Ayıp, sözleşmede kararlaştırılan vasıfların veya lüzumlu vasıflardan bir ya da bir kaçının eserde bulunmaması halidir. Ayıbın niteliğine göre BK’nın 360. maddesi uyarınca iş sahibinin, eseri kabulden kaçınma (sözleşmenin feshi), bedel indirimi, ayıpların giderilmesi ve ayıp nedeniyle tazminat isteme hakkı vardır. İş sahibinin başlangıçta ayıpların giderilmesini talep etmiş olması, bu ayıpların giderilememesi halinde sözleşmeyi fesih hakkını kullanmasını engelleyemez....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....
Bunlardan birincisi, BK'nın 360/I. maddesine göre eserin iş sahibinin kullanamayacağı ve nısfet kaidesine göre kabulü icbar edilemeyecek derecede kusurlu olması halinde eseri reddederek bedelinin iadesini isteme, ikincisi aynı maddenin II. fıkrası uyarınca ayıp bu derecede önemli değilse bedelde indirim ve üçüncüsü de aynı maddenin II. fıkra ikinci cümlesi gereğince tamirinin büyük bir masrafı gerektirmemesi halinde tamirini (onarımını) isteme hakkıdır. Şayet yüklenici tarafından yapılan imalâtla ilgili bir garanti verilmişse yüklenici, açık ayıplar yönünden muayene ve süresinde ihbar yükümlülüğünü, gizli ayıplar yönünden de süresinde ihbar yükümlülüğünü kaldırmayı ve garanti süresi içerisinde tüm ayıpları gidermeyi yükümlenmiş olur. Taraflar arasında akdedilen ve az yukarıda bahsedilen 16.04.2007 tarihli sözleşmenin 20. maddesinde de torbaların garantisinin 6 yıl olacağı belirtilmiş ve eldeki davada garanti süresi henüz dolmadan açılmıştır....
bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece, ayıplı imalâttan dolayı açılan dava, ayıp ihbarının yapılmadığı gerekçesiyle reddedilmiş ise de; davalı cevabında bu ihtilâf sebebiyle sözleşme bedelinden indirim yaptığını ve iş sahipleri hakkında giriştikleri icra takibinde bedeli tenzil ederek alacaklarını istediğini belirtmiştir....
Yargıtay içtihatlarına uygun olarak nispi metoda göre araçtaki ayıp nedeniyle ayıp oranında indirim bedeli hesaplandığında; sözleşme bedeli x ayıplı değer /ayıpsız değer formulünden ulaşılan 34.000,00 TL'nin satış bedeli olan 38.000,00 TL'den tenzili ile ayıp oranında indirim bedelinin 4.000- tl.olması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Hesaplanarak belirlenen ayıp oranında indirim bedelinin tutarı ile araçtaki ayıpların mahiyeti ve önemi gözetildiğinde davacı alıcıya seçimlik haklarından ayıp oranında indirim bedeline ilişkin seçimlik hakkının kullandırılmasının hakkaniyete daha uygun düşeceği sonucuna ulaşılmıştır....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, ayıplı ifa sebebiyle doğan zararın tazmini için açılan bu davanın kısmi dava olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacının 2012 yılından beri teslim aldığı mallarda muayene ve ihbar yükümlülüğüne uymadığını, satılan malda ayıp bulunmadığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 227 nci maddesi gereği satılanın onarılması veya bedelde indirim talep edebilecek olan davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanarak dava değerinin tamamını isteyemeyeceğini, davacının satılandan elde ettiği menfaatleri de mahsup etmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III....
Davacı tarafça ayıp nedeniyle seçimlik hakkı ayıp oranında bedelde indirim şeklinde kullanılmış ve ilk derece mahkemesince aldırılan 08/10/2021 tarihli rapor hükme esas alınarak dava neticelendirilmiş ise de; alınan rapor denetime elverişli olmadığı gibi rapordaki değerler aracın satım tarihindeki değerleri olmayıp güncel değerlerine ilişkin olduğundan hesaplama yöntemi de yanlıştır. Bu halde; ilk derece mahkemesince; satıma konu aracın marka model ve durumuna göre satım tarihindeki 100.264 km de olan araç bedeli ile 166395 km deki araç bedeli belirlenmek suretiyle nispi metod yöntemi ne göre satış bedel de indirim miktarı belirlenerek hüküm altına alınması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, 6100 Sayılı HMK'nın 353/1- a-6. maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Ayıp halinde alıcının hakları 6098 sayılı TBK'nın 227-(1) maddesinde; "Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme" olarak sayılmıştır. Alıcının genel hükümlere göre tazminat hakkının saklı olduğu da hüküm altına alınmıştır (m.227/1). Davacının açıkça bedelde indirim istediği ve isteğin yukarıda sayılan ayıptan kaynaklı seçimlik haklar içerisinde düzenlendiği görülmektedir....
Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı ayıp oranında indirim bedeli taleplidir. Davacı vekili; davacının, davalıdan 14/11/2017 tarihinde 48.000,00 TL bedel mukabilinde araç satın aldığını, sonradan aracın kmsiyle oynandığını öğrendiğini ileri sürerek şimdilik 1.000,00 TL ayıp oranında indirim bedelinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davasını ıslah ederek dava değerini 8.000,00 TL olarak belirlemiştir. Davalı; aracın km'siyle oynamadığını, bu yüzden ayıptan sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir....