Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aksi halde yüklenici ihtirazî kayıtsız eseri kabul etmiş sayılacağından ayıba bağlı hakları yitirir (BK.md.362). Sonradan ortaya çıkan gizli ayıpların da ayıba vakıf olunur olunmaz derhal bildirilmesi gerekir. Aksi halde iş sahibi eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır ve ayıba bağlı hakları düşer (BK.md.362). Sözleşmede garanti (teminat) süresi kararlaştırılmışsa ayıp ihbarı bu süre içinde de yapılabilir. Süresinde ayıp ihbarı yapılmışsa, açık ayıplı imalâtın bedeli eserin teslim edildiği ve ayıp ihbarının yapıldığı, gizli ayıplı imalâtın bedeli de gizli ayıbın ortaya çıktığının anlaşıldığı tarihteki rayiçlerle istenebilir. Şayet sözleşmede özel düzenlemeler varsa öncelikle sözleşme hükümlerinin uygulanması gerekir. Öte yandan ayıplı işlere ilişkin ihbar mükellefiyeti getiren kanun koyucu eksik işler yönünden iş sahibine böyle bir yükümlülük yüklememiştir....

Aksi halde yüklenici ihtirazî kayıtsız eseri kabul etmiş sayılacağından ayıba bağlı hakları yitirir (BK.md.362). Sonradan ortaya çıkan gizli ayıpların da ayıba vakıf olunur olunmaz derhal bildirilmesi gerekir. Aksi halde iş sahibi eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır ve ayıba bağlı hakları düşer (BK.md.362). Sözleşmede garanti (teminat) süresi kararlaştırılmışsa ayıp ihbarı bu süre içinde de yapılabilir. Süresinde ayıp ihbarı yapılmışsa, açık ayıplı imalâtın bedeli eserin teslim edildiği ve ayıp ihbarının yapıldığı, gizli ayıplı imalâtın bedeli de gizli ayıbın ortaya çıktığının anlaşıldığı tarihteki rayiçlerle istenebilir. Şayet sözleşmede özel düzenlemeler varsa öncelikle sözleşme hükümlerinin uygulanması gerekir. Öte yandan ayıplı işlere ilişkin ihbar mükellefiyeti getiren kanun koyucu eksik işler yönünden iş sahibine böyle bir yükümlülük yüklememiştir....

    Ayıba ilişkin bu genel açıklamadan sonra belirtmek gerekir ki satıcının ayıptan sorumluluğuna da "ayıba karşı tekeffül" denmektedir. Ayıba karşı tekeffül şartlarının gerçekleşmesi durumunda alıcının kendisine tanınan hakları kullanabilmesi için Kanun tarafından kendisine yükletilmiş olan külfetleri yerine getirmelidir. Külfet, alıcının satın aldığı malı muayene etmesi ve bir ayıbın ortaya çıkması halinde bunu satıcıya ihbar etmesidir. Alıcı külfetleri yerine getirmediği takdirde ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanamaz. Külfet teknik anlamda bir yükümlülük veya borç değildir. Külfet, mülkiyetten farklı olarak herhangi bir borç yaratmayan, yerine getirilmediği takdirde o konuda sağlanmış olan hakların kaybedilmesi sonucunu doğuran bir davranış olarak tanımlanabilir. Burada muayene ve ihbar külfetini yerine getirilmemesi halinde alıcının satılanı kabul etmiş sayılacağına dair yasal bir karine söz konusudur....

      DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Dayalı Tazminat KARAR TARİHİ : 14/10/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2021 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden dayalı tazminat istemine ilişkin davada, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde; İDDİA : Davacı ... .......

        Satıcının ayıba karşı tekeffül sorumluluğuna dayalı olarak TBK'nun 227/1 maddesinde düzenlenen seçimlik haklarını kullanımı, aşikar ve açık ayıplar için muayene ve ihbar, gizli ayıplar için ise ihbar külfetlerinin yerine getirilmiş olması koşuluna bağlıdır. Davalı birleşen davacı tarafından asıl davada mahsup savunması, birleşen davada ise tahsil talebi olarak ileri sürülen, ayıp nedeniyle satıcı hesabına üçüncü kişiye yaptırılan tamir masraflarının bulunduğu iddiası esasen TBK'nun 227/1-2 bendi kapsamında semenin tenzili seçimlik hakkının kullanılması mahiyetindedir. Davalı birleşen davacı tarafından dosyaya sunulan 05/08/2015 tarihli ihtarnamenin tebliğ şerhi dosyaya sunulmamış olmakla birlikte, davacı birleşen davalı ihtarnamenin kendilerine tebliğ edildiğini kabul etmekte, ayıba ilişkin iddiaları ise reddetmektedir....

          Asıl dava klima satış ve montaj ilişkisine dayalı fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali, birleşen dava ise aynı sözleşme kapsamında verilen satış ve montaj hizmetinin ayıplı olması nedeniyle tazminat istemine ilişkindir....

          TTK ve TBK'daki düzenlemelerin birbirlerine paralel düzenlemeyi içerdiği gözetildiğinde: Ayıba ilişkin bu genel açıklamadan sonra belirtmek gerekir ki satıcının ayıptan sorumluluğuna da "ayıba karşı tekeffül" denmektedir. Ayıba karşı tekeffül şartlarının gerçekleşmesi durumunda alıcının kendisine tanınan hakları kullanabilmesi için Kanun tarafından kendisine yükletilmiş olan külfetleri yerine getirmelidir. Külfet, alıcının satın aldığı malı muayene etmesi ve bir ayıbın ortaya çıkması halinde bunu satıcıya süresinde ihbar etmesidir. Alıcı külfetleri yerine getirmediği takdirde ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanamaz. Külfet teknik anlamda bir yükümlülük veya borç değildir. Külfet, mülkiyetten farklı olarak herhangi bir borç yaratmayan, yerine getirilmediği takdirde o konuda sağlanmış olan hakların kaybedilmesi sonucunu doğuran bir davranış olarak tanımlanabilir....

            Zira müteahhit satıcı davalılar, davacıya karşı BK 217. maddesi delaletiyle aynı kanunun 194. maddesi gereğince “satıcının ayıba karşı tekeffülü “ hükümlerine göre sorumlu olup, binanın tekniğine uygun olmayan şekilde eksik ve kusurlu yapılmasından dolayı depremde oluşan davacı zararlarının tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları halde, mahkemece, davalı müteahhit - satıcıların kusur oranı nispetinde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, 16.4.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, ayıba ilişkin zamanında bir tespit ve test raporu alınmadığı, ayıp iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile itirazın 30.821.658.016.TL üzerinden kısmen iptaline, asıl alacak olan 29.077 .035.865.TL'ye takipten itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, davalının %40 tazminattan sorumluluğuna, fazla istemin reddine, karşı davanın ise işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde yenilenmediği anlaşılmakla HUMK.nun 409.maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı ... Benz Türk A.Ş vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ... A.Ş’den diğer davalının imalatçısı olduğu tır çekicisinin 69.000 USD bedelle aldığını, aracın garanti süresi kapsamında 5 kez arızalandığını, aracın kullanılamadığını ileri sürerek aracın yenisi ile değiştirilmesine ve 10.000 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... A.Ş vekili, davacının muayene ve ihbar külfetini yasaya uygun ifa etmediğini, aracın tesliminden bir yıl sonra ayıp ihbarında bulunulduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı ......

                  UYAP Entegrasyonu