Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi'nin 2016/8343 Esas, 2019/2469 Karar Sayılı ilamı) Somut olayda; davacı tarafça davalıların murisinin kendisini kandırarak taşınmazları üzerine aldığını ileri sürüp tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel talebinde bulunduğu, mahkemece davanın hak düşürücü süreden reddedildiği, davacı vekili tarafından kararın istinafa taşındığı anlaşılmaktadır....

Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R - Dava kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptâl tescil olmazsa bedel talebine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacı ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı arsa sahibi tarafından açılan davada davalı ... Ltd.Şti. ile aralarında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin daha sonra davalı kooperatife devredildiği, kendisine verilmesi gereken bağımsız bölümlerin sözleşmeye konu tüm tapuların davalı tarafa devredilmesine rağmen halen teslim edilmediği belirtilerek devredilen tapuların iptâli, olmazsa bağımsız bölümlerin ve arsa bedelinin tahsili talep edilmiştir....

    ye satıldığının belirterek tapu iptâl ve tescil olmazsa bedelinin tazminine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın bedel yönünden kabulüne karar verilmiş, bu kararın davacı tarafından temyizi üzerine 23. Hukuk Dairesi'nin 2015/5995 Esas sayılı ilamıyla davacının asli talebi olan tapu iptâl ve tescil talebini esastan reddine karar verilmediği müddetçe feri talep olan tazminat bedeli tahsili yönünden karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulmuş davalının üçüncü kişi ... yönünden iyiniyetli olduğu, bu nedenle kendisine husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, bedel talebi yönünden de 92.345,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı arsa sahibi ile davalı ... Ltd. arasında düzenlenen Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi'nde, zemine dükkan yapılması halinde %25'nin davacı arsa sahibine ait olacağı kararlaştırılmış olup, davalı ... üçüncü kişi konumundadır....

      Karar, davacı tarafından bedel yönünden temyiz edilmiş, Dairece bilirkişi raporunun usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur....

        Ltd.Şti'ne karşı ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan yasal haklarını kullanmaksızın muvafakatnamenin geçersizliğinden bahisle davalı Finasal Kİralama şirketine karşı sözleşmenin feshi ile ödediği kira bedelinin tahsilini talep etmesinin Finansal Kiralama Sözleşmesi'nin 7a ve 8b maddelerine aykırı düştüğü,, davacının öncelikle dava dışı satıcıya karşı ayıba karşı tefekkül hükümlerine dayalı davasını açıp, muvafakatnamenin geçerliliğinin bu davada değerlendirilmesi gerektiği, muvafakatnamenin geçersiz olduğu veya Finansal Kiralama şirketinin satıcıya karşı dava açılmasını gerektirir şekilde muvafakatname vermemesi durumunda, Finansal Kiralama şirketine karşı yasal haklarını kullanması gerektiğinden, erken açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Mahkemece, davalı ... yönünden; davanın husumet yokluğundan reddine, davalı ... yönünden; satıcı olan davalının araçtaki gizli ayıbı davacıdan sakladığına dair net bilgi ve iddianın ortaya konulamaması nedeniyle davanın reddine; karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Türk Borçlar Kanununun 219-231. maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının ayıba karşı tekeffül borcunu düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 219. Maddesinde, satıcı alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki yada ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.11.2014 gününde verilen dilekçe ile tapuda tesis edilen intifa hakkının terkini, mümkün olmazsa bedel artırımı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir....

                DAVA Asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı ..., maliki olduğu 832 parsel sayılı taşınmazda bulunan 12 no.lu bağımsız bölüme ipotek konulması için davalı ...’a vekalet verdiğini, ancak taşınmazın davalı ...’e devredildiğini, bedel ödenmediğini, vekalet yetkisinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmazsa bedele karar verilmesini istemiş, birleştirilen davanın reddini savunmuştur. II. CEVAP 1.Asıl davada davalı ..., davanın reddini savunmuştur. 2.Asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ..., dava konusu taşınmazı 70.000TL bedelle satın aldığını, bedelinin bir kısmının elden, bir kısmının banka yoluyla ödendiğini belirterek, asıl davanın reddini savunmuş, birleştirilen davada ise, asıl davanın kendisi aleyhine sonuçlanması halinde ödediği 70.000,00-TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. III....

                  Yine satıcının ağır kusuru varsa, ayıbın kendisine zamanında ihbar edilmemiş olduğunu ileri sürerek ayıba karşı güvence borcundan ve sorumluluktan kurtulamaz (TBK.m.225)....

                    UYAP Entegrasyonu