Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ün mirasbırakanları ile aynı kişi olduklarının tespitine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı ... Muhakemat Müdürlüğü vekili, husumetin ilgili tapu sicil müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini, ... 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/734 esas sayılı dosyası ile dava konusu taşınmazdaki paydaşlar için kayyım tayin edildiğini, bu nedenle bu kişilerin davacıların mirasbırakanları ile aynı kişiler olmadığını, diğer davalı ... kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı ... Muhakemat Müdürlüğü vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı ......

    in gerçek kişi olup olmadığının araştırılması, gerçek kişi olduğnun belirlenmesi halinde adına sahte belge düzenlenen gerçek kişiler yönünden sanığın eyleminin 5237 sayılı Yasanın 43/2. madde kapsamında zincirleme şekilde sahtecilik suçunu oluşturabileceği aksi halde 5237 sayılı Yasanın 43. maddesinin, “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda” uygulanabileceği ilkesi de dikkate alınarak, farklı tarihlerde düzenlendiğine dair dosyada delil olmayan sürücü belgesi, plakalar, motorlu araç tescil ve trafik belgelerinin aynı anda ele geçmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinin şartlarının oluşmayacağı, eylemin bütün halinde tek resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ve sahte sürücü belgesinin sanığın kimlik bilgilerine uygun olmaması, üzerinde sanığın fotoğrafının bulunmaması ya da, anılan sahte sürücü belgesini herhangi bir yerde kullanmamış olmasının suçun oluşumunu etkilemeyeceği de gözetilmeden...

      nın aynı kişi olduklarının tespiti istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 14.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 14.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 05.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, Kenan ve Kemal adındaki kişilerin aynı kişi olduklarının tespiti istemine ilişkin olup, nüfus kaydında bir düzeltme istenilmemektedir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 4.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 4.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 07.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          nın münferiden yetkili olduklarının bildirilmesi halinde işlem yapılmadan, dosyanın iade edilmesi; anılan kişiler iflas idare memuru olarak bildirilip, münferiden temsile yetkili bulunmadıklarının bildirilmesi veya başka kişilerin iflas idare memuru olduğunun bildirmesi halinde gerekçeli karar ve işbu geri çevirme kararı ile iflas idare memuru...... tarafından sunulan temyiz dilekçesinin davalı ......

            ile birlikte haklarında dava açılması sağlanıp incelemeye konu dava dosyası ile birleştirildikten sonra olayda sorumluluğu bulunan kişiler ile kusur durumunun kesin olarak tespiti amacıyla dosyanın iş güvenliği uzmanlarından oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetine tevdii ile ayrıntılı ve gerekçeli rapor alındıktan sonra, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri sureti ile hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Kayyım atanan tapu malikleri ile davacıların miras bırakanlarının aynı kişi olduklarının tespiti, kayyımlığın kaldırılması bakımından zorunludur. İlk derece mahkemesince yapılan araştırma ve inceleme kayyımlık kararının kaldırılması konusunda karar verilmesine yeterli değildir. Kayyımlık kararı kaldırılırken mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekmektedir....

              olması karşısında, gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin tespiti bakımından; sanıkların, hak sahiplerinin, ... ... ve ... ... ile reçetelerde imzaları bulunan doktorların karşılaştırmaya esas olabilecek imza ve el yazısı örneklerinin temin edilip, belge asıllarıyla birlikte gönderilmek suretiyle, uzman bilirkişi veya kurulundan aldırılacak raporla, suça konu reçetelerde yer alan el yazıları ve imzaların kime ait olduklarının ve reçetelerin ne şekilde sahte olduklarının kesin olarak belirlenmesi, suça konu reçetelerde ve ilaç kullanım raporlarında yazılı ilaçların tür ve miktarlarının teşhis ve tedavi ile uyumlu olup olmadıklarının ve hak sahiplerinin suça konu sağlık kuruluşlarında reçete ve rapor tarihlerinde tedavi edilip edilmediklerinin tespiti amacıyla; ilgili hak sahiplerinin beyanları da alınarak, belirtilen dönemlere ilişkin protokol kayıtları söz konusu sağlık kuruluşlarından temin edildikten sonra, ilgili bütün reçete, rapor, defter ve kayıtların alanında uzman bilirkişi heyetine...

                Dava, davalı gerçek kişilerin davalı şirketin gizli ortağı olduklarının tespiti istemine ilişkindir. Mevzuatımızda sermaye şirketlerinde gizli ortaklık kavramı kabul edilmiş değildir. Şirket işlemleri ve bu arada VUK ve 6183 sayılı yasalar çerçevesinde muhatap olunacak kişiler şirketin kayıtlı ortaklarıdır. Somut dava bakımından, davalı gerçek kişilerin davacı şirketin ortağı olmadıkları açıktır. Ancak şirket nam ve hesabına yapmış oldukları iş ve işlemleri dava dışı şirket ortağı olan şirket müdüründen aldıkları vekaletname ile tesis ettikleri sabit olup, davacı idarenin zararına yol açmış olmaları halinde kendileri hakkında eda istemli bir dava açılması muhtemel olduğundan, dinlenebilirliği bulunmayan davanın reddi gerekirken yüzeysel bilirkişi raporu benimsenerek yasal dayanağı bulunmayacak şekilde davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın temyiz eden davalı ... yararına bozulması gerekmiştir....

                  Vakıflar Kanunu ve Vakıflar Yönetmeliğine göre, galle fazlası evlada şart kılınan mazbut ve mülhak vakıflarda vakfedenin soyundan gelen ve bu nedenle vakfın gelirinden (gallesinden) yararlanma hakkına sahip olan kişiler için öncelikle dava açılması ve bu haklarının dava ile tespit edilmesi aranmıştır. Uygulamada bu dava, vakıflarda evladiye davaları, vakıf evladı ya da galleye müstehak evlat olduğunun tespiti davası şeklinde isimlendirilmiştir. Belirtmek gerekir ki vakıf evladı kavramı daha çok, vakfedenin çocukları ya da alt soyundan gelenler için kullanılan bir kavram olup, vakfedenin akrabaları ya da vakıftan yararlanan ismi ile belirtilmiş kişileri kapsamamaktadır. Vakfın geliri üzerinde hak sahibi olduğuna ilişkin davayı, vakfiye uyarınca galleden yararlanma hakkı olan, yani vakfeden ile soy bağı olan ya da soy bağı olmasa bile galleden kendisine pay özgülenen diğer kişiler açabilir....

                  UYAP Entegrasyonu