Davayı tamamen ıslah etmiş olan davacı kocanın ilk dava dilekçesi “hiç verilmemiş” sayılacağından eylemli ayrılık sebebiyle boşanma davası hakkında hüküm kurulamayacağı gibi koşulları oluştuğu halde ihtar isteminin reddine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. Değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğin eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı birleşen davasının kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı ve eylemli ayrılık dava şartlarının somut olayda gerçekleştiği, ancak birleşen davada kadının tazminat ve yoksulluk nafakası talebi olmadığı ve birleşen dava yönünden kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)33 üncü maddesi hükmü gereği, maddî vakıaları ileri sürmenin taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulamanın ise hâkime ait olduğu, kadın tarafından açılan asıl davanın eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı olduğu ve davanın kabul şartlarının oluştuğu, asıl davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, dayanak teşkil eden davada; erkek tarafından açılan asıl davanın ispatlanamadığı, kadın tarafından...
Her ne kadar davalı kadın istinaf itirazlarında, erkeğin evini terk ederek kusurlu olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de fiili ayrılık hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulü için kusur şartı aranmadığı , eldeki davada da 3 yıllık fiili ayrılık süresinin dosya kapsamıyla gerçekleştiği dikkate alınarak boşanma davasının kabulüne karar verilmesinde delillerin takdirinde hata bulunmamıştır. Davalı kadının istinaf itirazları haklı bulunmadığından istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur....
Dava, TMK'nun 166/4 m.sinde düzenlenen eylemli ayrılık nedeni ile boşanma ve fer'i taleplerine ilişkindir....
Aile Mahkemesinin 2020/549 Esas sayılı dosyasında dinlenen tanık beyanlarının tamamının fiili ayrılık öncesine yani reddedilen boşanma dosyası öncesine ilişkin olduğu, fiili ayrılık öncesinde yaşanan olaylar hakkında tarafların kusur durumlarına ilişkin kesinleşen bir mahkeme kararının bulunması ve 2019 yılı içerisinde gerçekleşen fiili ayrılık sonrasında tarafların yeniden bir araya gelmemeleri nedeniyle iş bu dosyada fiili ayrılık öncesine dair hususların dinlenemeyeceği, taraflarca da dilekçeler aşamasında fiili ayrılık sonrasına ilişkin herhangi bir vakıa ileri sürülmediği, davacı erkeğin davalı kadın hakkında Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığına dolandırıcılık suçu nedeniyle yapmış olduğu şikayet 05.11.2020 tarihli olsa da, davaya konu edilen eski tarihli olaylara ilişkin olduğu, mahkemece davanın reddinin isabetli olduğu, somut olayda TMK'da tahdidi olarak sayılan butlan sebeplerinin de mevcut olmadığı anlaşıldığından, davacı erkek vekilinin davanın reddine yönelik istinaf talebinin...
Dava, TMK'nun 166/4 m.sinde düzenlenen eylemli ayrılık nedeni ile boşanma ve fer'i taleplerine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI 1.İlk Derece Mahkemesinin15.02.2022 tarih ve 2019/498 Esas, 2022/43 Karar sayılı kararı ile; erkek tarafından kadına karşı açılan boşanma davasının, Mahkemenin 2015/112 Esas, 2015/365 Karar sayılı dosyası ile reddedildiği ve 19.09.2016 tarihinde kesinleştiği, eldeki asıl davanın 06.11.2019 tarihinde, reddedilen ilk boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren üç yıl geçtikten sonra açıldığı, reddedilen ilk boşanma davasından sonra fiili ayrılığın devam ettiği, ortak hayatın yeniden kurulamadığının anlaşıldığı ve fiili ayrılık nedeniyle davanın kabulü şartlarının oluştuğu, reddedilen ilk davada, erkeğin evden nedensiz ayrıldığı gibi reddedilen ilk boşanma davasını açarak fiili ayrılığa neden olduğu, erkeğin fiili ayrılık döneminde başka bir kadınla ilişkisi olduğu ve bu ilişkisinden 29.03.2017 doğumlu evlilik dışı bir çocuğu bulunduğu, erkeğin fiili ayrılık döneminde sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, kadının ise isnat edilmiş ve ispatlanmış bir kusurunun...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık nedeniyle boşanma isteği olup, mahkemece kabul edilmiştir....
Aile Mahkemesi 2003/1520 esas, 19.04.2005 tarih ve 2005/410 karar sayılı dosyası ile “Evlilik birliğinin sarsılması” sebebiyle açılan karşılıklı boşanma davalarının olduğu, mahkemece; erkeğin davasının reddi ile kadının, yargılama devam ederken ki talebi doğrultusunda davasının ayrılık davası olarak kabulü ile tarafların iki yıl süre ile ile ayrılıklarına karar verildiği, bu kararın temyiz edilmeyerek 30.06.2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Eldeki dava, erkek eş tarafından münhasıran Türk Medeni Kanunu'nun 172. maddesine dayalı olarak ayrılık kararına dayalı boşanma davası istemiyle açılmıştır. Mahkemece usule uygun şekilde toplanan delillerin bu çerçevede değerlendirilip Türk Medeni Kanunu’nun 172/2 ve 3 maddesi sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, talep olmadığı halde davanın TMK 166/1 ve 4 maddelerine dayalı boşanma davası niteliğinde olduğu kabul edilerek boşanmaya karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Maddesi uyarınca ayrıca ayrılık kararı verilmesinin mümkün bulunmamasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.01.10.2014 (Çrş.)...