilinden açıklama talep edildiği, davacı vekilinin 13.01.2022 tarihli celsede, yazılı beyanlarında belirttikleri gibi ayıp oranında bedelden indirim değil, onarım bedeli olarak talep ettiklerini beyan ettiği, Konya BAM 5....
DAVA : Eser sözleşmesinden kaynaklı ayıp nedeniyle bedelde indirim, cezai şart ve kazanç kaybı HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi İSTİNAF EDEN : Davacı vekili Taraflar arasındaki Eser sözleşmesinden kaynaklı ayıp nedeniyle bedelde indirim, cezai şart ve kazanç kaybı davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
O halde ilk derece mahkemesince, aracın kaporta kısmındaki ayıp nedeniyle aracın satış tarihindeki ayıpsız değeri ile ayıplı değeri bilirkişiye hesaplattırılarak, nispi metot yöntemine göre yani satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmelidir. Diğer bir ifadeyle tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmak (Ödenecek indirilmiş ücret = (Kararlaştırılan ücret x Ayıplı ücret) / Ayıpsız değer.) suretiyle indirim miktarı belirlenmelidir. İndirim miktarı belirlendikten sonra, 6100 sayılı HMK'nın 107/2. Maddesi kapsamında davacıya iki haftalık süre verilerek talebini belirlemesinin istenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan PVC boru satın aldığını, borular karşılığı 106.185.00 YTL bedelli çek verdiğini, ancak daha sonra borularda üretim hatası bulunduğunun anlaşıldığını belirterek satış sözleşmesinin feshine, malların davalıya iadesine, davalıya çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, satılan boruların ayıplı olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yanlar arasındaki satım akdi nedeniyle önce 113.500.00 YTL bedelli çek verildiği, satılanda bulunan ayıp nedeniyle yapılan anlaşma neticesinde satış bedelinde indirim yapılarak 106.185.00 YTL bedelli ikinci bir çekle ilk çekin değiştirildiği, davacının seçim hakkını bedelde indirime gitmek suretiyle kullandığı, bundan sonra sözleşmenin feshini talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
nin müşteri ilişkileri yöneticiliği birimi tarafından aranarak aracın yenisi ile değiştirilmesini gerektirecek bir durumun bulunmadığı ve başvurunun reddedildiğinin bildirildiğini, 07/08/2018 tarihinde ihtarname ile aynı taleplerde bulunduğunu, ancak 08/08/2018 tarihli maille olumsuz cevap verildiğini, aracın gizli ayıplı olduğunu belirterek dava konusu ayıplı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, mümkün olmadığı takdirde dava konusu ayıplı malın satış bedeli olan 130.000,00-TL'nin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen iadesine, bunun da mümkün olmadığı takdirde ayıplı malın Türkiye piyasa koşullarında kaybettiği değer nazara alınarak ayıp oranında bedelden indirim yapılmasına ve bu bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için yapılan yargılama sonucunda; dava konusu ---- ayıplı olduğunun sabit olduğu, ayıplı kumaşın davalı iş sahibi tarafından kabul edilmediği, ayıp nedeniyle iş sahibinin yükleniciden tazminat talebinde bulunabilmesi ve bedelde indirim istemesi için ayıplı malların yükleniciye iade edilmesinin gerekmediği --- davacının sipariş ettiği sözleşmede fiyatı belirli ürünlerin yerine davacı tarafından teslim edilen ve davalı tarafından da teslim alınan iadesi yapılmayan ürünlerin rayiç fiyatı saptanıp eğer teslim edilen ürünlerin değeri sözleşme ile belirlenen ürün bedelinden daha az ise aradaki fark davalının zararı kabul edilerek davalının ilamsız takipteki itirazının bu zarar kadar haklı olduğunun benimsenmesi gerektiği---- ---hale getirilmesi nedeniyle davalı tarafından ayıp oranında bedelde indirim seçimlik hakkının kullanılabileceği, TBK 50/II maddesinde "Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayların olağan akışını ve zarar...