Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre davacı aracındaki motor grubu arızalarının gizli ayıp niteliğinde olup, giderilemediği ve devam ettiği garanti şartlarının 5.maddesinde belirtilen sayısal yeterliliğin oluşmakla birlikte mevcut arızanın maldan yararlanmayı sürekli olarak engellediği, davacının BK.nun 202.maddesi uyarınca akdin feshi ve semenin iadesi veya 203.maddesi uyarınca satım konusu aracın ayıptan ari yenisiyle değiştirilmesini talep hakkı bulunduğu ve terditli olarak ileri sürdüğü bedelin iadesi talebinin karşılanması gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle 1.000.00 YTL zarar karşılığına ilişkin davanın HUMK.nun 409. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, 25.246.10 YTL yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ...Ş vekili tarafından temyiz edilmiştir....
ettiğimiz gibi ayıp nedeniyle sözleşmenin feshi, ödenen 23.261,33 TL'nin ticari faizi ile birlikte tahsiline; sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi talebimiz yerinde görülmez ise ayıplı imalatın tamir bedeli olan 372,50 EURO + KDV bedelin teslim tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte sözleşme bedelinden indirilmesine karar verilmesini" şeklinde davalarını ıslah ettiklerinin anlaşıldığı , Mahkememizce yapılan yargılama tarafların iddia ve savunmaları kapsamında aldırılan bilirkişi raporu , toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde alınan bilirkişi raporlarına göre taraflar arası sözleşme fesih koşullarının oluşmadığı , tuz odasının davacı şirkete teslim edildiğine dair dosya kapsamında teslim tutanağı bulunmadığı , davalı tarafından davacı şirkete gönderilen mailden tuz odasının yapımının 07/04/2018 tarihinde tamamlandığı,teslimine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir belge bulunmadığı ve odanın şirkete yazılı belge ile tesliminin yapılmadığının...
Limited Şirketinden almış olduğu 2014 model Nissan marka aracın gizli ayıplı olduğunu, durumun ihtarname ile yasal süresinde davalılara bildirildiğini ileri sürerek satış sözleşmesinin feshi ile aracın davalılara iadesi ve araç bedelinin davalılardan tahsiline, ayrıca 5.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalılar, araçta üretimden kaynaklı herhangi bir ayıp olmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, araç satış sözleşmesinin feshine, ayıplı aracın davalılara iadesi ile araç bedeli olan 61.563,26 TL nin aracın iade tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, ayıplı araç satışı nedeni ile sözleşmenin feshi ile araç bedelinin iadesi istemine ilişkindir....
Taraflar tacir olup, tacirler arasındaki satışlarda ayıp ihbar süreleri TTK'nın 25/3. maddesinde 2 ve 8 gün olarak belirlenmiştir. Davacının kendi beyanına göre, "garanti belgesi bulunmadığı gerekçesiyle" müşterilerine sattığı mallardan ilk iade 29.02.2004 tarihinde, daha sonraki 10.03.2004 tarihinde ve sonrakiler de 07.04.2004 ve 03.05.2004 tarihlerinde gerçekleşmiştir. Bu durumda davacı, kendi kabulünde de anlaşılacağı gibi malların "garanti belgesiz" olduğunu en erken 29.02.2004 tarihinde öğrendiği halde ayıp ihbarını 07.05.2004 tarihli noter ihtarnamesiyle göndermiştir. Hal böyle olunca ayıp ihbarının süresinde olduğunun kabulü somut olay bakımından doğru görülemez. Bu arada şu hususu da hemen belirtelim ki, satıcının alıcıya garanti vermiş olması hali hiçbir surette gerek TTK'nın 25. ve gerekse BK'nın 198. maddelerinde yer alan ayıp ihbar sürelerini asla ortadan kaldırmaz....
Dava, devre tatil sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince bedel iadesi yönünden, 4077 sayılı Kanun'dan ve 6502 sayılı Kanun'un 50.maddesindeki devre tatile ilişkin hükümlerden bahsedilerek "davacının dava açmakla sözleşmeyi feshettiği davalının dava dilekçesinin 25.01.2016 tarihinde tebliği ile davacının fesih iradesinden haberdar olduğu, bunun üzerine 6502 sayılı Yasanın 50/9 maddesi gereğince 90 gün içinde sözleşme nedeniyle ödenen bedeli iade ettiği, sözleşme nedeniyle ödenen bedel yönünden davanın bu vesile ile konusuz kaldığı, bu nedenle faiz talebinin yerinde olmadığı," gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına; maddi tazminat talebi yönünden ise "davacının zarar iddiasını ispatlaması gerektiği uğradığı muhtemel zararları talep edemeyeceği, zararını kanıtlar somut bir delil sunmadığı" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
- K A R A R - Davacılar vekili, taraflar arasında 09.07.2014 tarihinde 42.000,00 TL bedel ile araç satın alındığını, ancak müvekkili tarafından araca kasko yaptırılmak istendiğinde tramer sorgusunda %89 oranında ağır hasar aldığını ve 42.000,00 TL hasar kaydı oluşturulduğunu öğrendiklerini, söz konusu hasarın müvekkilinden hile ile gizlendiğini ileri sürerek, verilen çekin iptali ile müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine, noter satış sözleşmesi ile aracın trafik kaydının iptaline ve ödenen 36.000,00 TL'nin ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkillerinin araçta ağır hasar olduğunu bilmediklerini ve davacıları yanıltmak amaçları ve eylemleri olmadığını, ayrıca araçta gizli ayıp bulunmadığını, kaldı ki ayıp ihbarının da süresinde yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki bedel iadesi-sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 302,92 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 19.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLER: Tanık anlatımları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İş bu dava, 11.08.2017 tarihli eser sözleşmesi mahiyetindeki adi yazılı sözleşmenin feshi ile, sözleşme kapsamında verilen bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti, ödenen bedellerin iadesi ve sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebine ilişkindir. Somut olayda davacı (iş sahibi) ... ile davalı (yüklenici) ... arasında bir kısım inşaat işlerinin yapımı konusunda eser sözleşmesi mahiyetinde olan 11.08.2017 tarihli adi yazılı sözleşmenin akdedildiği, sözleşmede yapılacak işlerin tek tek belirlendiği, işin bitim süresinin 30.09.2017 tarihi olarak kararlaştırıldığı ve sözleşme bedelinin götürü olarak toplam 325.000 TL + KDV olarak karalaştırıldığı anlaşılmıştır....
Davalı vekili 04/03/2021 tarihli istinaf dilekçesinde; zorunlu dava şartı olan arabuluculuk sürecinin tamamlanmadan karar verildiğini, taşınmazın %75 oranında tamamlanmış olmasına rağmen sözleşmenin tümden geçersiz olacak şekilde değerlendirilmesinin kabul edilemeyeceğini, taşınmazın tapu devrinin 17/08/2018 tarihinde yapıldığını, bu tarihten dava tarihine kadar herhangi bir ihtar ve ihbarda bulunulmadığını, devri yapılan taşınmazdaki ayıpların gizli ayıp niteliğinde olmadığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi, bedel iadesi ve cezai şart alacağı tahsiline ilişkindir. İlk derece mahkemesince, sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talebinin kabulüne, cezai şart alacağı talebinin reddine karar verilmiş, karar taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, bedel iadesi davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....