WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan ayıp ihbarının yapılmadığı iddiası bir defi olup cevap dilekçesinde bunun ileri sürülmesi gerekir. Hizmet veren davada cevap dilekçesiyle bunu ileri sürmüş ve tüketici de ayıp ihbarını yaptığını ispat edememişse artık 6502 sayılı yasanın 15. Maddesinde kendisine tanınan hakları kullanamayacaktır. Şüphesiz manevi tazminat davalarında da bu durum aynen geçerlidir. Çünkü buradaki iddia hizmetin ayıplı verildiğine dairdir. Somut olayda davalı süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını ileri sürmüştür. Delillere göre düğün videosundaki eksik çekim hususu açık ayıp niteliğinde olup bu husus tartışmasızdır. Yukarıda değinildiği üzere açık ayıpların derhal hizmet verene bildirilmesi gerekir. Mahkemece davacılara ayıpların bildirildiğine dair delil sunma imkanı tanınmamış, bu yöndeki deliller de toplanmamıştır....

Mahkemece, olayda hileli bir işlemin söz konusu olmadığı, Belediyece tahsis işleminden vazgeçilerek, bir kısım alanın kamuya açık park haline getirilmiş olmasında davalının kusurundan bahsedilemeyeceği, mevcut ayıpların gizli ayıp değil, açık ayıp olduğu, gerek açık ayıplar, gerekse kalorifer tesisatındaki arıza nedeniyle süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığı, manevi tazminat şartlarının da oluşmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, davacıya satılan konutun, internet sitesinde taahhüt edildiği halde 12 dönümlük bir koruda inşa edilmemesi, sosyal ve sportif tesislerin yapılmaması nedeniyle eksik ve ayıplı olarak inşa edildiği iddiası ile, ayıp oranında ödenen satış bedelinin...

    -K A R A R- Davacı vekili, davalıdan satın alınan nevresim takımlarından 1.300 adetinin kötü durumda olması nedeniyle iade edildiğini,yanlış etiketleme yapıldığını, ayıpların kontrolü amacıyla masraflar yapıldığını, teslimdeki gecikmeden dolayı malların hava yoluyla taşınması nedeniyle müvekkili tarafından ek maliyetlere katlanıldığını, bir kısım malların müvekkilinin müşterileri tarafından iade edildiğini belirterek sözleşme hükümleri ve Alman Kanunlarına göre 112.833,70 Euro tazminat talebinde bulunmuştur....

      Dava, davaya konu aracın kilometresi ile oynanmasından kaynaklı ayıp nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, davalının aracın kilometresinin düşürülmesi nedeniyle gizli ayıptan haberdar olmaması, kusuru bulunmaması halinde sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır. Dava, konusu itibariyle tüketici yasası hükümlerine tabi olmayıp taraflar arasındaki meselenin halli için 6098 sayılı TBK’nun ayıba karşı tekeffül hukuki kurumunu düzenleyen 219 ve devamı maddelerine bakmak gerekir. Davacı 6098 sayılı TBK 219 ve sonraki ayıba karşı tekeffül maddeleri hükümlerine göre davalıdan tazminat istemekte haklıdır....

        Davalı vekili, dava konusu taşınmazın davacıya tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, taşınmazın hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin teslim alındığını, yazılı/sözlü olarak ayıp ihbarında bulunulmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazın 26/05/2006 tarihinde ihtirazi kayıt konulmadan teslim alındığı ve davalının ibra edildiği, taşınmazın tapuda devrinin gerçekleştiği, devir sırasında ayıp konusunda beyan bulunmadığı, davanın 21/09/2011 tarihinde açılmış olduğu, bu bilgilere göre süresinde ayıp ihbarının yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

          Davacı vekili, mahkemenin kurmuş olduğu hükmün yerinde olmadığını, taşınmazın fiili kullanım alanının büyük olması ve davalının taşınmazın ortak alanlarını daireye katması nedeniyle durumun fark edilmediğini, bu nedenle açık ayıp değil gizli ayıp olduğunu, sözleşmeye göre 90 metrekare olan alanın fiili kullanımının 28 metrekare olduğunun öğrenildiğini, aradaki farkın tespit edilerek bedelinin müvekkiline ödenmesini beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Dava, taşınmaz alımına ilişkin sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklanan tazminat davasıdır. Taraflar arasında 04/02/2006 tarihli harici taşınmaz alımına ilişkin akdi ilişki kurulduğu ve taşınmazın davacıya 11/02/2006 tarihinde tapuda devredildiği hususunda uyuşmazlık yoktur....

          K A R A R Davacı, davalıdan satın aldığı dairenin 4.9.2001 tarihinde teslim edildiğini, teslim aldıktan 6 ay sonra dairenin duvarlarında çatlaklar oluşmaya başladığını, pencere kenarlarından da nem ve rutubet aldığını, balkon duvarında çatlak ve sıva dökülmesi olduğunu, balkon pis su atık borusunun etrafındaki kısmın ... suyu aldığı ve ıslak zemindeki fayansların gelişigüzel döşendiğini, davalıya bildirdiği halde ilgilenilmediğini, en son 21.5.2002 tarihinde bildirdiği halde giderilmediğini ileri sürerek öncelikle ayıplı durumun giderilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak bu ayıplar giderilirken kendisi ve ailesine verilecek rahatsızlık nedeniyle maddi ve manevi tazminat olarak 5000'er TL, ayıp nedeniyle 1000 TL nesafet farkı ve zararlarını teminat altına almak için 1000 TL'lık teminat mektubu verilmesini istemiştir....

            Bu nedenlerle, ayıp ihbarının süresinde olup olmadığının tespiti gerekir....

            Davacı taraf, 4.10.2011 tarihli ıslah dilekçesinde, dava dilekçesindeki diğer taleplerinden vazgeçtiğini bildirerek üç başlık altında topladığı ve eksik iş olarak nitelendirdiği işlerin yapılmaması nedeniyle uğradığı zararın tahsilini talep etmiştir. Bilirkişi raporunda,davacının eksik iş olarak nitelendirdiği işlerden sadece mantolamanın içten yapılması ve bu suretle metrekare küçülmesine neden olması gizli ayıp olarak nitelendirilmiş,diğer taleplerin ise açık ayıp niteliğinde bulunduğu belirtilmiştir. Mahkemece, davacının ıslah dilekçesindeki talepleri eksik iş olarak nitelendirilip değerlendirme yapılmış ise de açık ayıp-gizli ayıp nitelendirmesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.Açık ayıplar için teslimden itibaren 30 gün içinde davalı tarafa yapılmış bir ihtar bulunmamaktadır. Gizli ayıplar yönünden ise; gizli ayıp ihbarını yasada belirtilen sürede yaptığını ispat yükümlülüğü davacı tarafa aittir....

              Açık ayıplar yönünden BK’nın 359. maddesi uyarınca iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin mutad cereyanına göre imkânını bulur bulmaz muayene ve ihbar mükellefiyeti bulduğundan ve davacı açık ayıplar yönünden süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu kanıtlayamadığından, açık ayıplarla ilgili olarak tazminat talebinin reddi doğru ise de, gizli ayıp niteliğindeki işler yönünden süresinde ayıp ihbarında bulunulduğunun kabulü ile bedeline hükmedilmesi, eksik işler BK’nın 359 ve 362. maddelerinin kapsamında bulunmadığından davacının eksik işlerle ilgili talepleri de değerlendirilerek bedeline hükmedilmesi yerine eksik iş ve ayıplı iş ayrımı yapılmadan açık ayıplar yönünden davacıların süresinde ayıp ihbarında bulunmadıkları gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu