Malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketiciaçısından sorun teşkiledip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır. Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, satıcı, malın bedelinin tümünü veya bedelden yapılan indirim tutarını derhal tüketiciye iade etmek zorundadır. Tüketicinin, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakkını seçmesi durumunda satıcı, üretici veya ithalatçının, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebinin kendilerine bildirilmesinden itibaren azami otuziş günü içerisinde, bu talebi yerine getirmesi zorunludur....
Davasının kısmen kabulü ile 9.000,00 TL alacağın ayıplı mal nedeniyle bedelden indirim hakkı olduğu değerlendirilerek" gerekçesiyle karar vermiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi taleplerinin bulunduğunu, kusurlu tarafın davalı taraf olduğunu, davalı lehine vekalet ücretine hükmedildiğini bunun yanlış olduğunu, davanın açılmasın davalının sebebiyet verdiğini, yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : HİZMETİN AYIPLI OLMASINDAN KAYNAKLANAN Yargıtaya Geliş Tarihi:29.11.2016 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; ayıplı hizmet ilişkisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 13. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 26.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, hükmün gerekçesinde bilirkişi raporlarına atıf yapılarak; "...daha önceden hesaplanan bedelden %30 indirim yapıldığında" denilmek suretiyle hesap ayrıntısı açıklanmış ise de, bilirkişi raporunda taşınmazın arsa olarak getirebileceği kira parasının üzerindeki yapı ile birlikte hesaplanan kısmın %30'u kadar olduğunun açıklanmasına, mahkemece de hesap yapılırken %30'u esas alındığı ve bu bedele hükmedildiği halde, "maddi hata sonucu %30 indirim" denildiği anlaşılmasına göre tesis edilen hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 128,80 TL fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.01.2016 günü oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu olayda davalı TOKİ Başkanlığının üretici- imalatçı konumunda olması nedeniyle davacıya karşı sorumludur. AYRICA, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan "DEVİR PROTOKOLÜ" ndeki " Devir eden Mehmet Erce Şermet vekili Ertan Şermet, TOKİ ile akteylediği Gayrimenkul satış sözleşmesinden doğan her türlü haklarını ve bu sözleşmeye göre bu protokol tarihine kadar yaptığı ödemeler tutarını devir alan Hüsamettin Koçkar'a temlik etmiştir." hükmü nedeniyle bağımsız bölümü devir ve temlik alan davacının sözleşmeden doğan hakları davalı idareye karşı ileri sürebileceği kanaatine varılmıştır....
Dava konusu olayda davalı TOKİ Başkanlığının üretici-imalatçı konumunda olması nedeniyle davacıya karşı sorumludur. AYRICA, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan DEVİR PROTOKOLÜ'ndeki "Devir alan Muhammet Çelik'de 07/09/2005 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesinden doğan her türlü hakların ve alacakların kendisine devrini bu devir ve nakle herhangi bir engel bulunmadığı ve bu sözleşme gereği temlikini kabul etmiştir." hükmü nedeniyle bağımsız bölümü devir ve temlik alan davacının sözleşmeden doğan hakları davalı idareye karşı ileri sürebileceği kanaatine varılmıştır....
Dava konusu olayda davalı TOKİ Başkanlığının üretici- imalatçı konumunda olması nedeniyle davacıya karşı sorumludur. AYRICA, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan DEVİR PROTOKOLÜ'ndeki "Devir alan Murat ANIK'da 26/12/2005 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesinden doğan her türlü hakların ve alacakların kendisine devrini bu devir ve nakle herhangi bir engel bulunmadığı ve bu sözleşme gereği temlikini kabul etmiştir." hükmü nedeniyle bağımsız bölümü devir ve temlik alan davacının sözleşmeden doğan hakları davalı idareye karşı ileri sürebileceği kanaatine varılmıştır....
Hükme dayanak bilirkişi raporunda da tespitteki nefaset oranına göre bedelden indirim yapılmıştır. Oysa, nefaset gerektiği saptanan hususlar açık ayıp niteliğinde olup, işin tesliminden sonra derhal yükleniciye bildirilmesi gerekir. Ayıp ihbarının sürede yapıldığı tanık anlatımları ile de kanıtlanamadığına göre davalının iş bedelinden indirim yapılması savunması kabul edilemez. O halde 22.957,42 EURO iş bedelinden yapılan ödemenin mahsubu ile kalanı üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan bedelden indirim yapılması usul ve yasaya aykırı olmuş, bozulması uygun bulunmuştur....
Davalı, davacı müteahhidin daireyi ayıplı olarak teslim ettiğini ve dairede kendisince birkısım tadilatlar yapılması karşılığında bedelden 10.000,00 TL indirim yapılacağı konusunda davacı ile sözlü olarak anlaştığını, davacının davasının yersiz olduğunun savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulüne; davalının ......
Davacının dava dilekçesinde 100,00 TL,25/09/2020 tarihli ıslah dilekçesiyle 12.525,00 TL "bedelden indirim" talebinde bulunduğu ve miktarı da belirttiğinden, 100,00 TL ye dava tarihinden, 12.425,00 TL ye de ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Ayrıca dava konusu bağımsız bölümdeki ayıbın kullanıma engel teşkil etmediği, davacının satın aldığı tarihten itibaren taşınmazı kullandığı anlaşılmakla Davacının, "satış tarihinden itibaren faiz" talebinin REDDİNE karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davacı "avans" faize hükmedilmesini talep etmiş ise de; Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere davalı TOKİ Başkanlığı tacir olmadığından yasal faize hükmedilmiştir. (Yargıtay 13....