Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

na karşı hizmet kusuru iddiasına dayalı olarak değil; kazayı yapan resmi plakalı aracın işletenin davalı Bakanlık olduğu iddiasına dayandırılarak açılmıştır. Bu nedenle dava, davalı kuruma karşı hizmet kusuru iddiasına dayananılarak açılmadığından davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Tüketici Mahkemesi dosyasından, davalı şirkete karşı maddi manevi tazminat davası açılmış olup, davacı site yönetiminin meydana gelen hırsızlıktan dolayı ekonomik olarak zarara uğradığına dair herhangi bir belge ibraz edilmediği gibi, davacı tarafından site yönetiminin zarara uğradığı da iddia edilmemiştir....

    , davacının dava konusu aracı ticari ve mesleki bir amaçla edinmediği, aracın hususi otomobil olduğu davalılar tarafından distribütörlüğü yapılan ve kiralanan aracın ayıplı olaması nedeniyle geçirdiği trafik kazasında yaralandığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava; telefon aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan ve ayıplı hizmet iddiasına dayalı manevi tazminat talebine ilişkin davadır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacının bilgisi ve rızası dışında telefon hattının kullanıma kapatılması ve telefonu kullanmadığı dönem için borç çıkarılarak haksız olarak icra takibi ve haciz uygulandığı, davalının haksız eylemi neticesinde müşterileri ile irtibat kuramadığı, ticari hayatının etkilendiği iddiasıyla manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır....

      Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, ancak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına dava konusu edilen maddi tazminata ilişkin vekalet ücreti hüküm altına alınmaksızın davacının manevi tazminat talebi üzerinden maktu vekalet ücreti hesaplanarak hükmedilmiştir....

        İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davacı vekili 22/03/2021 tarihli istinaf dilekçesinde; müvekkili tarafından kullanım kılavuzuna uygun şekilde monte edilip, kullanım yapılmasına rağmen mahkemece kullanım kılavuzuna uymadığından bahisle hatalı karar verildiğini, raporu düzenleyen bilirkişinin kimya mühendisi olduğunu, iş güvenliği uzmanlığı veya kaliteci bir bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, hiçbir bilimsel veriye dayanmayan rapora itibar edilemeyeceğini, olay nedeniyle müvekkilinin çocuğunun yüzünde sabit iz oluştuğunu, Adli Tıp Kurumundan yeniden rapor alınması gerektiğini, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, davalı mağazadan satın alınan ürünün ayıplı olduğu ve ayıp nedeniyle kullanım sırasında cismani zarara yol açtığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır....

        Manevi tazminat bir tarafın zenginleşme aracı olamayacağı gibi diğer tarafın da fakirleşmesine sebebiyet vermemesi gerekmekte olup, davacının ve davalı T6'nin sosyal-ekonomik durumları ile olayın ağırlığı göz önüne alınarak 2.000 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmiş ..." gerekçeleriyle; 1- Davalı T3 yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine 2- Davalı T6 yönünden ; -Maddi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 800,00 TL nin 05/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, -Manevi tazminat talebi yönünden, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 2.000 TL nin 05/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı ve davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

        TBK 58 m. de kişilik haklarının zedelenmesinden zarar görenin manevi tazminat talep edebileceğinin düzenlendiği,burada bahsi geçen kişilik hakkının kişiliği oluşturan değerlerin tümü olup kişinin hayatı,sağlığı,özgürlüğü,şeref ve haysiyeti,sırları vb. Haklar olup zamana ve duruma göre hakim tarafından takdir ve değerlendirilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Dava araçtaki ayıp nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Hemen belirtmek gerekir ki mahkemece maddi tazminat talebi reddedilmesine rağmen aynı hukuki sebeplere dayalı olarak talep edilen manevi tazminata hükmedilmesi mümkün olmadığı gibi ileri sürülen hukuki ilişkinin manevi tazminatı gerektirmediği de anlaşılmaktadır. Bu itibarla davalının istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, manevi tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından manevi tazminatın miktarı yönünden, davalılar tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalılardan ...'nın temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacının manevi tazminat talebi, davalı ...'in evlilik birliğinde kendisine hakaret ettiği ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği iddiasına dayanmaktadır. Tarafların anlaşmaları üzerine Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiş, boşanma kararı 17.11.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma kararı tarafların anlaşmalarına dayandığına göre, davacının boşanmadan sonra, boşanma sebebiyle artık manevi tazminat (TMK. md.174/2) talep etmesi mümkün değildir....

          Manevi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede ise; Davacı tarafça her ne kadar manevi tazminat isteminde bulunulmuş ise de manevi tazminat, malvarlığı dışındaki, hukuksal değerlere yapılan saldırılar ile meydana getirilen eksilmenin giderilmesi olup, haksız saldırı, kişinin psikolojik varlığı üzerinde etki doğurur. Uğradığı tecavüz nedeniyle, fizik ya da manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevincini kaybeden kişi manevi tazminat isteyebilir....

          UYAP Entegrasyonu