Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi "Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla" Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.10.2002 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil mümkün değilse tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptal ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kabulüne dair verilen 14.07.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümün temlik alınması nedeniyle kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükler....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalı T3 yetkili bayisi diğer davalıdan ticari faaliyetinde kullanmak üzere satın aldığı aracın kaza yapması sonucunda davalı Otokoçun yetkili servislerinde tamir edildiğini ancak araçtaki arızanın giderilmediğini ileri sürerek, gizli ayıp nedeniyle oluşan zarar ile araç mahrumiyeti talebinde bulunmuştur. Yerel mahkemece davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine dair verilen karar davacı tarafından istinaf edilmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalı ....'nin yetkili bayisi diğer davalıdan ticari faaliyetinde kullanmak üzere satın aldığı aracın kaza yapması sonucunda davalı ....un yetkili servislerinde tamir edildiğini ancak araçtaki arızanın giderilmediğini ileri sürerek, gizli ayıp nedeniyle oluşan zarar ile araç mahrumiyeti talebinde bulunmuştur. Yerel mahkemece davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine dair verilen karar davacı tarafından istinaf edilmiştir....

      Aksi halde eser ayıplıdır ve yüklenicinin ayıba karşı zararlı sonuçtan sorumluluğu ortaya çıkar. Bir tanımlama yapmak gerekirse; yüklenicinin ayıba karşı zararlı sonuçtan sorumluluk borcu, yüklenicinin eseri teslim borcunun tamamlayıcısı olarak, meydana getirdiği eserde ortaya çıkan ayıp ve eksiklikleri üstlenme borcudur. Bu gibi durumlarda eserde dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken niteliklerin yokluğu söz konusudur. Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, 818 sayılı BK'nın 359- 363 (TBK 474- 478) maddeleri arasında düzenlenmiştir. İmâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içersinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir....

      DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, araç satış sözleşmesinden kaynaklı gizli ayıba dayalı satış bedelinde indirim ve tazminat talebine ilişkindir. Dosya kapsamına ve toplanan deliller göre, mevcut delillerin takdirinin ve yazılı gerekçeyle davanın reddine dair verilen ilk derece mahkemesi kararının, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....

      Dava, satış sözleşmesinden doğan ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Tacir'in tanımının yapıldığı 6102 sayılı TTK'nın 12. maddesine göre; "(1) Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. (2) Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. (3) Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur."...

        San. ve Tic.Ltd.Şti. yönünden hasarın açık ayıptan mı, gizli ayıptan mı kaynaklandığı ve eser sözleşmesi gereği sorumlu olup olmayacağı, diğer davalının ise satım sözleşmesi gereğince sorumlu olup olmayacağı, satıcının ayıba karşı tekeffül yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı gözetilerek gerek yüklenici gerek satıcının sorumluluklarının bu çerçevede değerlendirilip hüküm kurulması gerekmektedir. Mahkemece tanık beyanına dayalı ödeme yapıldığı kabul edilmişse de itibar edilen sigortalı olmayan tanığın beyanına göre mükerrer ödeme söz konusu değildir; kaldı ki bu ödemeye dair davalılar tarafından herhangi bir belge ibraz edilmemiş ve dava dışı sigortalı malik ...'un beyanına göre sigortalı olmayan tanığın yaptığı ödeme kendi dairesi ile ilgili olup ödemenin varlığının kabulü ile reddi doğru olmayıp, gerek yüklenici gerek satıcının sorumluluklarının davalılardan ...Mak.Taah.Teks.Tar.Plas....

          Yüklenicinin bu borcu sözleşmenin kurulması ile başlar, eserin iş sahibine teslim edildiği ana kadar devam eder ve eserin tesliminden sonra da ayıba karşı tekeffül sorumluluğu şeklinde kendini gösterir. Daha açık bir anlatımla ayıba karşı tekeffül sorumluluğu gereği yüklenici, teslimden sonra da zamanaşımı süresi içerisinde eserdeki ayıplardan sorumludur. İş sahibi de yüklenicinin bu sorumluluğu sebebiyle Borçlar Kanunu’nun 360. maddesindeki haklarını kullanabilir. İş sahibinin eserdeki ayıptan kaynaklanan haklarından birisi de, yapılan şeyin kullanamayacağı ve nısfet kaidesine göre kabule icbar edilemeyeceği derecede kusurlu olması halinde eseri kabulden kaçınmaktır. Şayet iş sahibi eseri kabulden kaçınmakta haklı ise kuşkusuz eser bedeli ödemesi de gerekmez. Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; sistemdeki sorunun davacıdan kaynaklanan sebeplerle dava dışı ...’ın davacı şirketi yasaklı firma ilan etmesinden meydana geldiği 05.10.2001 tarihli yazıdan görülmektedir....

            Maddesinin 4. fıkrasında, “Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sora ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden 2013/12531-32551 itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır.” düzenlemesi mevcut olup, konut amaçlı taşınmaz satımlarında zamanaşımı süresi beş yıldır. Eldeki davanın beş yıllık zamanaşımı süresi dolmadan açıldığı anlaşıldığından, mahkemece zamanaşımı def’inin reddi ile işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....

              Tarım Makineleri A.Ş., satış konusu traktörün üretici firması olup, Borçlar Kanununun, ayıba karşı tekeffül hükümlerini düzenleyen 194. maddesinde, ayıptan üreticinin de sorumlu olduğuna ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Dava, genel mahkemede görülmüş olup, olayda Tüketici Kanunu hükümleri uygulanamayacağı gibi, ... Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik hükümlerini de uygulanamaz. O halde üretici firma olan ... Tarım Makineleri A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece adı geçen davalının da ayıba karşı tekeffülden davacıya karşı sorumlu tutulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce sehven onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalı şirketin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemize ait 15.10.2012 tarihli, 2012/16371 esas ve 2012/23255 karar sayılı “onama” ilamının kaldırılmasına, hükmün açıklanan nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu