c) Davacı tarafından "bedelde muvazaa" iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Bedelde muvazaa iddiasının kanıtlanamaması halinde iddia olunan bedel ile mahkemenin kabul ettiği önalım bedeli arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdiri gerekir....
c) Davacı tarafından "bedelde muvazaa" iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Bedelde muvazaa iddiasının kanıtlanamaması halinde iddia olunan bedel ile mahkemenin kabul ettiği önalım bedeli arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdiri gerekir....
Şti vekili cevap dilekçesinde;Davalının muayene ve ihbar yükümlülüğünü süresinde yerine getirmediği, satılandaki ayıbın niteliği GİZLİ AYIP niteliğinde olduğu kabul edilse bile davacı, bu davadan önce satılanı (aracı) 3.kişiye sattığı için ayıp bedelini isteyemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; davanın araçtaki ayıp nedeniyle ayıp oranında bedelde indirim ve bedeli tespit edilemeyen ayıplar için maddi tazminat ile uğranılan manevi zararın tazmini istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Balıkesir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/79 D.İş sayılı dosyasının bir örneği dosyamız arasına alınmış, incelenmesinde 06/06/2016 tarihli makine mühendisi ... .... raporuna göre; dava konusu araçtaki ayıp ve arızaların gizli ayıp niteliğinde olduğu, araçtan faydalanmayı tamamen engelleyen bir arıza olmamakla birlikte kullanım konforunu azaltan 2....
Dava konusu payın keşfen belirlenen değeri de tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından davacıya akitlerde gösterilen satış bedeli ve satış masraflarından oluşan toplam bedel üzerinden önalım hakkını kullanıp kullanmayacağı sorularak, kullanılacağının beyan edilmesi halinde tapuda gösterilen satış bedeli üzerinden dava harcı ikmal ettirilerek, daha önce yatırılan önalım bedeli ile tapuda gösterilen bedel arasındaki farkı depo etmesi için uygun süre tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Dava konusu olayda davalı TOKİ Başkanlığının üretici- imalatçı konumunda olması nedeniyle davacıya karşı sorumludur....
Mahkemece, davaya konu olmayan 2068 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydı dosya içerisine getirtilerek, getirtilen bu tapu kaydına göre malik ile idarenin bedelde anlaşarak tapuda ferağ verildiği gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Geri çevirme üzerine dosya içerisine getirtilen dava konusu 2086 parsel numaralı taşınmazın halen davalıların murisi ... ... adına kayıtlı olduğu ve mirasçılarınca da idareyle bedelde anlaşıp ferağ verilmediği anlaşılmıştır....
Davalı, dava konusu taşınmazın fiilen taksim edildiğini, bedelde muvazaa iddiasının da yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, muvazaa konusunda soyut iddiadan başka delil ibraz edilmediği ve ispatlanamadığı gerekçesiyle tapuda düzenlenen resmi akitte gösterilen satış bedeli ve yapılan masraflar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı, dava konusu payın gerçek değeri 20.000 TL olduğu halde 187.000 TL üzerinden satış işlemi yapıldığını ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunduğu halde bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Bu durumda mahkemece aradaki fark üzerinden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir....
Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı, üçüncü kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı ön alım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmî satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delil ile ispat edebilir. 4. Aradan geçen zaman içinde taşınmazın değerinde meydana gelen objektif artışlar ve enflasyon olgusu nedeniyle kurda meydana gelen değişikliklerin ön alım bedelinin belirlenmesine etkisi olduğu kabul edilmelidir. Resmî satış sözleşmesindeki ön alım bedeline davacı tarafından muvazaa nedeniyle itiraz edilmesi, bu nedenle yargılamanın uzaması, ön alım bedelinin makûl süre içerisinde depo edilmemesi ve vadeli bir mevduat hesabında değerlendirilmemesi nedeniyle davacıyı, amaç dışında zenginleştirecek ve alıcı davalıyı da fakirleştirecek yorum ve sonuçlardan kaçınılmalıdır. Hakkın kullanılması hiçbir zaman davalının zararına olmamalıdır. 5....
Kabule göre de, davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunmuş bu konuda tanık dinletmiştir.Dinlenilen davacı tanıkları görgüye dayalı beyanda bulunmayıp duyuma dayalı olarak beyanda bulunmuşlardır.Keşifte tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir.Bu durumda davacıya dava dilekçesinde belirttiği yemin deliline göre gerçek satış bedelinin ne kadar olduğu hususunda davalı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğunun hatırlatılması ve yemin teklif edildiği takdirde sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....
Ancak davacı, tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvaaza iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Olayımıza gelince; davacı, taşınmazın gerçekte 16.000.-TL bedelle satıldığını, davalının satış bedelini muvaazalı olarak yüksek gösterdiğini iddia etmiştir. Davacı bedelde muvaaza iddiasında bulunduğuna göre bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Ancak mahkemece bu konuda dinlenilen ve satıcı bayilerden İdris ve Yücel'inde bulunduğu davacı tanıkları bedelde muvaaza iddiası konusunda görgüye dayalı bir beyanda bulunmamışlardır. Yerinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda dava konusu edilen payın satış tarihi itibariyle değerinin 20.250,00.-TL olduğunu bildirmiş ise de bilirkişi raporu muvaaza iddiasının kanıtlanmasında tek başına yeterli delil değildir....