Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi kapsamında olmadığına ilişkin değerlendirmesinin hiçbir bilimsel dayanağının bulunmadığını, bilirkişi raporunda da böyle bir tespitin olmadığını, herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken TMK'nun 2. Maddesi gereğince dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğunu, alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmadığını beyanla; hukuka aykırı olan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355/1 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava, davacı tüketici ile davalı şirket arasında 22/11/2018 tarih ve 211723 nolu faturaya konu mesafeli satım sözleşmesine ilişkin olup, davacı tüketicinin cayma hakkını kullanarak sözleşmenin feshi ile masaj koltuğunun iadesi ve 10.000,00 TL satış bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili talebine ilişkindir....

Noterliğinin 22/09/2017 tarihli 03273 yevmiye numaralı ihtarı ile de durumun davalıya bildirilmesine rağmen davalı yanca herhangi bir işlem yapılmadığını, müvekkilinin esnaf olduğunu, davacının bahsi geçen ayıp dolayısı ile esnaflık faaliyetinin sekteye uğradığını, iş yerinde gerek köy ürünleri ve gerekse de et ve süt ürünlerinin bozulduğunu müşteri potansiyelinin azaldığını, takılan motor grubunun sürekli arızalandığını, motor grubunun belirtilen şartları taşımadığı motor grubunda sözleşmeye aykırı bir biçimde gizli ayıp mevcut olduğu ve bu şekilde motor grubunun sözleşme şartlarına uygun olmadığının anlaşıldığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile 37.144,04 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Açık ayıp halinde özel bir incelemeye gerek kalmadan alıcı tarafından tespit edilebilmesi öngörülür. Düzenlemenin devamında, malda açık ayıp söz konusu olmasa bile, malı satım ve teslim alan tacirin 8 gün içinde malı inceleme veya incelettirmekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. İnceleme neticesinde malın ayıplı olduğunun tespit edilmesi halinde bu ayıbın aynı süre içinde yani sekiz günlük süre içinde satıcıya bildirilmesi gerekmektedir. Sekiz günlük süre malın alıcı tarafından satım ve teslim alındığı tarihten başlar. Yasal süre içinde ayıp ihbarının yapılmaması halinde tacir alıcı, malı satın aldığı hali ile kabul etmiş sayılmakta ve seçimlik haklara başvuru hakkını kaybetmektedir. Malın ayıplı çıkması halinde alıcının sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedel indirimi, ücretsiz onarım veya ayıpsız misli ile değişim gibi seçimlik hakları vardır....

    Tüketici ile Yalova 4. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Dava, devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi, verilenlerin iadesi istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 1....

      Dava, ayıplı olduğu iddia edilen aracın öncelikle misli ile değiştirilmesi, bunun mümkün olmaması halinde sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ve ayıp nedeniyle uğranılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

      Motorlu ...A.Ş., şirketin aracın sadece dağıtıcısı (distribütör) olması nedeniyle ayıba karşı tefekkül hükümleri gereğince sorumlu olmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, terditli dava açılmasının usulüne uygun olmadığını, davacının aracı satın alırken muayene ederek eksiksiz ve hasarsız aldığını, iddia edilen boya sorununun üretim hatası olmayıp, kullanıcı hatası olduğunu, araç üzerinde takyidat olduğunu, araç değişimi yada bedel iadesi için gereken koşulların oluşmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Davalı ... ...A.Ş., davanın reddini dilemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyalarak, ... Otomobil Fabrikaları A.Ş.'ye yönelik davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, davacının davasının kabulü ile; ... Marka, ...plakalı, 2013 Model ... ... 1,5 DCİ T tipi... Motor Nolu ... Şase Nolu aracın İADESİ ile aynı vasıf ve nitelikte yeni bir araç ile değiştirilmesine, değişim masraflarının davalı tarafa yükletilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ......

        Diğer taraftan dava dışı servisin tek taraflı olarak düzenlediği servis formundaki beyanlar davacıyı bağlamaz ve tutulan bu tutanağa itibar edilerek davanın reddine karar verilemez. Hal böyle olunca mahkemece, konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile davaya konu televizyon üzerinde inceleme ve araştırma yapılarak anılan üründe herhangi bir ayıp bulunup bulunmadığı tespit edildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ:Açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 18/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/06/2020 NUMARASI : 2018/414 ESAS-2020/172 KARAR DAVA KONUSU : SÖZLEŞMENİN FESHİ-AYIPSIZ MİSLİ İLE DEĞİŞİMİ-TAZMİNAT KARAR : Afyonkarahisar 2....

          Bu nevi sözleşmelerin karşı taraf temerrüde düşürülmeden tek taraflı olarak askıya alınması veya feshi mümkün değildir. (BK. M.106.) Davacı aidat bedelinin sözleşmeye aykırı olarak 150 dolar olarak talep edildiğinden bahisle sözleşmenin feshi isteği ile eldeki davayı açmıştır. Ancak davacı tarafından 2008 yılına kadar tatil hakkınnı kullanıldığı ve başkaca bir fesih nedeni de ileri sürülmediğine göre, aidat bedelinin sözleşmede belirlenenden fazla talep edildiği gerekçesi ile sözleşmenin feshinin talep edilmesi mümkün değildir. Davacı ancak aidat beldelinin sözleşmeye uygun hale getirilmesini talep edebilir....

            Bedel iadesinin yapılmaması üzerine açılan davada yargılama uzamış ve müvekkil zararını tazmin edememiştir. Bu süreç içerisinde davalının talep ettiği vekaletnameyi gönderen müvekkilin sözleşmeden vazgeçmediği iredesinde olduğu kabul edilemez. Zira imüvekkilin iradesi gerek ihtarname ile gerekse huzurdaki davanın ikamesi ve takibi ile açıkça sözleşmenin feshi ve bedel iadesi yönünde olduğu tartışmasızdır. Huzurdaki davanın tarafları arasında tarihsiz ve yasal şartları taşımayan bir devremülk sözleşmesi imzalanmış ve buna istaneden davalı tarafa ödeme yapılmış ise de yasal şartları taşımayan ve müvekkilin zararına olan iş bu sözleşmenin feshedildiği ve ödenen bedelin iadesi gerektiği ihtarname ile davalı yana bildirilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu