Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortaklığından 2006 yılında çıktığını, 20.000,00 TL çıkma payı ve 1.000,00 TL takip tarihine kadar işlemiş faiz için girişilen takibin, haksız itiraz nedeniyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

    Yapılara resmi birim fiyatlarına göre yıpranma payı da indirilerek, ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumlarına göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Dava konusu parselle aynı yerde olup, aynı amaçla kamulaştırılan ve idarece 2010 yılında 84,57-TL m2 değer belirlenen 776 ve 777 nolu taşınmazların m²'sine, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/166 esas, 2011/351 karar ve yine 2010/171 esas, 2011/301 karar sayılı tesbit ve tescil dosyalarında Mart 2010 tarihi itibariyle Düzenleme Ortaklık Payı indirilmek suretiyle 420,00-TL değer biçilmiştir. Ekim 2010 tarihi itibariyle dava konusu taşınmaza daha az bedel belirlendiğinden, bilirkişi kurulundan komşu parseller için tesbit edilen m² değerden ayrılma nedenleri konusunda ek rapor alınmadan, eksik inceleme ile hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....

      Mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesi doğru olduğu gibi, 25.02.2002 tarihli 1/1000 ölçekli İmar Planı kapsamında “İlköğretim Tesis Alanında” kalan taşınmaza fiilen el atılmamış ise de; Yargıtay ....Kurulunun benzer konudaki 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetilerek; imar planında “İlköğretim Tesis Alanı” olarak ayrılan taşınmaza fiilen el atılmamış olsa dahi 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde davalı idarece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak; Davacılardan ...’un tapu kaydındaki payı üzerinde bulunan ipoteğin davacı payına yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair İzmir 3. Aile Mahkemesinden verilen 27.12.2010 gün ve 260/1156 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili tarafından davalı ... aleyhine açılan katkı payı alacağı isteğine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonunda mahkemece davacının davasının kısmen kabulü ile 19.939,98 TL katkı payı alacağının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, süresi içerisinde 04.02.2011 tarihinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş temyizden sonra davalı vekili 28.03.2011 havale tarihli dilekçesi ile temyizden feragat ettiğini bildirmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı K A R A R Davacı vekili, evlilik birliği içinde ... Finans kurumundan kullanılan kredi ile satın alınıp ½ şer paydan taraflar adına tapuya tescil edilen 4500 parsel 1,2 numaralı dükkanlardaki davalıya ait paya ilişkin katkı payı alacağı isteğinde bulunmuş ise de, 21.01.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle davalının payı için ödediği kredi taksitleri ve taşınmazların davalı tarafından kiralanmasından kaynaklanan kira alacağı olarak 38.276,56 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş ve 23.01.2013 tarihli yargılama oturumunda katkı payı alacağına ilişkin talebini atiye bıraktığını bildirmiştir....

            Kooperatif ortaklığından ayrılma iflas tarihine kadar mümkündür. İflastan sonra kooperatif ortaklığından ayrılma imkanı tanınmamıştır. Doktrinde Ü. Tekinalp, Kooperatiflerde Ortakların Kişisel Niteliklerinin Önemi, Ortak Sıfatının Kazanılması ve Yitirilmesi adlı eserinde (İstanbul 1972 s. 160’da) “iflasta ortaklığın düşmesi mümkün değildir” demekte, yine Ü. Tekinalp, R. Poray, E. Çamoğlu Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku (İstanbul 1982 2. baskı s. 861’de) adlı ortak eserlerinde “iflasın ilanından itibaren artık yeni ortak alınması ve kooperatiften ortağın ayrılmasının mümkün olmadığını” ifade etmektedirler. Doktrinde, iflasın ilanından itibaren ayrılmanın mümkün olmadığı kaydı yer almasına karşın özel görevli daire olan kapatılan Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 12.10.2015 tarih ve 9460-6457 sayılı ilamında, iflastan önce mi sonra mı ayrılma olduğunun araştırılmasını isteyerek iflasın açılması anına kadar ayrılmanın mümkün olduğunun kabulünde olduğu görülmektedir....

              Davalı ... vekili, Zekeriyaköy’deki taşınmazda davacının katkısı olmadığını, ...’daki taşınmazın annesi tarafından bedelsiz verildiğini, yüzüğün varlığının ve vekil edeni tarafından alındığının ispat edilmesi gerektiğini açıklayarak davacının davasının reddine karar verilmesini savunmuş, birleşen dava dosyasında ise, evlilik içinde alınan ve ...adına tescil edilen iki adet araçla ilgili katkı payı ve katılma alacağı isteğinde bulunarak birleşen dosyanın davalısı ...dan tahsilini istemiştir. Islah dilekçesine karşı cevabında ise katılma alacağı ile ilgili talebin zamanaşımına uğradığını açıklayarak reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacı ... vekili tarafından açılan katkı payı alacağı davasının kabulü ile 111.300 TL katkı payı alacağının davalı-karşı davacı ...'...

                DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 27/05/2022 KARAR TARİHİ : 04/10/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı taraf cevap dilekçesinde özetle; Davacının davalı şirketin %10 Hisse ile ortağı olduğunu davalı şirkete ait bir kısım mal varlıklarının şirketi zarara uğratacak biçimde elden çıkarıldığını davacının şubelerde görev almak istemesine rağmen bu talebin reddedildiğini daha önce düzenli ödeme alan davacının Bursa 1....

                  Dava, 2001 yılında edinilen taşınmaz nedeniyle, eşler arasında açılmış " katkı payı alacağı " davası niteliğindedir. Dava kadın eş tarafından erkek eş aleyhine açılmış; yargılama devam ederken davacı eş ölmüş; davayı ölen eşin davalı dışındaki mirasçıları olarak iki çocuğu mirasçı sıfatıyla takip etmişlerdir. Mahkemece ölen eşin (davacının) katkı payı olarak hesaplanan 43.782 TL'nin davalıdan alınarak, miras payları oranında davayı takip eden mirasçılara ödenmesine karar vermiş; hükmü davalı temyiz etmiştir. Davacı eşin ölümüyle, davalı da ölenin mirasçısı durumuna gelmiştir. Hükmedilebilecek olası katkı payı alacağı da " tereke alacağı " niteliğinde olacaktır. Katkı payı alacaklısı eşin mirasçısının kişisel bir katkı payı alacağı olamaz. Mirasçı ancak terekeden tasfiye sonucu düşecek miras payını talep edebilir....

                    Mahkemece yapılacak iş, dava konusu 23 nolu meskenin edinme tarihi ve dava dışı 35 nolu meskenin satış tarihi itibariyle değerleri yönünden çelişkiyi giderecek Yargıtay denetimine elverişli gerekçeli rapor aldırmalı, tasfiye tarihinin bozmadan önceki karar tarihi olan 12.09.2017 olduğu kabul edilerek değerlendirme yapılıp davacının katılma ve değer artış payı alacağı isteği hakkında bir karar verilmelidir. 3. Davacı vekilinin faiz başlangıcına yönelik temyiz itrazlarına gelince ; Davacı lehine hükmedilen alacak, katılma ve değer artış payı alacağı niteliğindedir. TMK.239/son maddesinde; “…aksine anlaşma yoksa tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütülür…” hüküm altına alınmıştır. Yargıtayın ve Dairemizin kökleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi karar tarihidir. Mahkemece, kararın kesinleştiği tarihten itibaren faiz yürütülmüş olması doğru olmayıp bozma nedeni yapılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu