Davalı vekili, bedelde muvazaa bulunmadığını, tapu bedeli ile harç ve giderlerinin toplamı olan 14.735,00 TL'nin depo edilmesi halinde davanın kabul edildiğini beyan etmiştir. Mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle 14.735 TL üzerinden önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil davasının kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir....
Bedelde muvazaa iddiasını kanıtlanamaması halinde iddia edilen bedelle tapuda gösterilen bedel arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretinin hüküm altına alınması gerekir. Bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamadığından tapuda gösterilen satış bedeli ve tapu harç ve masrafları toplamı 313.059,31 TL üzerinden önalım hakkının tanınmasına karar verilmiştir. Bu nedenle, iddia olunan bedelle mahkemenin kabul ettiği önalım bedeli arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdiriyle yargılama giderinin bu orana göre paylaştırılması gerekirken satış bedelinin tamamı üzerinden davacı yararına vekalet ücreti takdir olunarak yargılama giderlerinin tümünün davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
indirim yapıldığını, davacı şirket tarafından delil olarak ibraz edilen ......
DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle aracın misli ile değişimi olmadığı takdirde bedelde indirim talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı husus olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece; aracın ayıplı olduğu kabul edilerek misli ile değişim talebinin kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalılar vekilleri istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı tarafça 2021 Model aracın 10/06/2021 tarihinde sıfır ve garantili olarak satın alındığı, satın alma sonrasında aracın sürekli hararet yaptığı, araçta beklenen faydayı sağlayamadığını beyan ederek misli ile değişim talepli eldeki dava açılmıştır....
in mahkemenin 2011/101 esas sayılı diğer dosyasındaki “...taşınmazdaki payını 12.500.- TL'ye sattığına...” ilişkin beyanına itibar edilerek taşınmazın m2 sinin 625.- TL olduğu kabul edilerek,davacının bedelde muvazaa iddiası kısmen de olsa kabul edilmiş ve bu miktar üzerinden belirlenen önalım bedeli karşılığı davanın kabulüne karar verilmiş ise de, beyanı hükme esas alınan tanık ... satış işleminin tarafı olup,bu kişinin resmi satış senedinin aksine olan beyanına itibar edilemez. Ayrıca bedelde muvazaa iddiasının kanıtlanması için keşifte belirlenen değer de tek başına yeterli değildir. Bu durumda, davacı tarafça bedelde muvazaa iddiasının kanıtlanamadığının kabulü ile tapuda gösterilen satış bedeli üzerinden önalım bedelinin belirlenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile önalım bedeli noksan belirlenerek düşük önalım bedeline hükmedilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Davacı yan ön alım davası açmış olup bedelde muvazaa iddiasında bulunmuş ve gerçek satış bedelinin resmi senette gösterilenden az olduğunu iddia ederek 300.000,00 tl bedelle almak istediğini beyan etmiştir. Davacı yan bedelde muvazaa iddiasını ispat edememiştir.Keşfen belirlenen değer tek başına bedelde muvazaa iddiasını karşılamaya yeter olmadığı gibi dinlenen davacı tanıkların beyanları da soyut anlatımlar olup satışın yapıldığı zaman bizzat hazır bulunan ve görgü şahidi olan kişiler değildir.Bu nedenle davacı yan iddiasını yani bedelde muvazaa iddiasını ispat edememiştir....
Davacılar vekili dava dilekçesinde bedelde muvazaa iddiasında bulunmuş olup, iddiasını ispat açısından dava dilekçesinde, keşif, bilirkişi raporu, tanık beyanları ve her türlü sair delillere dayanmış olup, dinlenen tanık beyanlarının muvazaanın ispatı açısından yeterli olmadığı gibi mahkemece keşif neticesi tanzim edilen bilirkişi raporuna istinaden davacı tarafın bedelde muvazaa iddiasının kabulü ile bilirkişi raporuyla tespitlenen değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş olup, yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca keşifte bilirkişinin belirlediği değer tek başına bedelde muvazaayı ispatlamaya yeterli değildir. Davacı taraf dayandığı deliller ile muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince, davacı tarafın muvazaa iddiasının kabulüne ilişkin gerekçesinin yerinde olmadığı, davacı taraf bedelde muvazaa iddiasında bulunmuş ise de, satış bedelinin tapuda gösterilen bedelden daha düşük olduğunu mevcut dosya kapsamı itibarı ile kanıtlayamamıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/241 Esas-2017/445 Karar sayılı dosyasında dava açtığı, o davada TEİAŞ’ın bakım ve onarımından sorumlu olduğu enerji nakil hatlarının dava konusu taşınmazdan geçtiği anlaşıldığından hükmedilecek bedelde indirim yapıldığı, karara karşı davacı tarafın istinaf ve temyiz talebi bulunmadığı, dosyanın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, ilk davada ileri sürülmeyen sebeplerin iş bu davada ileri sürülemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesince verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca vekalet ücreti yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazine'ye irad kaydedilmesine, 31/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre dava konusu lisans programının ayıplı olduğunun tespit edildiği,malın ayıplı olması durumunda alıcının bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız yenisi ile değiştirilmesini veya ayıp oranında bedelde indirim yapılmasını ya da ücretsiz olarak onarım isteme hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 21/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, eldeki uyuşmazlığa konu malın ayıplı olmasından kaynaklanan ayıp sebebiyle bedelde indirim ve tazminat talepli davaların ise 6502 sayılı Yasa'nın 73/A maddesinde sayılan arabuluculuğa başvurmaktan muaf tutulan istisnalar kapsamında bulunmadığı anlaşılmaktadır....