Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır." denilmektedir.Somut olayda, davacı tarafından dava konusu aracın ayıplı olması sebebiyle satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini mümkün olmadığı taktirde ayıp oranında satış bedelinden indirim yapılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır....
Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir. (5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir. (6) Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir." şeklinde düzenlenmiştir. 6502 sayılı Yasa m.11'de ayıplı mal nedeni ile tüketicinin seçimlik hakları ile ilgili yasal düzenlemeye göre; malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketicinin satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkı bulunmaktadır....
Hükme dayanak bilirkişi raporunda da tespitteki nefaset oranına göre bedelden indirim yapılmıştır. Oysa, nefaset gerektiği saptanan hususlar açık ayıp niteliğinde olup, işin tesliminden sonra derhal yükleniciye bildirilmesi gerekir. Ayıp ihbarının sürede yapıldığı tanık anlatımları ile de kanıtlanamadığına göre davalının iş bedelinden indirim yapılması savunması kabul edilemez. O halde 22.957,42 EURO iş bedelinden yapılan ödemenin mahsubu ile kalanı üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan bedelden indirim yapılması usul ve yasaya aykırı olmuş, bozulması uygun bulunmuştur....
Mahkemece, talep edilen cezai şartın davalı şirkette yıkıma neden olmayacağı, davalı şirketin davacı şirket adına 15 yıl süreyle intifa hakkı tesis ettirmesi gerekirken Petrol Ofisi ile anlaşarak akde aykırı davrandığı, tespit edilen bedelden indirim yapılmasına TTK’nun 24.maddesi uyarınca yer olmadığına karar verilmiştir. Davalılar vekili kararı temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 06.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
planında okul alanında kalan bölümün bedeline hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, taşınmaz üzerinde bulunan önceki irtifak nedeniyle oluşan değer kaybı nedeniyle bedelden indirim yapıldığı, taşınmaza 1983 sonrasında el atıldığından uzlaşmanın dava şartı olmadığı, taşınmaza ilişkin olarak yapılmış usulüne uygun kamulaştırma işlemi bulunmadığı anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
Rizikonun gerçekleştiğine ilişkin bildirimin yapılmaması veya geç yapılması, ödenecek tazminatta veya bedelde artışa neden olmuşsa, kusurun ağırlığına göre, tazminattan veya bedelden indirim yoluna gidilir." Ayrıca yine aynı yasanın 1447. maddesinde "Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sözleşme uyarınca veya sigortacının istemi üzerine, rizikonun veya tazminatın kapsamının belirlenmesinde gerekli ve sigorta ettirenden beklenebilecek olan her türlü bilgi ile belgeyi sigortacıya makul bir süre içinde sağlamak zorundadır. Ayrıca, sigorta ettiren, aldığı bilgi ve belgenin niteliğine göre, rizikonun gerçekleştiği veya diğer ilgili yerlerde sigortacının inceleme yapmasına izin vermekle ve kendisinden beklenen uygun önlemleri almakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün ihlal edilmesi sebebiyle ödenecek tutar artarsa, kusurun ağırlığına göre tazminattan indirim yapılır."...
Rizikonun gerçekleştiğine ilişkin bildirimin yapılmaması veya geç yapılması, ödenecek tazminatta veya bedelde artışa neden olmuşsa, kusurun ağırlığına göre, tazminattan veya bedelden indirim yoluna gidilir." Ayrıca yine aynı yasanın 1447. Maddesinde " Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sözleşme uyarınca veya sigortacının istemi üzerine, rizikonun veya tazminatın kapsamının belirlenmesinde gerekli ve sigorta ettirenden beklenebilecek olan her türlü bilgi ile belgeyi sigortacıya makul bir süre içinde sağlamak zorundadır. Ayrıca, sigorta ettiren, aldığı bilgi ve belgenin niteliğine göre, rizikonun gerçekleştiği veya diğer ilgili yerlerde sigortacının inceleme yapmasına izin vermekle ve kendisinden beklenen uygun önlemleri almakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün ihlal edilmesi sebebiyle ödenecek tutar artarsa, kusurun ağırlığına göre tazminattan indirim yapılır."...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararıyla; "kural olarak 6502 sayılı kanunun 11 inci maddesine göre tanınan seçimlik hakların terditli olarak ileri sürülmesi mümkün olmamakla birlikte misli ile değişim mümkün olmaz ise ayıp oranında indirim hakkının kanunun açık düzenlenmesinden kaynaklı olarak ileri sürülebileceği, zira madde ile açıkca ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE PAY ORANINDA TESCİL Yanlar arasında görülen tapu iptali ve pay oranında tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, usülden reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 28.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 7.792,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı eldeki bu dava ile, perte çıkmış olan aracın yüksek bedelle kendisine satılmış olması nedeniyle ödemiş olduğu bedelden indirim yapılarak davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı satış sözleşmesinde vekil olarak yer aldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalıların birlikte hareket ettikleri gerekçesiyle her iki davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de; 07.03.2013 tarihli araç satış sözleşmesinde davalı ... diğer davalının vekili olarak yer almış olup, şahsen sorumlu olduğuna dair dosya içinde delil mevcut olmadığı gözönüne alınarak mahkemece davanın davalı ......