Davacı vekili 24/09/2019 tarihli celsede; en son gelen bilirkişi raporunda aracında gizli ayıplı olduğundan misli ile değişim yönünde karar verilmesini talep ettiğini, aracın orijinalliğinin bozulduğunu, gizli ayıplı olduğunu, bu nedenle misli ile değiştirilmesi yönünde karar verilmesini talep ettiklerini belirtmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu aracın gizli ayıplı olduğunu, bu nedenle öncelikle misli ile değişim kararı verilmesini, olmadığı takdirde bedel indirimine karar verilmesini talep etmiş, 08/05/2018 Tarihli duruşmada terditli açılmış davada taleplerinin değer kaybından dolayı bedel indirimi olduğunu, misli ile değişim yönünde taleplerinin bulunmadığını, 24/09/2019 Tarihli duruşmada da; taleplerinin misli ile değişime ilişkin olduğunu, mahkemenin misli ile değişim yönünde karar vermesini talep etmiştir....
Noterliği'nin 29/12/2017 tarih 14808 yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalılara ayıp ihbarında bulunup misli ile değişim talep ettiği, Gölcük Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2018/23 D.İş dosyası ile tespit yaptırdığı, eldeki davada gizli ayıp nedeniyle aracın misli ile değişimini talep ettiği; davalı T3'nin aracın ayıpsız teslim edildiği, taleplerin hak düşürücü süreye uğradığı ve misli ile değişim talebinin kendisine yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddini istediği; davalı T5'nin delil tespiti raporunu kabul etmediği, boya atmasının dış etkenlerden meydana gelebileceği, değer kaybına neden olmayacağı, taleplerinin zamanaşımına uğradığı, misli ile değişim talebinin orantısız olduğu, kullanımdan kaynaklı değer kaybının düşürülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddini istediği, mahkemece 22/03/2019 tarihinde araç üzerine keşif yapıldığı, bilirkişilerden 26/04/2019 tarihli rapor ile 05/07/2019 tarihli ek rapor alınarak davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı T5 vekilinin istinaf...
arızanın üretim hatasından kaynaklandığı, keşif tarihine kadar geçen sürede atıl halde bulunduğu, uzun süre çalışmaması nedeniyle başka arızalarının da olabileceğinin saptanmış olması karşısında davacının aracın misli ile değişim isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki ayıp nedeniyle misli ile değişim davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
ücretli olarak boyama işlemi yapılabileceğinin beyan edildiği, müvekkilin aracı uzman kişilere incelettirdiği, araçtaki boya atıklarının fabrika üretiminden kaynaklı olduğu ve boya atıklarının devam edeceğinin, onarım halinde de bu ayıbın çözüme kavuşturulamayacağını, yine aynı model ve benzer araçlarda da bu sorunların olduğunu, ayıbın üretimden kaynaklı fabrika üretim hatası olmakla gizli ayıplı olduğunu, bu nedenle öncelikle hasıl olan gizli ayıp nedeniyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Seçimlik Haklar başlıklı 11./1- ç.2.maddesi uyarınca ayıpsız misli ile değiştirilmesine, aksi halde ise, çoğun içinde az da vardır prensibi gereği gizli ayıp nedeniyle aracın ücretsiz onarımı ile tüm boyama işlemleri de değerlendirilerek müvekkile ait araçta oluşacak reel değer kaybının da hesaplanarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ Mahkemece, davacının davalı şirketten satın aldığı otomobillerin gizli ayıplı olduğu, davacının öncelikle misli ile değişim talebinde bulunduğu, bilirkişi kurulu tarafından ibraz edilen rapor ile, araçlardaki hasarın üretim aşamasında boyama hatasından kaynaklandığı, problemin imalat kaynaklı gizli ayıplı olduğu, bu ayıp nedeniyle araçtaki değer kaybının belirlendiği anlaşılmış olup, bilirkişi kurulu tarafından yapılan tespitler ve ilgili mevzuat hükümleri bir arada değerlendirildiğinde davacının seçimlik haklarından sadece birisini kullanabileceği, her ne kadar misli ile değişim talebinde bulunulmuş ise araçtaki mevcut ayıbın aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getireceği, davacının 2. talebinin değerlendirilmesi gerektiği, bu doğrultuda yapılan incelemeye göre de ayıbın aracın tümünü değiştirilmesini gerektirecek bir gizli ayıp sınıfına girmediği, bu bilgiler ışığında; aracın misli ile değişim hakkının...
Davacının bu şekilde servise başvurması ve servisin de ayıp durumunu kabul etmesi nedeniyle davacı tarafından ayrıca bir ayıp ihtarında bulunmasına gerek yoktur. Bu durumda mahkemece, açıklanan hususlar üzerinde durulup değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddinde isabet görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, mahkemenin kurduğu hükmün yerinde olmadığını, kurulan hükme göre de aracın iadesi yönünde hüküm tesis edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, misli ile değişimin onarılacak bir arıza için Medeni Kanunun 2.maddesine aykırılık teşkil edeceğini, ihbar yükümlülüğünün de süresinde yerine getirilmediğini beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Taraflar arasında araç alımına ilişkin akdi ilişki kurulduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, araçta varlığı iddia edilen ayıpları üretimden mi yoksa kullanımdan mı kaynaklı olduğu, davacının kullandığı misli ile değişim seçimlik hakkının Medeni Kanunun 2.maddesine aykırı olup olmadığı ve mahkemece kurulan hükümde misli ile değişim kararı verilmiş olmasına rağmen aracın davalıya iadesi yönünde hüküm tesis edilmemesinin hukuka aykırı olup olmadığı hususundadır....
Uzatılmış Garanti Sertifikası"nın sahibine sadece "ücretsiz onarım" talep hakkı tanıyan sınırlı kapsamlı ve sınırlı süreli bir garanti olduğu, araçtaki ayıbın hile ile gizlendiğine ilişkin bir tespitin bulunmadığı, satıcının ağır kusurlu olduğunun ispat edilemediği ve iki yıllık süre içinde herhangi bir şikâyette bulunulmadığı, iki yıllık zamanaşımı süresinin 19/02/2012 tarihi itibariyle dolduğu ve uzatılmış garantinin ise sahibine yalnızca onarım talep hakkı tanıdığı, manevi tazminatın ise yasal şartlarının oluşmadığı, davalılar hakkında açılan aracın misli ile değiştirilmesine ilişkin davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddine, manevi tazminat davasının ise reddine karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/06/2020 NUMARASI : 2018/414 ESAS-2020/172 KARAR DAVA KONUSU : SÖZLEŞMENİN FESHİ-AYIPSIZ MİSLİ İLE DEĞİŞİMİ-TAZMİNAT KARAR : Afyonkarahisar 2....