dan oluşan bilirkişi heyetine tevdii edilerek; taraflar arasındaki sözleşmeye konu olup davalı tarafından davacıya satılan makinanın ayıplı olup olmadığı, davacı tarafın sözleşmenin feshi ve sözleşme kapsamında davalıya ödenen bedelin iadesi talebinin haklı ve yerinde olup olmadığının belirlenmesi için (dava konusu makina üzerinde yerinde inceleme de yapılarak) tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir....
İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; Dava; ayıplı araç satışından kaynaklanan bedel iadesi ve zararın tazmini talebini içermektedir. Davacı ilk davası ile öncelikle sadece araç bedelinin iadesini talep etmiş olup 10/07/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini dava tarihinden itibaren 18.750 TL araç bedelinin ve araç için yapılan 649,00 TL masrafın 11/06/2019 tarihinden itibaren 1.416 TL masrafın 12/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizleriyle birlikte davalıdan tahsili şeklinde HMK m.176 gereğince tam ıslah ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Öncelikle davalının istinaf nedenlerinin incelenmesinde ; Dava 10/07/2019 tarihinde HMK 176.maddesi gereğince tamamen ıslah edildiğinden, davalının, dava tarihinden sonraki giderlere dair karar verilemeyeceği yönündeki istinaf nedenleri yerinde değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali ile ödenen bedelin ve senetlerin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada İstanbul Anadolu 3. Tüketici ve Yalova 2....
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davacı vekili 25/08/2021 tarihli istinaf dilekçesinde; mahkemece satış sözleşmesinin satıcı lehine yorumlandığını, aracın orijinal olduğu ve kilometresinin oynanmadığı bilgisinin verildiğini, aracın taksi çıkması ve kilometresi ile oynandığı hususunda bir bilgi verilmediğini, satıcının ayıbı bilip bilmemesinin önemi olmadığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talepli davadır....
Dava, ayıplı aracın iadesi ile ödenen bedelin tüketiciye iadesi isteğine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen araç satış sözleşmesi tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun' un (TKHK) ayıplı mal başlıklı 8. Maddesinde " (1) Ayılı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. (2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir" düzenlemesi mevcuttur....
Mahkemece, davanı kısmen kabulüne, davacının sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talebinin reddine, maddi tazminat talebinin kabulü ile 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eldeki dava ile davalıdan satın aldığı dairenin ayıplı ve tapuda depo vasfında olduğunu ileri sürerek daire için ödediği bedelin davalıdan tahsili ile maddi ve manevi zararlarının tazminini istemiştir....
K A R A R Davacı, 01.10.2015 tarihinde dava konusu otomobili satın aldığını, aracın tesliminden bir ay sonra araç tavanı ve sunroof kısmından gelen sesler nedeniyle servise götürüldüğünü ve burada sunroofun değiştirildiğini, şikayetin devam etmesi üzerine ise tavanın komple söküldüğünü ve tavan kaplamasının değiştirildiğini, ancak bu arızanın giderilemediğini, bu haliyle aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek; aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine bunun mümkün olmaması halinde ise sözleşmenin iptali ile araç için ödenen bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, ilk derece yargılama makamına sunmuş oldukları yanıt dilekçeleri ile dava konusu aracın üretimden kaynaklı ayıplı olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş; davalıların istinaf talebi ... Bölge Adliye Mahkemesi 3....
Uyuşmazlık, sözleşmenin feshi, ödenen bedelin iadesi ve 2016 yılında ödenmiş aidat bedelinden dolayı davalının sorumlu olup olmayacağı, dava dışı şirket ile davalı şirket arasında organik bağın bulunup bulunmadığı, sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi talebinin davalı şirketten istenip istemeyeceği, bu talep yönünden davalı şirketin husumetinin bulunup bulunmadığı hususundadır. Dairemizce 21/12/2021 tarihinde verilen kararında, açıkça davada iki farklı talebin söz konusu olduğu, dolayısıyla husumetin hangi talep yönünden kabul edildiğinin açık olmadığı gerekçesiyle kaldırma kararı verilmiştir. Mahkemece bu karara karşı duruşma açılmaksızın dosya üzerinden inceleme yapılarak ve bir önceki kararından farklı tüm delillerin gerekçelendirilerek organik bağın bulunduğundan bahisle sözleşmenin feshi ile ödenen bedelden davalı şirketin sorumlu olacağı yönünde karar verildiği anlaşılmıştır. Dosyada toplanan delillerde sözleşmenin dava dışı şirket tarafından imzalandığı açıktır....
Davacı iş sahibi, yapılan işin kullanılamayacak derecede ayıplı ifa edildiğini belirterek bu iş nedeniyle davalıya ödediği bedelin iadesini istemiş; davalı yüklenici ise, ayıbın zeminin kötü olması nedeniyle oluştuğunu, davacı firmaya sözleşmeye konu işlem yapılacak olan zeminin bozuk olduğu ve önce ana zeminin kazınarak komple beton dökülmesi gerektiği bildirildiği halde davacının gereğini yerine getirmediğini bu nedenle ayıpların ortaya çıktığını savunmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek işin kullanılamayacak derecede ayıplı ifa edildiği gerekçesiyle davacı tarafından davalıya ödenen bedelin iadesine hükmedilmiştir. Sözleşmenin varlığı, içeriği, davacı tarafından yapılan ödeme ve miktarı ile yapılan işin kullanılamayacak derecede kusurlu olduğu konusunda uyuşmazlık yoktur....
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delilleri toplanmış davacı açmış olduğu dava ile ayıp nedeniyle almış olduğu aracın iadesi ile ödediği bedelin iadesine yönelik talebin değerlendirilmesi açısından davaya konu üründe ayıp bulunup bulunmadığı yönünde konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmış, alınan heyet raporuyla davacının iddia ettiği arızaların gizli ayıp niteliğinde olduğu ve bu ayıbın araçtan faydalanmayı etkilediği tespit edilmiş, yapılan bu tespit doğrultusunda davacı yan dava değerini ıslahla artırarak 69.788,10- Euro olarak belirtmiş, bu bedel davacı tarafın araç için ödediği toplam bedel olarak kabul edilmiş, , davacı talebi doğrultusunda davaya konu aracın davalı satıcıya iadesi kaydıyla ödenen bedelin davacı tarafa iadesine karar verilmiş araç henüz davalı tarafa iade edilmediği için işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiş faiz talebi reddedilmiş, diğer davalı yetkili servise yöneltilen dava yönünden ise yetkili servisin tüketicinin ayıba...