Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Dava, satın alınan ayıplı ticari aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. Davalı vekili, satım akdine konu römork ile çekicinin aşırı yüklenmesi nedeniyle boşaltım esnasında pistonun kırıldığını, araçta imalat hatası bulunmayıp hatalı kullanım olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, meydana gelen kaza ve hasarın aracın aşırı yüklenmesinden kaynaklandığının bilirkişi raporu ile sabit olduğu belirtilerek davanın reddine oyçokluğu ile karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık satım akdine konu aracın ayıplı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Makine mühendisi tarafından delil tespiti sırasında düzenlenen tespit raporu ile makine mühendisleri odasından alınan ve üç makine mühendisi tarafından düzenlenen raporda araçta imalat hatası bulunduğu belirtilmiştir....

    , bu nedenle yenisi ve misli ile değiştirilmesini talep ve dava etmiştir....

    GEREKÇE: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının satın aldığı aracın ayıplı olduğu iddiasıyla maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 11. maddesine göre, Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur....

    Kanundaki düzenlemeler göstermektedir ki; satılanın ayıplı olduğunun anlaşılması üzerine alıcının BK’nın 202. maddesine göre alıcı satılanı iadeye hazır olduğunu beyanla satımın feshini veya satılanı muhafaza ile satış bedelinin indirilmesini isteyebileceği gibi, BK’nın 203. maddesine göre satılan muayyen misli şeylerden ise, satılanın ayıptan ari misli ile değiştirilmesini isteyebilir. Dava konusu olan araç miktarı belli ve misli ile temini mümkündür. Davacı tercih hakkını ayıptan ari yenisiyle değiştirilmesi yönünde kullanmıştır. Davaya konu aracın Dacıa marka Logan MCV tipinde, 2009 model, 4 silindirli, dizel yakıtlı olduğu ve 26.08.2008 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır....

      Mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 04.07.2013 tarihli ilk hüküm Dairemizin 28.10.2014 gün, 2014/5740 E.-2014/15653 K. sayılı ilamı ile usulden bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, aldırılan bilirkişi raporlarına göre dava konusu aracın gizli ayıplı olduğu, davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunduğu, davacının seçim hakkını aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde ödenmiş olan fatura bedelinin tahsili yönünde kullandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

        Bu açıklamalara göre aracın gizli ayıplı olduğunun ve davacının seçimlik haklarını kullanma koşullarının oluştuğunun kabulü gerekmiştir. Garanti Belgesi Yönetmeliği'nin 9- (1) maddesinde tüketicinin, ücretsiz onarım hakkını kullanması ve malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması (a bendi) halinde misli ile değişim talep edebileceği belirtilmiştir. Esasen ücretsiz onarım hakkı seçildiğinde, ücretsiz onarımın aynı arızanın tekrarlamaması şeklinde yerine getirilmesi gerekir. Davalı ücretsiz onarımı gereği gibi yerine getirmediğinden, davacının ücretsiz onarımdan vazgeçip misli ile değişim isteme koşulları oluşmuştur. Bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile misli ile değişime karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur....

        Davalı, davanın reddini dilemiştir, Mahkemece, aracın davanın devamı sırasında satılmış olduğundan davacının aktif dava ehliyetinin kalmadığından, davacının davasını ispatlaması halinde dahi hükmün infazının mümkün olamayacağı, ayıp halinde üçüncü kişiye satış halinde ancak zarar bulunması halinde tazminat istenebileceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava konusu Aracın ESP güvenlik sistemli olarak tarafına satıldığı halde bu özelliğinin olmadığını, ayıplı aracın aynı model ve marka yenisi ile değiştirilmesini bu talebinin kabul görmemesi halinde araca ESP güvenlik sisteminin eklenmesi talebi ile eldeki bu davayı açmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, kural olarak BK'nun 204. maddesi hükmü gereğince, satılan mal başkasına temlik edilmiş ise alıcı ayıp sebebiyle malın aynı misli ile değiştirilmesini değil ancak, semenin tenzilini isteyebilir....

          Mahkemece; davanın kabulü ile......plakalı ...marka 2014 model Transporter aracın aynı özellik ve aynı modeli ile davalı tarafından değiştirilirek davacıya verilmesine, bu mümkün olmadığı takdirde 70.321,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacılar eldeki dava ile ayıplı olan aracın yenisi ile değiştirilmesi veya aracın iadesi ile ödenmiş olan bedelin istirdatını talep etmişler; Mahkemece, davanın kabulü ile aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, bunun mümkün olmaması halinde ise bedeli iadesine hükmedilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir....

            indirimine karar verilmesi gerektiğini, 7- Söz konusu ayıbın varlığı kabul edilse dahi, küçük bir müdahale ile giderilebilecek olması sebebi ile bu durum bedel indirimi gerektirecek bir ayıp olarak kabul edilmeliyken, üstelik ayıbın varlığı aracın kullanılması ve aracın kullanılmasından beklenen faydayı etkilememekte ve aracın değerinde bir kayıp yaratmamaktayken, yerel mahkeme tarafından aracın misli ile değiştirilmesi yönünde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu talebin kabulünün davacının dava yolunu bir sebepsiz zenginleşme aracı olarak kullanması sonucunu doğurduğunu, bilirkişi ek raporunda araçta oluşan değer kaybının 6.488,80 TL olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen mahkemece aracın misli ile değişimi yönünde karar kurulmasının hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğunu belirterek, ilk derece yargılaması sonucu kurulan hükmün istinaf yolu ile incelenerek bozularak reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            indirimine karar verilmesi gerektiğini, 7- Söz konusu ayıbın varlığı kabul edilse dahi, küçük bir müdahale ile giderilebilecek olması sebebi ile bu durum bedel indirimi gerektirecek bir ayıp olarak kabul edilmeliyken, üstelik ayıbın varlığı aracın kullanılması ve aracın kullanılmasından beklenen faydayı etkilememekte ve aracın değerinde bir kayıp yaratmamaktayken, yerel mahkeme tarafından aracın misli ile değiştirilmesi yönünde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu talebin kabulünün davacının dava yolunu bir sebepsiz zenginleşme aracı olarak kullanması sonucunu doğurduğunu, bilirkişi ek raporunda araçta oluşan değer kaybının 6.488,80 TL olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen mahkemece aracın misli ile değişimi yönünde karar kurulmasının hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğunu belirterek, ilk derece yargılaması sonucu kurulan hükmün istinaf yolu ile incelenerek bozularak reddine karar verilmesini talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu