'ye karşı açılan davanın ise ileri sürülen ayıpların site otoparkı ile yeşil alanlara ilişkin ileri sürülen ayıpların açık ayıp, metrekare eksikliğinin ise sonradan ortaya çıkan gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacının açık ve gizli ayıpla ilgili ihbar yükümlülüğünü süresi içinde yerine getirmediği ve buna ilişkin delil sunamadığı gerekçesiyle esastan reddine, karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının, yemin deliline yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dava, satın alınan iki adet dairenin ve site otoparkı ile yeşil alanların ayıplı ve eksik olarak teslimi sebebiyle oluşan ayıp oranında bedelde indirim istemine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/10/2021 NUMARASI : 2020/118 ESAS - 2021/340 KARAR DAVA KONUSU : Araç Satımından Kaynaklı Ayıp Oranında Bedelde İndirim KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
Dosya kapsamına göre söz konusu ayıp nedeniyle araç bedelinin iadesine hükmedilmesinin veya aracın misli değiştirilmesinin TMK'nun 2. maddesindeki iyi niyet kuralları dikkate alındığında taraflar arasındaki menfaatler dengesini ihlal edeceği ve hakkaniyet ilkesine aykırı olacağı, davacının seçimlik haklarından bedelde indirim hakkını kullandığı, anılan raporun taraf, mahkeme ve yasa yolu denetimine açık olduğu ve rapora itiraz edilmediği anlaşıldığından rapor hükme esas alınarak davacının 6.225,65 TL bedelde indirim bedelinin kabulüne karar verilmiştir....
Davalı vekili verdiği cevap dilekçesinde müvekkili ile davacı arasında imzalanmış bir eser sözleşmesinin olmadığını, dava dışı müvekkili -------- Şirketi ile davacı arasında sözleşme bulunduğunu, davacının --------- esas sayılı dosyasında dava dışı --------- Şirketi'ne karşı dava açtığını, davalı müvekkili ile aralarında sözleşme bulunmaması nedeni ile dava açılamayacağını beyan ederek husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.Davacı ... tacir olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı ... tarafından kendisinin yetkilisi ve ortağı olduğu şirketi temsilen imzalandığı, dolayısıyla husumetin davalı gerçek kişi ------- değil, -------- ortağı ve yetkili olduğu -------- Şirketi'ne yöneltilmesi gerektiği, davalı ... pasif husumetinin bulunmadığı anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1.-Davanın, pasif husumet bulunmadığından REDDİNE, 2.-Alınması gerekli 427,60....
Son olarak alınan 08/11/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda ise, araçta gizli ayıp olduğu, davalının bu bedelden sorumlu olduğu ve davacının ayıp nedeni ile indirim hakkı olduğu ile bu bedelin 15.000 TL olduğunun belirtildiği görülmüş, bu şekilde satışa konu araçta gizli ayıp olması nedeni ile davacının ayıptan kaynaklı 15.000 TL indirim hakkı olduğu ve bu bedelden davalının sorumlu olduğu anlaşılmış, raporun denetime elverişli ve hükme esas alınacak nitelikte olması nedeni ile rapora itibar edilmiş, davacı her ne kadar yoksun kalınan kar ve giderlere ilişkin ayrı ayrı taleplerde bulunmuş ise bedelde indirim yapılması ile bu bedelin davacıya iade edilmesine karar verilmiş olduğundan söz konusu taleplerin bu talep içinde karşılanmış olduğu değerlendirilerek ayrıca bir ödemeye karar verilmemiş, davacının yaptığı eksper ve benzeri giderlerin aracın alınması sırasında yapılan rutin masraflar olması ile aracın iadesi de istenmediğinden bu taleplerde yerinde görülmemiş ve yine davacının olaya...
KARAR Davacı, davalı şirket ile aralarında 29.06.2012 tarihinde haricen taşınmaz satış sözleşmesi imzalandığını, satı bedeli olarak davalıya 320.000 TL bedel ödediğini, sözleşme gereğince 130.75 m² alanlı dairenin teslim edileceğinin taahhüt edildiği, ancak satın aldığı daire inşaatına gittiğinde dairenin belirtilen metrekarede olmadığından şüphelenerek yetkili kişilerle görüştüğünü, ancak dairenin metrekaresine ilişkin bilgi verilmediğini, bunun üzerine dairenin metrerakesinin belirlenmesi için ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/119 D.İş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti yaptırıldığını, yapılan inceleme sonunda dairenin balkonlu net alanının 88.69 m², balkonsuz net alanının 73.49 m² olarak hesaplandığını ileri sürerek sözleşme gereği taşınmazın ayıpsız misli ile değiştirilmesine mümkün olmadığı takdirde ayıp oranında bedelde indirim yapılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir....
Mahkeme buna dayanılarak bedelde indirim yapmıştır. Ancak bedelde indirim yapılmasına ilişkin bilirkişi raporu yeterli inceleme ve araştırmaya dayanmayıp denetime elverişli değildir. Bu durumda davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazları da gözetilerek bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeple hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda mahkemece, ayıp sebebiyle davacının, iş bedelinden indirim hakkının bulunduğu kabul edilerek, bedelde indirim yapılması sonucu 12.500,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Oysa, dosya kapsamındaki bilirkişi raporları incelendiğinde; basımı yapılan kitaplardaki ayıpların “açık ayıp” niteliğinde olduğu sonucuna varılmaktadır. Buna karşın mahkemece, davacı tarafından yapıldığı kabul edilen ayıp ihbarının 818 Sayılı Kanun’un 359. maddesi hükmünde öngörülen süresi içinde yapılıp yapılmadığı araştırılmamıştır....
; müvekkili tarafından davacı tarafa ayıp nedeniyle indirim faturası düzenlendiğini; bedelde indirim yapılmasının müvekkilin seçimlik hakkı olduğunu ve bu hakkın kullanılmasının herhangi bir gerekçe ile kısıtlanmasının hukuka aykırı olduğunu; tüm bu deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının davasında haksız olduğunun ortaya çıktığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 2014/40 D.İş Esas sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, dava konusu taşınmazın 4077 sayılı Kanunun ilgili maddesi gereğince Ağır Kusurlu ve gizlenmiş ayıplı daire olduğunun kabulü ve tespiti ile yasa koyucunun seçim hakkını açık ve net olarak tüketiciye vermiş olması gerçeği karşısında, müvekkilin açık olarak seçimlik hakkının ayıpsız misli ile değişim yönünde olmasına karşılık dava konusu taşınmazın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin mümkün olmadığı kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olması nedeni ile, taşınmazdaki mevcut ağır kusur ve gizli ayıbın taşınmazda meydana getirdiği şimdilik 100,00 TL ayıp bedelinin (ayıp oranında bedel indiriminin) dairenin teslim tarihi olan 24/05/2006 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....