Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ye satıldığı, sözkonusu malzemelerin ayıplı çıkması nedeniyle dava dışı anılan şirketin davacı hakkında tazminat davası açtığı ve sözkonusu dava sonunda davacının dava dışı şirkete tazminat ödemek zorunda kaldığı, satılan üründeki ayıbın ancak inşaatta kullanılması ile ortaya çıkması nedeniyle gizli ayıplı olduğu, bu nedenle ayıp ihbarının süresinde yapılmadığına ilişkin davalı savunmasına itibar edilmediği, davacının 13.066,50-TL zarara uğradığının tespit edildiği, davalı...'ye ürünü satan davalı ....'nin ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre....'nin sattığı ürünün ayıbından dolayı müteselsilen sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle; davalı .... hakkındaki davanın husumet yönünden reddine, davalı.... yönünden davanın kısmen kabulü ile 13.066,50-TL'nin davalı....'den tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı.... vekilince temyiz edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, ayıba karşı tekeffülden kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 13. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 27/09/2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, tapuda resmi senet ile satın alınan(geçerli satım sözleşmesi) taşınmazdaki gizli ayıp(ayıba karşı tekeffül) nedeniyle alacak istemine ilişkin olup, taraflar arasında abonelikten kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay ... Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 27.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Uyuşmazlık ve hüküm; geçerli araç satış sözleşmesi uyarınca ayıba karşı tekeffülden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Dosya, Yargıtay 13.Hukuk Dairesince incelenerek görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmiş olup, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasanın 21.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 29.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı davalılar avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vekili avukat ... ... geldi, davacı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı , davalılardan arsa sahibi ...’a ait arsa üzerine, davalı müteahhit ... tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği inşa edilen binadan davalı ...’dan dükkan satın aldıklarını, mülkiyetlerinde bulunan dükkanın yer aldığı binanın 17.8.1999 tarihinde meydana gelen deprem sonucu binanın projesine aykırı yapılması nedeniyle ağır hasara uğradığını ileri sürerek 20.000,00 YTL maddi ve 5.000,00 YTL manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır....

              Dairemizin kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesinde yeniden yapılan yargılamada davacıdan başvurma harcı ile maddi ve manevi tazminat istemleri için ayrı ayrı maktu karar ve ilam harcı alınarak yargılamaya devamla esas hakkında hüküm kurulmuş ise de, Dairemizin kaldırma kararının gereği yerine getirilmemiştir. Davacı, dava dilekçesinde ayıba dayalı değiştirme, bu mümkün değilse malın iadesi ve bedelinin fatura tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsili, şimdilik 100 TL maddi, 1000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile tahsili taleplerinde bulunmuş, mahkemece maddi ve manevi tazminat olarak bildirilen miktarlar üzerinden maktu harç alınmıştır....

              Hal böyleyken, mahkemece, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir Üniversiteden, konularında uzmanların bulunduğu, akademik kariyere sahip 3 kişilik yeni bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamı değerlendirilmek suretiyle, teknik verileri gösterir, bu verileri yorumlar mahiyette ve bu yorumların nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, taraf itirazlarını karşılar nitelikte ve özellikle dava konusu otomobilde var olduğu iddia edilen arızanın tespiti ve bu arızanın üretimden kaynaklı bir ayıba dayalı olduğu hususunda rapor alınarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek, yetersiz bilirkişi raporlarına dayalı ve bu nedenle eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, davacının tüm ve temyiz eden davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....

                Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu ayıplı maldan sorumluluğa ilişkin olarak ise 4077 sayılı kanunun 4.maddesinin 3.bendine göre (Değişik fıkra: 21/02/2007-5582 S.K./22.mad) İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumlu olacakları belirtilmiştir. 4.fıkrası hükmüne göre ise; Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir....

                  Ayıba ilişkin sınıflandırma, ayıbın açık veya gizli olup olmamasına göre yapılmaktadır. Açık ayıp hemen ilk bakışta ya da yüzeysel bir muayene ile tespit edilebilen ayıptır. Durumun gerekli kıldığı, muayene ile anlaşılamayan ayıplar gizli ayıptır. Alıcı gizli ayıpları araştırmakla yükümlü değilse de ayıp meydana çıkar çıkmaz hemen ihbar etmelidir. Ayıba ilişkin bu genel açıklamadan sonra belirtmek gerekir ki satıcının ayıptan sorumluluğuna da "ayıba karşı tekeffül" denmektedir. Ayıba karşı tekeffül şartlarının gerçekleşmesi durumunda alıcının kendisine tanınan hakları kullanabilmesi için kanun tarafından kendisine yükletilmiş olan külfetleri yerine getirmelidir. Külfet, alıcının satın aldığı malı muayene etmesi ve bir ayıbın ortaya çıkması halinde bunu satıcıya ihbar etmesidir. Alıcı külfetleri yerine getirmediği takdirde ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanamaz. Külfet teknik anlamda bir yükümlülük veya borç değildir....

                    UYAP Entegrasyonu