HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE; Dava davacının ticari işletmesinde kullandığı aracın davalı tarafça tamiri sonrasında aynı arızayı tekrar verdiği iddiası üzerine ayıplı hizmet nedeniyle ödenen paranın iadesi matsatlı başlatılan Bursa 6.İcra Müdürlüğünün 2019/... esas sayılı dosyasındaki 8.820,00.-TL tutarlı takibe yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, hizmetin ayıplı ifa edilip edilmediğine ilişkin itirazın iptali davasıdır. Takip konusu alacağın taraflar arasındaki ticari ilişkide davalıya sunulan hizmet bedelinin ödenmediğidir. Kural olarak ispat yükü davacı taraf üzerindedir. Davacı davaya konu hizmeti sağladığını bunun neticesinde ödeme almadığını ispatlamalıdır. Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür....
tarihinde müvekkile teslim edilmiş ve arıza bakım maliyeti olarak da 18.330.88 TL tutarında fatura çıkarılarak davalı firmaca müvekkil firmadan tahsil edildiği; anılan arızanın tamiri ve aracın 08.10.2021 tarihinde müvekkile tesliminin ardından; araç yine aynı arıza nedeniyle uyarı vermiş, araç çalıştırıldığında "araç şarj olmuyor" ve "fren sistemi çalışmıyor" uyarısıyla karşılaşılmış ve 08.11.2021 tarihinde araç çekici ile yetkili servise götürülmüş ve araç halen daha tamir edilerek teslim edilmemiş, 4 aydan fazla bir süredir yetkili serviste beklediği; belirtilen arıza olay akışı içerisinde; 18.05.2021 tarihinden işbu davanın açıldığı 10.03.2022 tarihine kadarki 10 ay kadarlık zaman diliminin 7 ayı araç arızanın tamiri nedeniyle serviste kalmış ve kullanılamamış; fakat anılan arıza bir türlü tamir edilemediği, bunun üzerine; 4 kez aynı arıza nedeniyle servise götürülen, her seferinde de tamir edildiği belirtilerek ve tamir bedeli de müvekkilden tahsil edilerek teslim edilen araçta 5....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki ayıplı mal satışı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı ... … Ltd. Şti.’den 7.12.2007 tarihinde araç satın aldığını, kısa süre içerisinde aracın gaz yemediğini ve araç sürüş kalitesinin giderek düşmeye başladığını gördüğünü,birçok kez servise götürdüğünü, araçtan beklenen menfaati elde edemediğini ileri sürerek, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini,mümkün olmadığı taktirde araç bedelinin faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Davalılar, araçta ayıp bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir....
Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir. İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı...ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir....
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, somut olayda davacıya ait hasarlı araç davalı tarafça tamir ettirilmiş ve davacıya davalı tarafından 12.000,00-TL ödeme yapılmış ise de; aracın tamiri sırasında sağ arka taşıyıcı kolunun değiştirilmediği, sağ arka aksının kaynak ile birleştirildiği anlaşılmakla, araçta oluşan ikinci hasarın aracın layıkıyla tamir edilmemesinden kaynaklandığının bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olmasına; davaya konu olayda hatalı (ayıplı) tamir söz konusu olup, davacının gerçek zararının giderilmemiş olmasına, süresinde tesbit yaptıran ve dava açan davacının BK.198.maddesine göre, aracı ayıplı haliyle kabulünün de söz konusu olmamasına( Bkz....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı firmadan 2013 model ... markalı çekici bir araç satın aldığını, araç için ilgili firmaya 248.791,50 TL ödediğini, müvekkilinin aracın alınmasından 3 ay sonrasında ...'a doğru giderken aracının yolda kaldığını, bunun üzerine en yakın... servisine kurtarıcı ile çektirilerek aracın ilk tespitinin ve onarımının yapıldığını, aracın tamiri karşılığında 15.000,00 TL tahsil edildiğini ileri sürerek, üretim hatası ile ayıplı mal niteliği taşıyan ... plakalı 2013 model...markalı çekici aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, müvekkilinden tahsil edilen 15.000 TL servis ücretinin tahsiline, aracın azami tamir süresinde tamir edilememesi nedeniyle müvekkilinin munzam zararının muhammen değer üzerinden hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, yetki itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ..., davanın reddini istemiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ : 06/03/2015 NUMARASI : 2014/397-2015/204 -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, davalı tarafından satılan aracın ayıplı çıkması nedeniyle ayıplı bölümün orjinali ile değiştirilmesi, bunun olanaklı olmaması halinde tamiri ve tamir nedeniyle oluşacak değer kaybı bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Buna göre; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun 19.01.2015 gün ve 8 sayılı kararı uyarınca Dairemiz görev alanı dışındadır. Dosyanın inceleme yerinin belirlenmesi için 11 Nisan 2015 Tarihli ve 29323 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik Yargıtay Kanununun 60/II. fıkrası uyarınca dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 03/07/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkememizce de davacının seçim hakkını ayıplı olarak satılan aracın tamiri yönünde kullanmış olduğu kabul edilerek ve davacının başkaca bir talepte bulunamayacağı değerlendirilerek davacının davasının reddine" karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Dava, ayıplı aracın tamiri için gerekli yedek parçanın tedarik edilmemesinden doğan maddi ve manevi tazminat talebiyle açılmıştır. Mahkemece, sadece davacı ...’nun maddi tazminat talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; davacıların diğer taleplerinin ise reddine karar verilmiştir. Davalı, davacı ...’nun maddi tazminat talebinin kabul edilmesine yönelik kararı temyiz etmiştir. Dosya içindeki belgelerden ve davaya konu aracın ruhsat bilgilerinden, aracın davacı ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Başka bir anlatımla davacı ...’nun, davalı firma ile davacı ... arasındaki satış sözleşmesinin tarafı olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacı ...’ın taraf olmadığı satış sözleşmesi nedeniyle davada aktif husumet ehliyeti yoktur. Bu nedenle, davacı ...’ın davasının reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı,22.4.2004 günlü fatura ile davalıdan sıfır kilometre Opel Vectra marka bir araç satın aldığını,5. vitesten ses gelmesi üzerine serviste tespit yaptırdığını sorunun giderilemediğini,ayrıca ön takımdan ses geldiğini kaportasında da boya çatlağı olduğunu ileri sürerek, ayıplı aracın ayıpsız olanı ile değiştirilmesini istemiştir. Davalı ... A.Ş, davacının şikayetleri ile ilgili işlemin yapıldığını şikayetlerin araçtan yararlanamamanın süreklilik arzetmediğini,diğer davalı da araçta üretimden kaynaklanan hata olmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir....