Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.11.2009 gününde verilen dilekçe ile sözleşmenin feshi, senetlerin iptali, tazminat ve istirdat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.11.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere Dairemizin bozmaya ilişkin ilam içeriği ve mevcut bilirkişi raporlarında davacının ancak Borçlar Kanununun 249/2 maddesindeki bedel indirim talebinde bulunabileceğinin saptanmasına, ancak davacının bedelde indirim istememesine, kira sözleşmesinde yazılan senetlerin kira bedeline karşılık verildiğinin anlaşılmasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine...

    yasal faiziyle iadesi, cezai şarta hükmedilmesi, mümkün olmadığı takdirde bedelde indirim yapılmasına karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde görev itirazında bulunmuş, eksik ifanın karşı tarafın kusuru nedeniyle gerçekleştiği, diğer iddiaların kabulünün mümkün olmadığı savunmasında bulunarak davanın reddine karar verilmişsini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm taraf vekillerince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir....

      . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan PVC boru satın aldığını, borular karşılığı 106.185.00 YTL bedelli çek verdiğini, ancak daha sonra borularda üretim hatası bulunduğunun anlaşıldığını belirterek satış sözleşmesinin feshine, malların davalıya iadesine, davalıya çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, satılan boruların ayıplı olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yanlar arasındaki satım akdi nedeniyle önce 113.500.00 YTL bedelli çek verildiği, satılanda bulunan ayıp nedeniyle yapılan anlaşma neticesinde satış bedelinde indirim yapılarak 106.185.00 YTL bedelli ikinci bir çekle ilk çekin değiştirildiği, davacının seçim hakkını bedelde indirime gitmek suretiyle kullandığı, bundan sonra sözleşmenin feshini talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

        Gerek 818 sayılı BK'nın 360. maddesi gerekse 6098 sayılı TBK'nın 475/2. maddesi hükümlere göre ayıp halinde iş sahibinin seçimlik hakları arasında eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme hakkı da sayılmıştır. Dairemizin içtihat ve uygulamalarında ayıp ve kusurun eserin kabule zorlanamayacak ölçüde kusurlu veya sözleşmeye aykırı olmaması halinde eserin değerindeki eksiklik oranında bedelde indirim istenebileceği kabul edilmektedir. Bedelde indirimin seçimlik hakkının kullanılması durumunda indirim bedelinin hesaplanmasında nisbi metod uygulanmalıdır. Bu metoda göre kararlaştırılan ücret ve yapılan işin teslim tarihindeki ayıplı değerinin çarpımı sonucu bulunacak miktarın teslim tarihindeki ayıpsız değere bölünmesi ile indirim gereken bedel hesaplanır (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 24.05.2010 gün 2010/1703 Esas 2010/2891 Karar sayılı ilâmı)....

          Buna göre davacı sözleşmeden dönme, bedelde indirim, ücretsiz onarım talep edebilir. Ancak somut olayda sözleşmeye göre bedeli her bir ... bölüm maliki ödeyeceğinden ve her bir daire bakımından eksik ve ayıplı işin ayrı ayrı belirlenmesi gerektiğinden davacı kooperatifin bedelde indirim isteme hakkı bulunmamaktadır. Eksik ve ayıplı iş yönünden bedel davacı yanca karşılanmadığından bedelde indirim talep etmesi mümkün görülmemekle ve yine her bir dava dışı malikin ödemeleri tek tek ele alındığında davalıya halen borçlu oldukları anlaşılmakla ödenmeyen bedelin iadesi de mümkün olmayıp bu iddialar her bir ... bölüm malikince onlara karşı yapılan takiplerde ileri sürülebilir. Davacının ayıp nedeniyle alacak iddiası da bu kapsamda dinlenilemez. Davalının takas mahsup talebi de yerinde değildir. Taraflar arasında karşılıklı borç ve alacak doğmadığından takas mahsup da mümkün değildir....

            Mahkemenin nitelendirilmesine göre, uyuşmazlık, satış akdinden doğan bedelde indirim ve maddi zararın tazmini istemine ilişkin olup, üyelik ilişkisi bulunduğunun da iddia edilmemesine göre hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13 Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 27.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; satış sözleşmesinden kaynaklanan satılan malın eksik teslim edilmesinden dolayı bedelde indirim veya bedelin iadesi istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 21.02.2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 3.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 3.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 07.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......

                ye doğrudan ayıp oranında bedelde indirim seçimlik hakkı talep edilemeyeck olmakla birlikte; davacının misli ile değişim talebini davalılardan Ford Otomotiv A.Ş.'...

                indirim miktarının 4.145,17 TL olduğu anlaşıldığından bu bedel üzerinden bedel indirimi yapılmasının uygun olacağı anlaşılmasına dair gerekçe ile; Davanın KABULÜNE, 4.145,17 TL bedelde indirim bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ..." şeklinde karar verilmiştir....

                Mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiası kabul edilerek 01.04.2013 tarihli akitteki satış bedeli ve tapu masrafları ile birlikte 83.375,00 TL depo edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Önalım davalarında davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Dava konusu payın keşfen belirlenen değeri de tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda, davacı 15.04.2013 tarihli akte karşı bedelde muvazaa iddiasını ileri sürmüş ise de dava tarihinin 18.04.2013 olması yani ikinci akitten sonra dava açılmış olması nedeniyle 01.04.2013 tarihli ve 15.04.2013 tarihli akitler arasındaki satış bedeli farkına dayanılarak bedelde muvazaa iddiası ileri sürülemez....

                  UYAP Entegrasyonu