Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilirkişi heyeti raporunun taraflara tebliğ edildiği, davacı vekili ve davalı vekilleri tarafından rapora karşı beyan ve itirazlarını içeren dilekçelerin gönderilmiş olduğu, davacı vekili tarafından ----- plakalı aracın ve araçtaki ekspertiz incelenmesinin ayıplı olması nedeniyle satış bedelinin indirilmesine karar verilerek toplam 12.587,98-TL nin ihtarnamenin davalılara son tebliğ tarihi olan 04.12.2018 tarihinden itibaren 7 günlük sürenin sonu olan 12.12.2018 tarihinde itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen verilmesini talep ettiği ve bu şekilde davasını ıslah ettiği görülmüştür....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Dava, üretim hatasından dolayı ayıplı mal satışı nedeni ile satış sözleşmesinin feshi ve satış bedelinin ödenmesi talebine ilişkindir. ....02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun ....maddesiyle ... Yasasının ....maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının ... ....... Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle ... ....... Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, 25.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Dava, satıma konu malın ayıplı olması dolayısıyla sözleşmenin feshi ile satış bedeli ve satış masraflarının, çekici, motor tamir, işçilik ve yedek parça giderlerinin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili, mümkün olmadığı taktirde çekici, motor tamir ,işçilik ve yedek parça giderleri sebebiyle toplam 4.950 TL'nin ve yapılacak tespit masraflarının satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemine istemine yöneliktir. Somut olayda; mahkemece davanın kısmen kabulüne, sözleşmenin feshi ile satış bedelinin iadesine dair talebin reddine, satıma konu aracın ayıplı olmasından (çekici, motor tamiri, işçilik ve yedek parça masraflarından) doğan toplam 4.350,07 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği görülmüştür....

      Davacı tarafından satın alınan aracın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 4. maddesinde belirtildiği şekilde ayıplı mal olduğu, onarım hakkının kullanılmasına rağmen aynı arızanın ikiden fazla ve sık tekrarlaması nedeniyle tüketicinin yasada belirtilen seçimlik haklarından sözleşmeden cayma hakkını kullandığı dosya kapsamı ile anlaşılmakta olup, davacının araç bedelini isteyebileceğinden mahkemece bu yöne ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik yoktur. Ancak anılan yasanın 4/2 maddesinde "bedel İadesi" nden söz edilmiş olup, bundan maksat araç alınırken kararlaştırılan ve ödenen toplam satış bedelidir. Somut olayda olduğu gibi, şayet araç tüketici kredisi kullanılarak alınmış ve tüketici bu nedenle kredi kullandığı bankaya bir faiz ödemiş ise, ödenen tüketici kredisi faizinin satış bedeli içinde değerlendirilmesi olanaksızdır....

        - K A R A R - Asıl ve birleşen davalar, ayıplı araç nedeniyle sözleşmenin feshi ile bedelin iadesi veya tenzili ve uğranılan zararın tazmini istemlerine ilişkindir. Davalı vekili, zamanaşımı süresinin geçtiğini, ayıp ihbar sürelerine uyulmadığını, dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklanan bir ayıbın bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacının TTK’nun 25/4. maddesinde öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresi ile iki ve sekiz günlük ayıp muayene ve ihbar yükümlülüklerine uymadığı, ancak aracın motor kaputunda meydana gelen boya kusurunun, üretim aşamasında ya da aracın tesliminden önce gerçekleşmiş olduğu, davalının bu ayıbı aracın ilgili kısmını boyamak suretiyle gizlediği ve aracı bu şekilde davacıya teslim ettiği, ayıp hile ile gizlendiğinden 818 sy....

          - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 79.500 Euro bedelli mal alımı yaptığını, ancak malın gizli ayıplı olduğunu belirterek, 79.500 Euro bedelli olan satım sözleşmesinin feshi ile motorun satıcıya iadesine, satış bedelinin Devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıllık vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile tahsiline, sözleşmenin feshedilmemesi halinde malın değerinde meydana gelen azalma bedelinin tenzili ile bu tutarın iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Sasim Ltd.Şti. vekili,davacı ile alım-satım akdinin Turhal Europe B.V firması arasında yapıldığını, müvekkilinin satıcı firmanın acentesi olmadığını bildirerek husumet itirazında bulunduğu gibi, ayıp ihbarının da süresinde yapılmadığını, kaldı ki, malın ayıplı olmadığını, iddia olunan arızanın da garanti kapsamında bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....

            Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı cevabında özetle; Davalı tarafın istinaf taleplerinin reddi ile usul ve yasaya ve hakkaniyete uygun kararın onanmasını talep etmiştir. DELİLLER : İstinaf incelemesine esas; Yerel mahkemenin dosyası içerisinde bulunan belge ve kayıtlar. ESASTAN İNCELEME RAPOR SONUCU: Dava, ayıplı araç satışından kaynaklanan alacak (satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme) davasıdır. Hatay 1. Noterliği'nin 20/07/2018 tarih ve 14016 E yevmiye nolu "araç satış sözleşmesi"nin incelenmesinde; satıcının T3 , alıcını T1 olduğu, satışa konu aracın 34 XX 751 palaka sayılı araç olduğu, satış bedelinin 27.200,00 TL olduğu, satış bedelinin satıcı tarafından tamamen alındığının beyan edildiği görülmüştür....

            Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Her ne kadar mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın satış tarihindeki ayıpsız bedelinin 16.000 TL olduğu, aracın tespit tarihi olan 02/05/2011 tarihi itibariyle ayıplı değerinin 9.500 TL olduğu, bu değerin 14/05/2010 tarihinde 9.000 TL olduğu belirtilmiş ve mahkemece, aracın satış tarihindeki ayıpsız bedeli 16.000 TL olarak esas alınıp 9.000 TL' nin mahsubu ile 7.000 TL üzerinden hüküm kurulmuş ise de önceki bozma ilamında da değinildiği ve yukarıda açıklandığı üzere araç 20.063,50 TL bedel ile davacıya satılmıştır....

              boya ve rütuş işlemine tabi tutulduğunun ayrıca çamurluk tespit civatalarındaki paslanmanın da çamurluğun sökülmesi ve takılması sırasında anahtar kullanılmasından 2010/13289-2011/8637 kaynaklandığının bildirildiğini buna göre aracın kendisine ayıplı olarak satılmış olduğunu belirterek ayıplı aracın satış bedelinin iadesi ile maddi ve manevi zararlarının karşılanması için 5.000.00.TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

                Mahkemece, davacının sözleşmenin feshi ile birlikte müspet zarar niteliğinde olan kira kaybı tazminatını talep edemeyeceği belirtilerek, menfi zarar kapsamında bulunan, 3.100.000.000 TL ödenen satış bedelinin faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmişse de, 2008/2929-8015 davacının dava dilekçesindeki talebi, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin 9. maddesinde öngörülen rayiç kira bedeli üzerinden hesaplanacak gecikme tazminatı olup davacının, “sözleşmenin feshi ve ödenen satış bedelinin iadesi” ile ilgili dava dilekçesinde herhangi bir talebi olmadığı gibi, bu hususta yapılmış usulüne uygun bir “ıslah” da bulunmamaktadır. Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz amacıyla verilmiş olan ve “bilirkişi raporunda hesaplanan miktara, ödenen bedelin de ilave edilmesi gerektiğine” ilişkin 14.7.2004 tarihli dilekçeyi de, bir ıslah dilekçesi olarak kabul etmek mümkün değildir....

                  UYAP Entegrasyonu