Maddesi gereği satıcı için orantısız güçlük olacağı sebebiyle davacının ayıp oranında bedelden indirim hakkını kullanabileceğinin düzenlendiğini, sözleşmeden dönmenin satıcı aleyhine sakıncasının alıcı lehine doğuracağı fayda ile arasında aşırı orantısızlığa sebep olması halinde mahkemece onarıma da karar verilebildiğini, davacının talebini kabul etmemekle birlikte; eğer ki aracın bedelinin iadesi yönünde karar verilecekse, davacının halen aracı kullanmakta olduğu göz önünde bulundurulmalı ve yıpranma ile ilgili olarak aşınma payı bedelinin, hasar nedeniyle oluşan değer kaybırın ve aracın kullanıldığı dönemdeki menfaatin müvekkil şirkete ödenmesi ya da bu bedelin araç bedelinden mahsup edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesine ekli olan uzman tespit raporuna göre davacı tarafa teslim edilmiş bir kısım ürünlerde belirlenmiş olan ayıpların açık ayıp niteliğinde olup, davacı tarafça bunlara dair ihbarın 2 gün içinde yapılması gerektiğini, 2 günlük ihbar süresinin geçmiş olması nedeniyle süresinde ihbar yükümlülüğüne uymayan davacının iş bu davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini, mallarda sözleşmeden dönmeyi gerektirecek nitelikte ve miktarda gerek açık gerek gizli ayıp bulunmadığını, sadece davacı tarafın katılımı ile gerçekleşen ve müvekkiline katılma imkanı yaratılmadan hazırlanan 25.08.2016 tarihli uzman tespit raporunun da gerek usul ve gerekse içerik olarak kabulünün mümkün olmadığını, malların Türkiye'den gönderilmeden önce nihai kontrolünün bizzat davacı taraf temsilcisi tarafından yapıldığını ve ayıpsız olmaları nedeniyle çıkışlarına okey verildiğini, bizzat davacı şirket tarafından müvekkiline şirkete yazılan...
olmamasından kaynaklandığından bahisle davalıların sorumlu olmadığı şeklinde hiçbir teknik inceleme ve araştırmaya dayanmayan değerlendirmelere yer verildiğini, zira ayıp nedeniyle tazminat davasında alınan bilirkişi raporunda, konuttaki ayıp ve eksik hususlar, teknik inceleme sonucunda tek tek sayılmış; söz konusu ayıp ve eksik hususların montaj ve imalatlardaki hatalı işçiliklerle ilgili olduğu açıkça belirtildiğini, anılan raporda ayıplı hususların idaremizin tanıtımlarındaki taahhütlerinden kaynaklandığına ilişkin hiçbir değerlendirmeye yer verilmediğini, ayıp nedeniyle tazminat davasında verilen kesinleşmiş kararın dayanağı olan bilirkişi raporu tamamen yok sayılarak işbu davada hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hatalı imalatların bir kısmının TOKİ'nin gazetelerde ve tanıtım broşürlerinde vaat ettiği niteliklere uygun olmamasından kaynaklandığı şeklinde hiçbir teknik ve bilimsel inceleme içermeyen, afaki ifadelerle değerlendirme yapılması kabul edilemez olduğunu, bu kapsamda işbu...
Bu nedenle davacının eksik iş nedeniyle tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 3-Kabul şekli bakımından; Eksik iş olarak tesbit edilen hususlar nedeniyle taşınmazdaki değer kaybı hesaplanırken gizli ve eksik işlerin taşınmazın satış tarihi itibarıyla ayıplı ve ayıpsız değerlerinin birbirlerine oranlanması sonucu bulunacak oranın satış bedeline uygulanarak değer kaybının nisbi yöntem ile hesaplanması gerekirken, satış bedeli üzerinden % 6 oranda indirim yapılarak hesaplanması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 4-Bozma sebeplerine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....
Somut uyuşmazlıkta satışa konu aracın 2008 model ikinci el araç olduğu, satıcının üretici veya ithalatçı olmadığı nazara alındığında davalı için sözleşmeden dönülüp misli ile değişim yapılması orantısız güçlüğe sebebiyet vereceği, davacının seçimlik haklarından aracın misliyle değiştirilmesi hakkını kullanmasının iyiniyet kurallarına aykırı olduğu, tarafların hak ve menfaatleri değerlendirildiğinde aşırı bir dengesizliğe neden olacağı bu sebeple hakkaniyet gereği ayıp oranında bedelden indirim yapılmasına karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.Yapılacak bu indirim ayıbın niteliği ile orantılı olmalıdır. Ayıp nedeniyle satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nisbi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, Yargıtay tarafından uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir....
El değerini düşürdüğü, davalı satıcının bundan kurtuluşunun davalı alıcı tarafından bu durumun bilinmesi ile mümkün olduğu, davacı alıcının TBK m. 223’e göre ihbar külfetinin yerine getirip getirmediği anlaşıldığında servis raporu ve ihtarnamenin aynı gün düzenlendiği ve aynı gün ayıbın ihtar edildiği ve yükümlülüğün yerine getirildiği, bu ayıbın gizli bir ayıp niteliği taşıdığı, davacı alıcının TBK m. 227’e göre “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1.Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2.Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3.Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4.İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.”...
Ayıp, sözleşmede üzerinde anlaşılan (yüklenicinin esere ilişkin olarak zikrettiği) niteliklerin veya dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken lüzumlu niteliklerin meydana getirilen eserde bulunmamasıdır. Başka bir ifadeyle, eserde sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki fark ayıptır. Açık ayıp, eserin iş sahibine teslimi anında kolaylıkla görülebilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıp, eserin tesliminden sonra ve kullanımı sırasında kendini gösteren ayıp türüdür. Bu genel açıklamalardan sonra, somut olaya gelince; Davacı iş sahibi eserin ayıplı olduğunu, ayıpların ileri derecede önemli olmasından dolayı eserin kabul edilemeyeceğini, bu sebeple yapılan ödemelerin iadesini istemiştir. Bu istemin dayanağı Borçlar Kanununun 360.maddesidir....
ayıp nedeniyle araçta değer kaybının bulunmadığı tespitinin yapıldığı, ilk derece mahkemesince araçta ayıp nedeniyle bir zararın oluşmadığı gerekçesiyle davacının her iki talebi yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, 6502 sayılı yasa 11/3. maddesi hükmü ile “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....
Davacı, davalı yükleniciden satın aldığı taşınmaz ile ilgili proje kataloğunda pervanelerin yer almadığı halde pervanelerin projeye aykırı olarak yapıldığını ve çalıştırıldığında görüntü ve gürültü açısından evin rayiç değerini düşürdüğünü ileri sürerek ayıp oranında bedelde indirim yapılması istemiyle eldeki davayı açmıştır....
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan delillere benimsenen bilirkişi raporuna göre dava konusu makinanın model farkı nedeniyle 7000 TL fiyat farkı oluşacağı tamir giderinin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava ikinci el olarak alınan iş makinasının ayıplı olması nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davacı 2004 model olarak kendisine satılan iş makinasının 2001 model olduğunun anlaşıldığını belirterek satış bedelinin indirim yapılması isteminde bulunmuştur. İş makinasının model yılına ilişkin ayıbın açık ayıp olarak kabulü gerekir. Davacı alıcı gözden geçirme suretiyle bu ayıbı farkedebilecek niteliktedir. İş makinasının ikinci el olarak satıldığı ve satış tarihinin 07.12.2012 olduğu tarafların kabulündedir. TTK 23/c maddesi uyarınca ayıbın satıcıya 2 ve 8 günlük sürelerde bildirilmesi gerekir....