"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Polatlı Aile Mahkemesi TARİHİ : 16/12/2014 NUMARASI : 2013/80-2014/685 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı- karşı davalı erkek, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davası açmıştır. Davalı-karşı davacı kadının, 10.04.2008 tarihinde açtığı boşanma davası reddedilerek 16.01.2009 tarihinde kesinleşmiştir....
Bu kanuna göre, boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri, eşlerin müşterek milli hukukuna tabidir. (MÖHUK m. 14/1 ) Hakim, Türk kanunlar ihtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku, tarafların bu hususta bir isteği olup olmadığına bakmaksızın re'sen uygulamak zorundadır (5718 s. MÖHUK m. 2/1). Taraflar Alman vatandaşı olduklarına göre boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümlerinde yetkili hukuk müşterek milli hukukları olan Alman hukukudur. O halde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde Alman hukuku uygulanması gerekirken mahkemece, davacının Türk hukukunu uygulanmasını talep ettiği gerekçesiyle Türk Hukuku’nun uygulanarak hüküm tesis edilmesi doğru değildir. Hükmün bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle yerel mahkeme tarafından Türk Medeni Kanununun 170/1. maddesi hükmü uyarınca ayrılık kararı verilmiş bulunduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 ... içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 01.11.2011 (Salı) Boşanma sebebi ıspatlanmıştır. Dava boşanmaya ilişkindir. Taraflar arasında gerçekleşen olaylara göre, ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğunu gösteren delil ve olgular yoktur. O nedenle boşanma yerine ayrılık kararı verilmesi doğru değildir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayalı eylemli ayrılık nedeni ile boşanma davası olup, anılan madde gereğince boşanma nedenlerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilmesi gerekir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ayrılık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek mirasçıları ..., ..., ..., ..., ... tarafından kusur belirlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek tarafından TMK m. 166/1 uyarınca boşanma davası, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise TMK m. 170 uyarınca ayrılık davası açılmıştır. İlk derece mahkemesince davaların kabulüne karar verildikten sonra davacı-karşı davalı erkeğin 11.11.2020 tarihinde vefat etmesi üzerine, davacı-karşı davalı erkeğin mirasçıları TMK m. 181/2 gereğince davaya devam edeceklerini bildirmişlerdir. İlk derece mahkemesi tarafından verilen hüküm davacı-karşı davalı erkeğin mirasçıları ve davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf edilmiştir....
ın yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetine dair Düzce Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 12.06.2012 gün ve 2012/98 Esas, 2012/260 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Kocaeli Ünivertisesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalının 07.05.2012 tarihli raporu ile mağdurenin yaşadığı olaya bağlı olarak ruh sağlığının bozulduğu belirtilmiş ise de, anne babası ayrı yaşayan mağdurenin yaşadığı olaydan önce özgül fobi, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ve eşik altı ayrılık ankisiyete bozukluğu belirtileri taşıdığı, ayrılık ankisiyete...
Katılan ile sanığın resmi nikahlı evli olup, aynı evde birlikte yaşadıkları; ancak geçinememeleri nedeniyle sanığın, boşanma davası açarak, birlikte yaşadıkları ikametteki bir takım ev eşyaları ile bir takım ziynet eşyalarını da yanına alıp, ortak konutu terk etmek suretiyle üzerine atılı olan güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; 5237 sayılı TCK'nın 167/1.a maddesi hükmüne göre; güveni kötüye suçunun haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin zararına olarak işlenmesi halinde bir cezaya hükmolunamayacağına ilişkin şahsi cezasızlık sebebinin düzenlendiği ve sanık ile katılan haklarında henüz ayrılık kararının verilmemiş olduğunun anlaşılması karşısında; sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir....
Türk Medeni Kanununun 168. maddesi hükmüne göre, boşanma veya ayrılık davaları, eşlerden birinin yerleşim yerinde veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde açılabilir. Gösterilen yerlerden birini seçim hakkı davayı açana aittir. Davacı, seçimini kendi oturduğu yerden yana kullandığına göre, dava doğru yerde açılmıştır. O halde, davacı, kendi oturduğu yer mahkemesinde bu davayı açabilir. Öyleyse, davalının yetki itirazının reddi ile işin esasının incelenmesi gerekirken, hatalı nitelendirme ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 24.01.2017 (Salı)...
Ayrılık veya boşanma davası üzerine Türk Medeni Kanunu 169. maddesi gereğince icap eden geçici tedbirlerin alınmasına veya tedbir isteklerinin reddine dair kararlar, ancak esas hükümle birlikte temyiz edilebilir. Boşanma veya ayrılık davası üzerine bu Kanun gereğince alınabilecek geçici nitelikteki tedbir kararlarının tek başına temyizi mümkün olmayıp esas hükümle birlikte temyizi kabildir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olan Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389. ve devamı maddeleri çevresinde verilen ihtiyati tedbir kararları veya bunlara itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yolu açıktır. Temyize getirilen Türk Medeni Kanununun 169 maddesi uyarınca hükmedilmiş tedbir nafakalarına ilişkin ara karar ise bu nitelikte olmadığından, davalının temyiz isteğinin reddi gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı koca tarafından; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve maddi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi uyarınca fiili ayrılık hukuki sebebine dayalı olarak açılmıştır. Davaya dayanak yapılan ... Aile Mahkemesinin 2009/200 esas, 2010/238 karar sayılı dosyasının karşılıklı boşanma davası olduğu, her iki davanın da ret ile sonuçlandığı, kararın 6.5.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....