"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi K A R A R Dava, satış sözleşmesine konu taşınmazın gizli ayıplı olduğu hukuksal nedenine dayanan tazminat istemine ilişkin olup, dosya içerisinde, dosyaya ilişkin olarak Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2012/26436 Esas, 2013/6258 Karar sayılı bozma ilamı da bulunduğu anlaşılmıştır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesinin aktarım kararıyla Dairemize gönderilen dava dosyası üzerinde 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, tacirler arası araç satım sözleşmesinden kaynaklanan, aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar dava dosyası Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin aktarım kararıyla Dairemize gönderilmiş ise de, dava konusu uyuşmazlığın, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 1 sayılı kararı uyarınca, Dairemizin görevleri arasında sayılan (ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesinden Dairemize devredilen) işlerden olmadığı anlaşılmakla, gerekli inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere dosyanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne iadesine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 4....
Sayılı) kararında, dava dışı şirket adına kayıtlı olan araç ile ilgili uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmiş olmakla, dava konusu uyuşmazlığın niteliğinin, ticari satım sözleşmesine konu aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının işyerinde üzerinde bulunan yabancı elyaf nedeniyle ayıplı olan kumaş bulunduğu, ancak iplikte yabancı elyaf ayıbının teslim alınan ipliğin iplik kalite kontrolünü bilen uzman bir personel tarafından konik levhaya sarılması ve gözle kontrolü neticesinde anlaşılabilecek açık ayıp olduğu, davacının 8 gün içerisinde muayene ve ayıp ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu durumda davacının iplikleri teslim edildiği haliyle kabul ettiği sonucuna varıldığı, ayıp iddiasına dayanarak tazminat isteminde bulunamayacağı, davacının davalıya ipliklerden dolayı 25.286, 38 TL borcunun bulunduğu, alacağın likit olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı-birleşen davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Davacıların ifadeleri takriben hiçbir şikayette bulunmamaları açıkça ayıplı hizmet teşkil edecek bir durumun var olmadığını ve kendilerinin böyle bir duruma şahit olmadığını göstermektedir. Tüketici Kanunu’nun açıkça ortaya koyduğu üzere alınan hizmet, tanıtımında, yapılan ilan ve reklamlarda var olduğu söylenen özellikleri taşımıyorsa, bu durum kusur oluşturuyorsa ayıp olarak adlandırılmaktadır. Müvekkil tarafından aracılığı yapılan mavi tur hizmetinde ise böyle bir ayıp bulunmamaktadır. Dolayısı ile yaşanan bu durum, kusurlu hizmet olarak kabul edilemez. Ayrıca manevi tazminat miktarına karar verilirken esas olan tarafların birinin değil, tümünün gelir durumlarını dikkate almaktır. Oysa verilen ilk mahkeme kararı ile belirlenmiş olan tazminat miktarı, toplamda, Müvekkilin kazancının misliyle fazlasını teşkil etmektedir....
- K A R A R - Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12. maddesine dayanan baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle, taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin açılan ilk davada, saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasında görülüp kesinleşen önceki davada tespit edilen bedel esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
- K A R A R - Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 12. maddesine dayanan baraj için yapılan kamulaştırma sonucu çevrenin sosyal, ekonomik ve yerleşme düzeninin bozulması nedeniyle, taşınmazdan ekonomik ve sosyal yönden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada, saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Davacı idare vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun .... maddesine dayanan bir kısmı kamulaştırılan taşınmazdan arta kalan bölümlerinden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun .... maddesine dayanan bir kısmı kamulaştırılan taşınmazdan arta kalan bölümlerinden yararlanma olanağı kalmadığı iddiasına dayanan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal iddiasıyla açılan davada İstanbul 10. Asliye Ticaret ve İstanbul 6. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davalı tarafından ithalatı ve satışı yapılan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla trafik kazası sırasında hava yastığının açılmaması üzerine meydana gelen yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesince, uyuşmazlığın 4077 Sayılı Kanun kapsamına girdiği gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 6....
Mahkemece, davanın bilirkişinin sorumluluğundan kaynaklandığını, davanın esasının hizmet kusuruna dayandığını İYUK'nun 2/1-b maddesi gereğince idari yargı yerlerinde idareye karşı tam yargı davası açılması gerektiğinden davanın reddine karar verilmiştir. Dava ve satış tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nun 285. maddesinde “(1) Bilirkişinin kasten veya ağır ihmal suretiyle düzenlemiş olduğu gerçeğe aykırı raporun, mahkemece hükme esas alınması sebebiyle zarar görmüş olanlar, bu zararın tazmini için Devlete karşı tazminat davası açabilirler. (2) Devlet, ödediği tazminat için sorumlu bilirkişiye rücu eder.”, 286/1 maddesi ise “Devlet aleyhine açılacak olan tazminat davası, gerçeğe aykırı bilirkişi raporunun ilk derece mahkemesince hükme esas alındığı hâllerde, bu mahkemenin yargı çevresi içinde yer aldığı bölge adliye mahkemesi hukuk dairesinde; bölge adliye mahkemesince hükme esas alındığı hâllerde ise Yargıtay ilgili hukuk dairesinde görülür.” hükmünü içermektedir....