A.Ş, davacının davasını araçta ayıp bulunduğu iddiasıyla açtığını, ancak malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlü olduğunu,davacı tarafın dava konusu aracı satın aldığı 06/03/2008 tarihinden itibaren yasal süre ve şekle uygun olarak şirkete herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığını, ayıp ihbar süresine uyulmamakla seçimlik haklarını ve talep hakkını kaybettiğini, araçta ayıp olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; 38.407,45 TL nin 26/01/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı tarafından dava konusu 34 ZS 2066 plakalı aracın davalılara iadesi ile davalılar tarafından dava konusu 34 ZS 2066 plakalı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, manevi tazminat talebinin koşulları bulunmadığından reddine, karar verilmiş , hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalı ... oto servis ve Tic....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, ayıp iddiasına dayalı misli ile değişim talebine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
kaynaklanan ve hukuken ayıp olarak nitelenebilecek her hangi bir kusur bulunmamasına rağmen yerel mahkeme kararında aracın ayıplı olduğu kabul edilerek misli ile değişim kararının verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, 30/10/2018 ve 20/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda işbu hususun tespit edilmesine karşın dosyada mübrez iki rapor ile çelişkili şekilde oluşturulan 27/09/2019 tarihli raporun esas alınarak kurulan hükmün kaldırılması gerektiğini, Yetkili servis tarafından davacının iddiaları doğrultusunda aracın incelendiğini ve gerekli onarım ve bakımların yapıldığını dava konusu aracın davacıya kullanılabilir halde teslim edildiğini, Davacı tarafın onarım hakkının kullanmış olup söz konusu seçimlik hakkın değiştirilebilmesine veya tekrar kullanılmasına olanak sağlayan yasal koşulların oluşmadığını, Aracın misli ile değişim kararının hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı tarafın dava konusu araçtan yararlanmakta olup araçtan sağlanan faydanın ve varsa hasar nedeniyle meydana...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇESİ : 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; dava konusu ürünün gizli ayıplı olup, ayıbın üretimden kaynaklandığı, davacının ayıpsız misli ile değişim talebinin haklı ve yasal olduğu, her iki davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar süresi içerisinde davalı T2 tarafından istinaf edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu televizyonun ayıp olup olmadığı ve davacı tüketicinin yasa kapsamında seçimlik haklarından ayıplı ürünün misli ile değişimini talep etmekte haklı olup olmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 14/12/2021 NUMARASI : 2020/119 ESAS - 2021/512 KARAR DAVA KONUSU : Ayıp Nedeniyle Misli ile Değişim KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucu verilen yerel mahkemenin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararına karşı davalılar tarafından ayrı ayrı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 31.07.2013 tarihinde davalı Göral Otomativ A.Ş.'...
Davacı vekili; müvekkili ile galericilik yapan davalı arasında 05.02.2018 tarihinde, 40.000,00 TL bedel üzerinden araç satım sözleşmesi yapılarak aracın teslim alındığı, vekil edenin 16.01.2019 tarihinde yaptırmış olduğu aracın zorunlu muayenesi sırasında aracının geçmiş muayenede kilometre kaydinm daha yüksek olduğunu ve kilometresi düşürüldüğünü öğrendiğini ve davalı tarafa misli ile değişimi ya da bedel iadesi talebinin reddi üzerine aracın ayıplı olduğunun tespiti ile aracın misli ile değişimine, mümkün olmadığı takdirde bilirkişice yapılan inceleme sonucu ayıp sebebiyle yapılan zorunlu masraflar da katılarak hesaplanacak satış bedelinin iadesini, 5.000,00 TL manevi tazminatına hükmedilmesini talep etmiş, davalı yanca, tüketicinin dava konusu araç ile ilgili tüm konularda aydınlatıldığını, 34 XX 392 Plakalı aracın kilometresinin düşürülmüş olduğu hususunun satıcı tarafından alıcıya bildirilmiş olduğunu, alıcının araca ilişkin bu ayıbı bilerek ve kabul ederek bu aracı satın aldığını...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, 6502 sayılı Tüketicininin Korunması Hakkındaki Kanundan kaynaklanan ayıplı aracın ayıpsız misli ile değişimi, mümkün olmadığı takdirde satış bedelinin ticari faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK. 'nun 355. Maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu; İlk derece mahkemesince davacı taraf satın almış olduğu araçta gizli ayıp bulunduğu, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/22641 Es-2018/9463 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; tüketicinin değer azlığından kaynaklı bedel indirimi ile yetinmek zorunda olmadığı, Tüketici Kanununda belirtilen malın ayıpsız benzeri ile değişim hakkının kullanılmasının dürüstlük kurallarına aykırı olmadığı, bu sebeple davacının malın ayıpsız benzeri ile değişim hakkını kullanmasında hukuki yarar olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar vekileri tarafından karar istinaf edilmiştir....
Mahkemece bozmaya uyularak davacı yana yeni talebi için kesin süre verilmiş olup, süresinden sonra verilen beyan dilekçesi ve vekilin duruşmadaki beyanlarına göre; mümkünse misli ile değişim bu mümkün olmadığı takdirde de sigortadan 50.000 TL alındığından araç bedeli ile sigortadan ödenen bedel arasındaki farkı talep ettiği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Kaza yapan aracın dava devam ederken pert total olduğu, sigortadan davacıya 50.000 TL ödendiği, aracın sigorta şirketine verildiği ihtilafsızdır. Bu nedenle artık misli ile değişim talebi mümkün bulunmamaktadır. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda aracın pert bedeli ile pert öncesi değeri aynı olduğundan ve aracın tam değerinin davacıya ödendiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir....
Somut olayda hukuki ihtilaf alıcının satılandaki ayıp nedeni ile "ayıpsız misli ile değişim" seçimlik hakkının kullanıp kullanamayacağı noktasındadır. Davaya konu aracın 06.04.2013 tarihinde teslimi esnasında davacının ayıpları farketmesi üzerinde aracı teslim almaktan imtina etmiş ve davalılara 08.04.2013 tarihinde ihtarname göndermiş olması karşısında, ayıp ihbarının süresinde yapıldığı görülmüştür. Her ne kadar "Bedel iadesi veya ayıpsız misli ile değişim talebinin hakkaniyete aykırı olacağı, değer kaybı tutarı ile araç bedeli arasındaki farkın gözetilmesi gerektiği" savunulmuş ise de; davacının teslim öncesi fark ettiği hasar ve diğer ayıplar nedeniyle aracı bu haliyle kabul etmek zorunda olmadığı, satın alınan ürünün sıfır km. motorlu araç olmasının aracın her yönüyle ayıpsız olmasını gerektirdiği, davacının ilk andan itibaren iradesinin aracı teslim almamak yönünde olduğu da gözetildiğinde, TBK.227/4 maddesinin olayda uygulanma imkânının bulunmadığı kabul edilmelidir....
Bilirkişiler raporlarında her ne kadar araçtaki bu ayıp nedeniyle ayıpsız misliyle değişim kararı verilmesi veya sözleşmenin iptali ile araç bedelinin tüketiciye iadesinin davalı satıcı bakımından sıfır aracın değerinin yüksek olması, ayıbın tamir ile giderilebilecek bir ayıp olması nedeniyle orantısız olacağını belirterek, bunun yerine aracın tamir bedelinin ve değer kaybının verilmesi gerektiğini rapor etmişlerse de, mahkememizce bilirkişilerin bu görüşüne katılmak mümkün gözükmemektedir....