Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; 1-Dava konusu taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca arsa olarak yapılan karşılaştırma sonucu tespit edilen değere hükmedilmesi gerekirken, belirlenen bedelden taşınmazın imar planında heyelan ve taş düşmesi nedeniyle önlem alınacak arkeolojik sakıncalı alanda olduğu gerekçesiyle indirim yaparak değer biçen bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle aza hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, 2-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden, Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davalılardan ... kayyımı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 23/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalı tarafça her ne kadar sözleşme ile kararlaştırılan malzeme ve teçhizatların eksik ve ayıplı teslim edildiği ileri sürülerek bedelde indirim talep edilmiş ise de; taraflar arasındaki yazılı devir sözleşmesinde malzeme listesi bulunmadığı, dolayısıyla teslim edilmesi taahhüt edilen malzemelerin ne olduğu anlaşılamadığı gibi davalı tarafça hakkında icra takibi başlatılana kadar davacı yana gönderilmiş bir temerrüt ihtarnamesi veya yaptırılmış delil tespiti bulunmadığı, sunulan sosyal medya yazışmalarının tek başına delil olamayacağı gibi bu yazışmalarda davacı tarafın eksik veya ayıplı ifayı kabul ettiğine dair bir beyanı bulunmadığı, dolayısıyla davalı tarafın eksik ve ayıplı ifayı yasal ihbar müddeti içerisinde ileri sürdüğünü ve eksik-ayıplı ifanın mevcut olduğunu ispatlayamadığı ve bedelde indirim talebinin yerinde olmadığı, getirtilen banka dekontlarından davalı tarafça davacıya işletme devri için toplamda 132.000-TL ödeme yapıldığı kalan...

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/510 Esas KARAR NO : 2023/567 DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) DAVA TARİHİ : 31/07/2023 KARAR TARİHİ : 18/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıdan satın aldığı aracın ayıplı olduğunu buna ilişkin tespit yaptırdıklarını, taleplerinin davalı tarafından kabul görmediğini belirtmiş ayıp nedeniyle bedelde indirim yapılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesiyle yetki itirazında bulunmuş, ayıp ihbarı yapılmadığı, müvekkilinin ayıptan sorumlu olmadığını öne sürmüştür. Eldeki dava satım sözleşmesi kapsamında ayıp nedeniyle bedel indirimi davasıdır. Taraflar arasında bir satım sözleşmesi akdedildiğinde uyuşmazlık yoktur. Davalı taraf süresinde yetki itirazında bulunmuştur....

        Davacı araçtaki arıza nedeniyle aracın bedelinin iadesini ve zararının tazminini istemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi kurulunun 17.02.2014 tarihli ek raporunda, aracın 107.730 km'de ve garanti kapsamında olduğu, şanzıman arızası bulunmakla birlikte şanzımanın değişmesi halinde arızanın giderilebileceği bildirilmiş ancak raporda bu değişimin maliyeti tespit edilmemiştir. Mahkemece 15.000 TL bedelde indirim yapılması yönündeki kabulü doğru değildir. Bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, araçtaki arızanın garanti kapsamında değiştirilip değiştirilemeyeceği, davacının zararı doğmuşsa bunun miktarı tespit ettirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup ayıplı ifa nedeniyle bedelde indirim yapılarak yükleniciden tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davalının tahkim ilk itirazı üzerine kabulü ile mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir....

            Somut olayda; davacı vekili, bedelde muvaaza iddiasında bulunarak müvekkilinin önalım hakkı nedeniyle davaya konu payların iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiş, davalılar bedelde muvaaza iddiasını kabul etmeyerek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının bedelde muvaaza iddiası kabul edilerek tapudaki satış akdinde yazılı bedelden daha düşük bir miktarın depo edilmesine karar verilmiş ise de; davalı ... ile davalıya pay satan diğer davalı ...'in bedelde muvaaza yaptıkları hususu geçerli delillerle kanıtlanamamıştır. Bu durumda mahkemece, davacı tarafa tapudaki satış bedeli, harç ve masrafları depo etmesi için uygun bir süre verilmesi, belirtilen miktarın verilen süre içinde depo edilmesi halinde önalım hakkı nedeniyle tescil hükmü kurulması gerekirken, geçerli bir saptamaya dayalı olmayan rakamın hükme esas alınarak tescil hükmü kurulmuş olması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir....

              Ancak; a)Taşınmazın sit alanına alınması ve çıkarılmasının idarenin tasarrufuna bağlı olduğu gözetildiğinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca arsa olarak tespit edilen değerinde indirim yapılmayarak bulunan karşılığına hükmedilmesi gerekirken bu bedelden taşınmazın SİT alanında kaldığı gerekçesiyle % 5 oranında indirim yapılarak eksik bedel tespiti ,Doğru olmadığı gibi, b)Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, c)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden; Davalılar vekilinin bu yönlere...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 18.11.2014 gün ve 2014/8538 Esas, 13040 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, TMK'nın 732. maddesinde düzenlenen önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, dava konusu taşınmazda paydaş olduğunu, önalım hakkının kullanılmasını engellemek için satış bedelinin 65.000,00 TL olarak gösterildiğini, gerçek satış bedelinin 40.000,00 TL olduğunu beyan ederek bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur....

                  Davalı taraf, 25.454 -USD fatura iskontosunun yeterli gelmemesi nedeniyle durumun Davacının acentesi olan ...'na bildirilerek görüşme sağlandığı ve Acentenin 84.800- USD daha indirim sağladığı beyan edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti içinde merkez veya şubesi bulunmayan yabancı tacirler ad ve hesabına ülke içinde işlemlerde bulunanlar hakkında da olay tarihi itibariyle 6762 sayılı Kanun'nun 117/3 maddesi uyarınca Acentelik hükümlerinin uygulanması gerekir.Somut olayda ...'nun Davacı yabancı menşeili şirket için sürekli olarak ticari işletmesini ilgilendiren konularda aracılık ettiğini gösterir veya bedelde indirim yapabileceğine ilişkin özel ve yazılı izni bulunduğuna ilişkin somut delil bulunmadığı, yapılan işleme Davacının icazet verdiği kanıtlanamamış olmasına göre Davalı vekilinin dava dışı ...'nun acente olduğu ve onun aracılığıyla bedelde indirim yapıldığına yönelik istinaf sebebinin yerinde görülmemiştir....

                    Mahkemece, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıdan satın aldığı aracın ayıplı olduğunu ve kullandığı süre boyunca beklenen faydayı sağlayamadığını ileri sürerek, ayıp oranından bedelde indirim yapılması amacıyla eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacının aracı 10.10.2013 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye sattığı ve aracın maliki olmadığından bahisle, aktif dava ehliyeti bulunmadığından husumet nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Eldeki dava, 13.11.2013 tarihinde açılmış olup, her ne kadar araç davacı tarafından 10.10.2013 üçüncü bir kişiye satılmış ise de, davacı, aracın maliki iken ... 13....

                      UYAP Entegrasyonu