Dava, boşanmış eşler arasında görülen mal rejiminin tasfiyesi isteğine ilişkindir. Gerek mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden önce ve gerekse yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu sonraki dönemde, eşlerin birbirinden mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan hakları, ayni hak olmayıp şahsi hakka dayalı alacak (şahsi hak) hakkıdır. Yani her iki durumda da malın kendisi değil, mala yapılan katkı payı alacağı veya edinilmiş mallara yapılan katılma alacağı istenebilir (7.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK.nun 227/1, 231, 236/1.m). Somut olayda; davacı eş vekili, şahsi hak niteliğindeki alacak isteğinde bulunmaksızın, mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle davalı adına kayıtlı tapu kaydının iptaliyle ½ oranında tescili isteğinde bulunmuştur. Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken; mahkemece, belirtilen hususlar göz ardı edilerek tapu iptali ile tescil isteği hakkında kabul kararının verilmesi doğru olmamıştır....
Dava ve karşı dava boşanma ve eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır....
Miktar veya değeri 1.090.00.YTL'yi geçmeyen (1.090.00.YTL dahil) taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar davalının itirazının iptaline karar verilen asıl alacak miktarı 1.090.00.YTL olup temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden miktar veya değeri 1.090.00.YTL'yi geçmeyen (1.090.00 YTL dahil) taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 1.6.1900 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay'cada temyiz isteminin reddine karar verilebilir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...'ın temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine 22.1.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilen 19.06.2000 tarihli yazıda ...’den henüz doğmamış alacaklara istinaden alınan temliğin, daha önce başka bankalara verilen temliklerin ödenmesi de beklendiği için yaklaşık bir aylık bir gecikmeye maruz kalarak, mal olarak ... San.Tic. AŞ.ne temlik edildiği belirtilmiştir. Alacak temlik edildikten sonra, temlik edilen alacak karşılığında ... AŞ.nden mal alınması alacağın temliki işleminin hukuki niteliğini değiştirir bir işlem olarak kabul edilemez. ... AŞ. 20.04.2000 tarihli ... AŞ.ne gönderdiği yazıda da alacağını ... San.Tic. AŞ.ne temlik ettiğini, temlik işlemlerini yürütmeye ve imzalamaya ... San.Tic. AŞ.nin yetkili olduğunu, bu temliknamenin damga vergisinin makbuz karşılığı ödenmek üzere temlik bedelinin içinden düşüleceğini belirttiğine göre ... AŞ. alacağını temlik etmesi nedeniyle temlik konusu alacak yönünden davacı olma hakkı ortadan kalkmıştır....
Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davacı tarafından birlikte açılan boşanma ve mal rejiminden kaynaklı alacak davasında mal rejiminden kaynaklı alacak talebi davadan tefrik edilmekle, yapılan yargılamada, davacı maddi tazminat olarak açtığı davasını, davalı üzerine kayıtlı arsanın 100.000,00 TL'lik bedelinin adına tahsili şeklinde açıklamada bulunduğu, evlilik birliği içerisinde alındığı için 100.000,00 TL'lik kısmını talep konusu ettiği, davacının açıklaması dikkate alındığında davanın mal rejiminden kaynaklı alacak davası olduğu, davacının dava dilekçesinde delil bildirmediği, tefrik olunan dosyada da verilen süre içerisinde delil bildirmediği, dosya içerisine alınan tapu kaydından dava konusu taşınmazın, davalı adına kayıtlı olduğu, alacak miktarının belirlenmesi için keşif ve değer tespiti gerektiği, edinilmiş mal olup olmadığı ve alacak miktarının ispat yükü davacı taraf üzerinde olup, davacı tarafın verilen süre içerisinde mal rejiminden kaynaklı alacak nevini (katılma/değer...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak Davacı-birleşen dosyada davalı ... ile davalı-birleşen dosyada davacı ..., aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasında davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne dair .... Aile Mahkemesi'nden verilen ........2014 gün ve 718/592 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle ...'ca incelenmesi davacı-birleşen dosyada davalı ... vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için ....09.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... ve karşı taraftan davalı-karşı davacı ... vekili Av. ... geldiler....
Şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, sanığın 13.8.2008 tarihli mal bildiriminde borcun ne şekilde ödeyeceğini belirtmemesi nedeniyle mal beyanının, İİK’nun 74. maddesinde düzenlenen şartları taşır nitelikte olduğunun kabulünün mümkün bulunmadığı gerekçesi yerine farklı gerekçe ile beraatine karar verilmesi isabetsiz ise de, sonucu itibariyle doğru olan hükmün istem gibi ONANMASINA, 20.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde müşteki vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının onama istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: İİK’nun 74. maddesindeki “Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nevi ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, sanığın 05.05.2010 tarihli mal bildiriminde takip konusu borcu ne şekilde ödeyeceğini belirtmemesi nedeniyle İİK’nun 74. maddesinde düzenlenen şartları taşır nitelikte mal beyanı olarak kabulü mümkün bulunmadığından isnat edilen suçun oluşmadığının anlaşılmasına göre müşteki vekilinin temyiz itirazlarının reddi...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : BARTIN İCRA MAHKEMESİ Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık ...’ın beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 2004 sayılı İcara ve İflas Kanunu'nun "Beyanın muhteviyatı" başlıklı 74.maddesindeki “Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nevi ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir.”şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, sanığın 14.1.2008 tarihli mal bildiriminin, İİK’nun 74.maddesinde düzenlenen şartları taşıması nedeniyle geçerli olduğu gözetilmeksizin, mal...
Diğer yandan 07.10.1953 gün 8/7 sayılı YİBK'na göre de; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı ya da katılma alacağı nedeniyle taşınmazlara ait tapu kayıtlarının iptali ile tescili istenemez. Bu açıklamalara göre katılma alacağı bakımından ayın isteme imkanı bulunmayıp alacak istenebildiğine, davacı tarafın dosya kapsamından alacak isteği olmadığı, dairenin yarı payının davacıya aidiyetinin istendiği anlaşıldığına göre davanın bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken az yukarıda açıklandığı üzere zamanaşımı sebebiyle reddedilmiş olması doğru değil ise de red kararı sonucu itibarıyla doğru bulunmaktadır....