"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, mal rejimi tasfiyesi nedeniyle iptal tescil olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 8.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 12.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Dava, tacirler arası ayıplı mal satımı nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca dosyanın temyiz inceleme görevi Dairemize ait olmayıp, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan Dairemizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, Dairemizin görevsizliğine, dosyanın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 03.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Maddenin yürürlük tarihi olan 30.06.2010 tarihinden önce hüküm altına alınmış kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat alacakları ise anılan madde kapsamında bulunmadığından, böyle bir alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takipleri nedeniyle bu maddenin son fıkrasında yer alan haczedilmezliğe ilişkin hükmün uygulanması mümkün değildir. Somut olayda alacaklının takibine dayanak yaptığı Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata ilişkin ilamının karar tarihi 20/04/2011 olup, 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6. maddesinin yürürlüğe girdiği 30.06.2010 tarihinden sonrasına ilişkindir. Bu durumda anılan maddenin olayda uygulaması gerekeceğinden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat alacağının tahsili amacıyla yapılan takipte borçlu belediyenin mal, hak ve alacaklarının haczi mümkün değildir....
Mahkemece davalılar yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar....
Fotoğrafçılık … Ltd.Şti. yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz 2010/6634-13910 malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacılar, davalıya ait eczaneden verilen yanlış ilaç nedeniyle kızları Aybüke’nin, hayati tehlike geçirecek şekilde zehirlendiğini, beyin ameliyatı olmak zorunda kaldığını, sol tarafında oluşan kısmi felç durumunun da halen devam ettiğini ileri sürerek, uğramış oldukları maddi ve manevi zararlar nedeniyle kendileri ve kızları için toplam 25.000,00 YTL manevi, 1.000,00 YTL de maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, olayda kusurunun bulunmadığını, zamanaşımı süresinin geçtiğini, açılan ceza davasının da henüz kesinleşmediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir....
Somut olayda, davacı ... tanesi evine, ... tanesi de işyerine olmak üzere davalı yükleniciye kurdurduğu ... farklı alarm sisteminin ayıplı olması nedeniyle iş bedelinin iadesi ve manevi tazminat ödenmesi için eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından ve dava açıldığı tarihte 6502 sayılı Yasa yürürlükte bulunmadığından tüketici mahkemesinin görevli olduğundan söz edilemez. Davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle yerel mahkemece görevsizlik kararı yerine esas hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir....
Somut olayda üzerine ihtiyati tedbir konulması istenilen mal varlığı unsurlarının mülkiyeti hususunda ihtilaf bulunmayıp, alacak; para alacağına (-tazminat-) ilişkin olduğundan davanın konusunu oluşturmayan mal varlıklarının ihtiyati tedbir kararına konu olması bu sebeplerle mümkün değildir. Bu nedenle, mahkemece davacı tarafın ihtiyati tedbire ilişkin talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1.maddesi hükmü gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Düzenlemedeki mali sonuçlar üzerinde anlaşma şartı TMK'nun 174. maddesinde düzenlenen boşanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat, 175.maddedeki yoksulluk nafakası ve 182. maddesindeki iştirak nafakası talep haklarına ilişkin olup kural olarak mal varlığının tasfiyesini içermez. Ancak tarafların boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenlemeler yapması suretiyle de tasfiye mümkündür. Somut olayda; davacı ile davalı tarafından düzenlenen ve müşterek olarak imza altına alınan 12.07.2011 tarihli protokolün 4. maddesi ''taraflar müşterek ev eşyalarını bölüşmüşlerdir. Tarafların menkul ve gayrimenkul malvarlığı bulunmamaktadır'' şeklinde kaleme alınmış ve aynı tarihli yargılama oturumunda davacı ''evlliliğimiz temelden sarsılmıştır. ... ile boşanmak istiyorum, mahkemece yapılan uyarıları anladım ve davalıdan hiç bir tazminat, katkı payından doğacak alacak, yargılama masrafı talep etmiyorum...'' biçiminde beyanda bulunmuştur....
Satıcı; kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi kapsar. Tüketici ise ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 3. maddesinde de “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder." şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukukî işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir....