WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı kadının Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı davasının açılmasından itibaren dört aylık ayrılık süresi geçmeden terk ihtarına muhatap olan kadının ortak konuta dönmesi beklenemez. Eş söyleyişle; ihtar muhatabının ihtar talep tarihinde Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı bir nafaka davasının bulunması, Türk Medeni Kanunu'nun 164. maddesindeki altı aylık ayrılık süresinin, dönüş için verilen iki aylık yasal bekleme süresi dışında kalan dört aylık süresini bertaraf eder ve davacının terk ihtarı sonuç doğurucu kabul edilemez. O halde; bu nitelikteki ihtara dayalı olarak da Türk Medeni Kanunu'nun 164. maddesi uyarınca boşanma kararı verilemez. Bu bakımdan mahkemenin davayı ret kararı hüküm sonucu olarak doğru olmakla birlikte gerekçesi isabetli değildir. Bu nedenle ret hükmünün Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/son maddesi uyarınca gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ayrılık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma veya ayrılık davaları, eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği gibi, davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde de açılabilir (TMK m. 168). Bu yerlerden birini tercih, davayı açana aittir. Davalı usulünce yetki itirazında bulunmuştur. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK m. 116/1-a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK m. 117/3) belirlemiştir. Ön sorunun incelenme yöntemi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilmiştir....

      Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 101'nci maddesinin (3.) ve (4.) bendinde yer alan hükümlere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "geçici hukuki korumalara" ilişkin 389. maddesinde yer verilmemiş; boşanma veya ayrılık davası açılınca hakimin talep üzerine veya re'sen dava sırasında Türk Medeni Kanununun 169'ncu maddesi çerçevesinde aldığı tedbirler ve bu tedbirlere itiraz üzerine verilen kararlar, yasa koyucu tarafından usulün "geçici hukuki korumalarla" ilgili düzenlemesi dışında bırakılmıştır. Bu durumda, boşanma ve ayrılık davası açılınca hakimin talep üzerine veya re'sen Türk Medeni Kanunun 169. maddesi çerçevesinde alacağı tedbirler ve bu tedbirlere itiraz üzerine verilen kararlar, ancak esas hükümle birlikte temyizi kabil olup, esas hükümden ayrı ve bağımsız olarak temyiz edilemez. Bu bakımdan davacının temyiz isteğinin reddine karar, verilmesi gerekmiştir....

        Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 101'nci maddesinin (3.) ve (4.) bendinde yer alan hükümlere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "geçici hukuki korumalara" ilişkin 389. maddesinde yer verilmemiş; boşanma veya ayrılık davası açılınca hakimin talep üzerine veya re'sen dava sırasında Türk Medeni Kanununun 169'ncu maddesi çerçevesinde aldığı tedbirler ve bu tedbirlere itiraz üzerine verilen kararlar, yasa koyucu tarafından usulün "geçici hukuki korumalarla" ilgili düzenlemesi dışında bırakılmıştır. Bu durumda, boşanma ve ayrılık davası açılınca hakimin talep üzerine veya re'sen Türk Medeni Kanunun 169. maddesi çerçevesinde alacağı tedbirler ve bu tedbirlere itiraz üzerine verilen kararlar, ancak esas hükümle birlikte temyizi kabil olup, esas hükümden ayrı ve bağımsız olarak temyiz edilemez. Bu bakımdan davacı-karşı davalının temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....

          Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :05.06.2014 NUMARASI :Esas no:2013/685 Karar no:2014/394 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (koca) tarafından, kusur belirlemesi ve diğer taraf yararına hükmedilen tazminatlar ve velayeti kendisine bırakılmayan müşterek çocuk için tayin edilen iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı, Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan fiili ayrılık sebebine dayanmış, mahkemece de, tarafların bu sebeple boşanmalarına karar verilmiş olmasına, dava dilekçesinde, fiili ayrılık süresi içinde davalıya bir kusur isnad edilmemiş bulunmasına, davacının gösterdiği tanıkların redle sonuçlanan boşanma davasından önceki olaylara ilişkin ikame edilmiş olup, kesinleşen red kararı...

            Aile Mahkemesi'nden verilen 17.09.2012 gün ve 1193/1141 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve taktirde bir isabetsizlik bulunmadığına, Hukuk Genel Kurulu'nca zamanaşımı ve belirsiz alacak davası konusunda gerekli inceleme yapılıp karar verildiğine, dosyanın sadece katılma alacağının esasının değerlendirilmesi konusunda Daire'ye gönderildiğine, her ne kadar taraflar üç yıllık fiili ayrılık süresince bir araya gelmediklerinden boşanmalarına karar verilmiş ise de eşler arasındaki resmi evliliğin bu ayrılık süresi içinde de devam ettiği ve en son açılan boşanma davasına ait kararın kesinleşmesiyle boşandıklarından bu dönemde edinilen malların da edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerektiğine, yapılan katılma alacağına ilişkin hesaplarda ve bilirkişi raporunda...

              davasının asıl davada boşanma karar verilmesi, bu durumda artık ayrılık kararı verilmesinin mümkün olmaması, bunun dışında evliliği sürdürmek istediğini dilekçelerinde açıkça beyan eden erkeğin karşı dava mahiyetinde ayrılık davası açmasının samimi de olmaması hususları gözetilerek erkek tarafından açılan karşı ayrılık davasının reddine karar verilmiştir....

              O halde, kadın tarafından açılan davanın kabulü suretiyle boşanma kararı verilmesi gerekirken, Türk Medeni Kanunu'nun 171. maddesi gereği ayrılık kararı verilmesi doğru olmamıştır. Müşterek çocuğun yaşı, anne ilgi ve sevgisine ihtiyacı olması, fiili durum ve babanın velayet talebinin olmaması nazara alındığında ortak çocuğun velayeti annesine verilmiş ve baba ile kişisel ilişki tesis edilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Dava, nafaka, ayrılık, boşanma talebine ilişkin olup, bu hususlarda da temyiz olduğundan; davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık, tedbir nafakası ile birlikte velayet ve ayrılık kararı verilmesi istemlerine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 28.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu