Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davaya konu cep telefonu 14.04.2013 tarihinde satın alınmış olup cep telefonu garanti süresi içerisinde arızalanmış, davacı üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğu ve ayıp nedeniyle üründen faydalanmamanın süreklilik arzettiğini ileri sürerek sözleşmeden dönme hakkını kullanarak cep telefonunun iadesi ile ödenen bedelin tahsilini istemiştir. 4077 sayılı Kanunun 4/3. maddesi gereğince, imalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur ancak 4077 sayılı Kanunun mezkur maddesi gereğince tüketiciye karşı sorumlu olan davalılara karşı ayıp ve seçimlik hak iddiasının kabul edilebilmesi için 14.06.2003 tarihli, 25138 sayılı Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik esas alınarak uyuşmazlık çözümlenmelidir....

    Dava, devre tatil sözleşmesinden kaynaklı sözleşmeni feshi ve ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince bedel iadesi yönünden, 4077 sayılı Kanun'dan ve 6502 sayılı Kanun'nun 50.maddesindeki devre tatile ilişkin hükümlerden bahsedilerek" davacının dava açmakla sözleşmeyi feshettiği davalının dava dilekçesinin 25.01.2016 tarihinde tebliği ile davacının fesih iradesinden haberdar olduğu, bunun üzerine 6502 sayılı Yasanın 50/9 maddesi gereğince 90 gün içinde sözleşme nedeniyle ödenen bedeli iade ettiği, sözleşme nedeniyle ödenen bedel yönünden davanın bu vesile ile konusuz kaldığı, bu nedenle faiz talebinin yerinde olmadığı," gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına; maddi tazminat talebi yönünden ise " davacının zarar iddiasını ispatlaması gerektiği uğradığı muhtemel zararları talep edemeyeceği, zararını kanıtlar somut bir delil sunmadığı " gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

    Sözleşmenin varlığı, hükümleri, talep konusu bakiye bedelin ödenmediği ve miktarı konusunda uyuşmazlık yoktur. Davalı, işin ayıplı ifa edildiğini ileri sürmüş, mahkemece süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Mahkemece dava dayanağı sözleşmenin satış akdi olarak kabul edilip ayıp ihbarında bulunma süresinin 2 gün olarak kabulü hatalı olmuştur....

      Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının aracında imalat hatası bulunduğu, davalıların aracın ayıpsız yenisi ile değiştirilmesini kabul ettikleri, davacının ibraname vermeyi kabul etmemesi üzerine işlemlerin tamamlanamadığı, davacının sözleşmenin feshi ve bedelin iadesi yönünde talebini sınırlandırıp, bu davayı açtığı, ancak aracın yenisi ile değiştirilmesini kabul etmeyen davacının artık tenteli kasa bedelini talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 37.314.59.-YTL.nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı davalılardan ... Otomotiv Tic. ve San.A.Ş.ne çektiği 02.05.2008 tarihli ihtarname ile ve her iki davalıya daha sonra 21.07.2008 tarihinde gönderdiği ihtarnameyle aracın ayıpsız yenisiyle değiştirilmesi talebinde bulunmuştur. Davacının dava dilekçesine eklediği davalı ......

        Borçlar Kanununun 198. maddesine göre, alıcı, teslim aldığı malı örf ve âdete göre, imkân hâsıl olur olmaz muayene etmek ve satıcının tekeffülü altında olan bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp mevcut olup da, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da derhal satıcıya ihbar etmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. BK’nun 198. maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz. Somut olayda, yargılama aşamasında davaya konu ürünler üzerinde ürünlerin ayıplı olup olmadığı ve ayıplı olması halinde mevcut ayıbın niteliğine ilişkin değerlendirmeyi içerir bir bilirkişi incelemesi yapılmadığı anlaşılmaktadır....

          KARAR Davacı, davalı yükleniciden konut satın aldığını sözleşmede kararlaştırılan sürede konutun teslim edilmediğini, tasarruf amaçlı ve kira geliri elde etmek için satın aldığını, maddi ve manevi zararları oluştuğunu ileri sürerek 70.000 TL maddi 20.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, ödenen bedel 40.910 Dolar ile 10.000 TL ve 21.774 TL kira kaybı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, açmış olduğu davada, konutun teslimi mümkün olmadığını, yapmış olduğu ödemelerin iadesi ile kira kaybı ve manevi tazminat istemiştir. Davacı akdi feshedilen taraf olarak 6098 sayılı kanunun 125.maddesi gereği menfi zararını talep edebilir. Menfi zarar yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarardır....

            KARAR Davacı, davalılardan bir yatak odası takımı aldığını, ancak takımın sürgülü kapağında, aynasında, mobilya boyasında ve yatak başlığındaki zincirlerinde hata olması nedeni ile ayıplı mal niteliğinde olduğunu, takımın davalılara iadesi ile ödediği 2.600,00 TL nin faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, teslimden yaklaşık 3 yıl sonra dava açıldığını ve takımın ayıplı olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davacı taraftan satın alınan yatak odası takımındaki ayıp nedeni ile bedel iadesi isteğine ilişkindir. Davacı satın alınan mobilyanın ayıplı teslim edildiğini ileri sürmüş, davalılar ise ayıbın mevcut olmadığını, ihbar sürelerine uyulmadığını, kullanıcı hatası olduğunu savunmuştur....

              UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; taraflar arasındaki araç satış sözleşmesinden kaynaklanan ayıpsız misli ile değiştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde sözleşmenin feshi ile ödenen satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kabulü ile ücretsiz onarım kararı verilmiş olup, hüküm davacı vekili ve katılma yolu ile de davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

              Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı elde ki davada İnternetten canlı ders izlemek amacıyla sözleşme yapıldığını ancak şifrenin 10. günden sonra kullanılamaz hale geldiğini ileri sürerek, sözleşmenin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının ayıbı fark eder etmez makul süre içerisinde ihtarname çektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporunda, talep edilen hususla ilgili “açık ayıpve “gizli ayıp” ayrımının ayrıntılı ve açık bir şekilde yapılmamıştır. Yine bilirkişi raporunda davacının iddia ettiği şekilde bir ayıbın mevcut olup olmadığı yani sisteme giriş yapılıp yapılmadığı hususunda bir değerlendirme de yapılmamıştır....

                Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.” Davacı, sözleşmeden dönerek bedel iadesini talep etmiş olup davaya konu ayıp nazara alındığında bedel iadesini gerektiren bir husus olmasa da çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince anılan yasanın 4/2. maddesine göre davacının ücretsiz onarım ve bedel indirim hakkının olup olmadığının da değerlendirilmesi gerekir. Yukarıda açıklandığı üzere toplanan deliller doğrultusunda bedel indirimi ve ücretsiz onarım hususları gözetilerek hakkaniyete uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu husus dikkate alınmadan eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir. 2-Bozma nedenine göre davalı ... nin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu