Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in beyanına ve banka makbuzuna dayanılarak davacının bedelde muvazaa iddiasına itibar edilmek suretiyle davanın kısmen kabulü ile depo edilen 63.600,00 TL'nin davalıya ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda, 28.03.2013 tarihli satış ile dava konusu 1234 parsel sayılı 2120 m2 yüzölçümlü, elma bahçesi vasıflı taşınmazın 1/2 payı davalı ...'e 80.000,00 TL bedelle satılmıştır. Davacı, dava konusu payın gerçekte 60.000,00 TL'ye satıldığını, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. ... ......

    Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı, satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif ve bilirkişi raporu tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda; 10.02.2020 tarihli satışla dava konusu 1445 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 1077/2400 hissesi 243.500,00 bedelle davalıya satılmış, davacı önalım hakkına engel olmak için dava konusu payların satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiş, mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazın 1077/2400 payının satış tarihinde değerinin 212.345,00TL olduğu belirlenmiştir. O halde davacının bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayabildiğini söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır....

      Mahkemece, dava konusu payın keşfen belirlenen değerine dayanılarak davacıların bedelde muvazaa iddiasına itibar edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda, 116 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 1/30 pay 25.10.2011 tarihli satış ile davalıya 30.000,00 TL bedelle satılmıştır. Davacı, satış bedelini miktar belirtmeksizin daha düşük olduğunu, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Ancak 30.000.00 TL üzerinden harç yatırmıştır....

        Noterliği 28.10.2019 tarihli noter satış sözleşmesi ile 63.000,00 TL bedelle davalıdan satın aldığını, aracın davacıya teslim edildiğinde kilometresinin 115.999 olduğunun beyan edilmesine rağmen 63.616 kilometresinin düşürüldüğününün TÜVTÜRK ve servis kayıtları ile tespit edildiğini, davalı satıcının kilometre düşürülmesi nedeniyle vaki ayıptan ayıbı bilmese bile sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL ayıp oranında bedelde indirim talep ve dava etmiştir....

        Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; ayıp nedeniyle indirim gereken miktar için kesilen reklamasyon faturası 6102 sayılı TTK'nın 21. maddesi anlamında fatura olmadığından, aynı maddenin 2. bendi gereğince 8 gün içinde itiraz edilmemiş olması, içeriğinin kabul edilmiş sayılması sonucunu doğurmaz. Dosya kapsamındaki deliller ve özellikle tanıklar ..., ... ve ...'...

          Dr Murat Vural imzalı bilirkişi raporu ile davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu, fiziki müdahale ile kilometre göstergesiyle oynandığı, aracın 182.860 kilometreden 273 kilometreye düşürüldüğü, yanıltıcı eylemin basit bir incelemeyle anlaşılmasının mümkün olmadığı, araçta yapılan piyasa araştırmasına göre; vadedilen kilometredeki emsallerine göre 11,250,00 TL bedelde indirim yapılması gerektiği raporu doğrultusunda ve davalı satıcının alıcıya karşı bilmediği ayıplardan da sorumlu olduğu gözetildiğinde, bedelde indirim isteminin kabulü kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan davalılardan Mehmet, araç maliki satıcı T5'in oğlu olup, aracın ilan ve satış işlemlerini temsilci sıfatıyla yerine getirmiştir. Temsilci hukuki işlemi yaparken bu sıfatını bildirmezse hukuki işlemin sonuçları kendisine ait olur....

          KARAR Davacı, 03/12/2013 tarihinde alışveriş yaptığı... tarafından verilen indirim kodu ile.... sitesinden ... akıllı cep telefonu sepete attığını ve verilen indirim kodunu ödeme işlemleri esnasında kullandığını, ve akabinde bu ürüne özel % 84 indirim kazandınız ikazıyla telefonun ücretinin düştüğünü, bu telefondan ayrı siparişlerle 7 adet aldıktan sonra müşteri hizmetleri ile iletişime geçerek ürünlerde indirim olduğunu, herhangi bir sorunun olup olmadığını sorduğunu ve müşteri hizmetleri tarafından herhangi bir sıkıntının yaşanmayacağının söylendiğini, akşam 18:30 civarında bahse konu firmadan yetkili kişi arayarak ürünlerde yanlışlık yapıldığını ürün satışlarının iptal edileceğini bildirdiğini, 05/12/2013 tarihinde ürünlerin bir adedinin kendisine kargo firması tarafından teslim edildiğini, diğer 6 adet ürünün ise kargoya verildiğini ancak gönderi takip numarası olmadığını gördüğünü, 09/12/2013 tarihinde ürünleri tekrar kontrol ettiğinde ürün satışlarının iptal edildiğini, 10/12/...

            Davacı vekili, müvekkilinin paydaşı olduğu 686 parsel sayılı taşınmazda davalı ...’nun dava dışı önceki paydaşlardan 10.04.2014 tarihinde pay satın aldığını, müvekkilinin şufa hakkını engellemek amacıyla satış bedelinin yüksek gösterildiğini, önalım hakkı nedeniyle dava konusu taşınmazda davalı adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, bedelde muvazaa bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bedelde muvazaa iddiası kabul edilip bilirkişinin saptadığı bedel depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır....

              Dosyadaki bilgi ve belgeler ile hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında da tesbit edildiği ve mahkeme gerekçesinde de açıklandığı üzere, taraflar arasında imzalanan sözleşmede ve ek protokolde, faturalarda uygulanacak indirim oranının belirlendiği, davalının 3 faturada indirim oranını düşük uygulaması nedeniyle fazla tahsilat yapmış olduğu, davacının taraflar arasındaki sözleşmeyi süresi içerisinde feshetmiş olmasına rağmen davalı tarafından fesih bildiriminin PMUM'a geç yapılması nedeniyle davacının, dava dışı elektrik şirketi ile imzalamış olduğu sözleşmenin Ocak 2015 döneminde uygulanamadığı, bu dönemde davacıya, davalı tarafça elektrik satışı yapıldığından faturanın da davalı tarafça düzenlendiği, bu faturanın dava dışı şirket tarafından şirket ile akdedilen sözleşmedeki indirim oranının uygulanması halinde raporda tespit edildiği üzere daha düşük bir bedelde olacağı anlaşılmıştır.Mahkemece alınan kök ve ek bilirkişi raporları ,dosya kapsamına uygun ve denetlenebilir olduğundan...

              İş sahibince ayıplı imalât nedeniyle bedelde indirim seçimlik hakkının kullanılması halinde indirimli iş bedeli ya da indirilmesi gereken bedel nispi metoda göre hesaplanmalıdır. Bu metoda göre hesaplamada da kararlaştırılan ücretin ayıplı değeri ile çarpılarak bulunan rakam ayıpsız değere bölünmek suretiyle ödenecek indirilmiş ücret ve bu miktar da kararlaştırılan ücretten çıkartılarak indirilmesi gereken miktar bulunacaktır. Bu durumda mahkemece hükme esas alınan raporu düzenleyen ikinci bilirkişi kurulundan az yukarıda açıklanan nispi metoda göre ayıplı imalât nedeniyle indirimi gereken bedel konusunda mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınıp değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....

                UYAP Entegrasyonu