Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava ve cevap dilekçesi, faturalar, ihtarname içerikleri, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; Taraflar arasında ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişki bulunduğu, bu kapsamda davacı tarafından davalıya yalıtım malzemesi satıldığı tarafların kabulünde olup, uyuşmazlık satılan ürünün ayıplı olup olmadığı noktasındadır. Davacı, davalıya satılan ve ayıplı olduğu iddia olunan ürünlerin davalının ... şantiyesinde kullanıldığını ileri sürmüş, davalı ise ayıplı malların fabrika binasına götürülerek fabrikada stokta bekleyen ayıplı olmayan ürünlerin şantiyeye nakledildiğini ve şantiyede kullanılan malzemenin de bu ayıplı olmayan malzeme olduğunu savunmuştur. Davalı vekilince ayıplı malların bulunduğu bildirilen mahalde keşif yapılmış ve alınan bilirkişi raporunda ......

    Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yaptırılan 09.12.2010 tarihli tespit raporunda makinelerin ayıplı olduğu, ayıplı malların yenisiyle değiştirilmesi için tespit edilen fiyatlar belirtilmiş, Ankara .... Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yaptırılan 07.03.2011 tarihli bilirkişi raporunda ayıplı makinelerin onarım bedelinin 8.975,00 TL olduğu belirtilmiştir. Davacının sözleşmenin feshi talebini dayandırdığı hukuki neden makinelerdeki ayıbın kabulü beklenemeyecek derecede ayıplı olması ve makinelerin birbirini tamamlayacak şekilde bir bütün olarak kullanılması gerektiği noktasındadır....

      BORÇLAR KANUNU [ Madde 126 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık eserin ayıplı yapılması sebebiyle uğranılan zararın tazminine ilişkin olup mahkemece davalının zamanaşımı def'inin kabulüyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Her ne kadar BK'nın 126.maddesinde 5 yıllık zamanaşımı süreleri düzenlenmiş ise de aynı maddenin 4. fıkrasında (müteahhidin kastı veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş, bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar) hariç tutulmuştur. Böylece bu tür davaların 10 yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğu vurgulanmıştır....

        . - K A R A R - Davacı vekili; müvekkilinin davalıya kumaş sattığını ancak bedelini alamadığını,mal bedelinin tahsili için girişilen icra takibine davalı borçlunun kumaşların ayıplı olduğu gerekçesiyle haksız yere itiraz ettiğini kumaşların ayıplı olmadığını davalı tarafça ayıp ihbarında bulunulmadığını iddia ederek İtirazın İptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; taraflar arasında cari hesap/açık hesap ilişkisi bulunduğunu bu kapsamda; kimi parti malların ayıplı olarak teslim olunduğunu,maldaki ayıbı davacı satıcıya bildirdiklerini, sonrasında da ayıplı malları iade faturası düzenlemek suretiyle davacı satıcıya gönderdiklerini,ayıplı malların davacı yanca teslim alınmadığını; müvekkilin deposunda bekletildiğini iddia ederek davanın reddini istemiştir....

          Davalı ithalatçı olup eldeki dava satın alınan ve ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak açılmıştır. 4822 sayılı Kanun'la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un ayıplı mal ile ilgili 4.maddesinin 3.fıkrasında, "İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10.maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz."; hüküm altına alınmıştır. Hal böyle olunca 4077 Sayılı Kanunun 3.maddesi anlamında davacı tüketici, davalı ithalatçı konumundadır. Öyle olunca, sözü edilen Yasa'nın 23.maddesi gereğince davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir....

            Mahkemece, eserdeki eksik ve ayıplı işler tutarı 5.342,00 TL olarak saptanmış, bu miktar alacak olarak bildirilen tutardan daha fazla olduğundan davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Taraflar arasındaki 31.07.2005 tarihli sözleşmeye göre davacı, davalıya ait arsa üzerinde iki katlı karkas 180 m2 inşaat alanlı eseri 40.000,00 TL götürü bedelle yapmayı yükümlenmiştir. Eserdeki bazı iş kalemlerinin eksik ve ayıplı olduğu taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, eksik ve ayıplı işler bedelinin ne olduğu ve davacıya yapılan ödemelerin tutarındadır....

              Clup...adlı otele giriş yaptığını, ancak otelin sözleşmede vaad edilen özellikleri taşımadığı gibi giriş yaptıkları gecesinde de ayıplı hizmetle karşılaşmaları üzerine davalı şirketle başka bir otele ücret farkı vermek suretiyle yerleştirilmeleri konusunda yeniden anlaşma yaptıklarını,ertesi gün yeni otele geçip paket tur süresi sonuna kadar bu otelde kaldıklarını, paket tur sözleşmesinde vaad edilen otelde verilen ayıplı hizmete rağmen bu otele 1071,00 YTL ödeme yaptıklarını,tatilin başında böyle ayıplı hizmetle karşılaşması sonucunda stesli günler geçirdiğini ileri sürerek ilk gece ödenen 1071,00 YTL ile 1500,00 YTL manevi tazminatın davalı şirketten faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir....

                Clup ... adlı otele giriş yaptığını, ancak otelin sözleşmede vaad edilen özellikleri taşımadığı gibi giriş yaptıkları gecesinde de ayıplı hizmetle karşılaşmaları üzerine davalı şirketle başka bir otele ücret farkı vermek suretiyle yerleştirilmeleri konusunda yeniden anlaşma yaptıklarını,ertesi gün yeni otele geçip paket tur süresi sonuna kadar bu otelde kaldıklarını, paket tur sözleşmesinde vaad edilen otelde verilen ayıplı hizmete rağmen bu otele 1071,00 YTL ödeme yaptıklarını,tatilin başında böyle ayıplı hizmetle karşılaşması sonucunda stesli günler geçirdiğini ileri sürerek ilk gece ödenen 1071,00 YTL ile 1500,00 YTL manevi tazminatın davalı şirketten faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir....

                  Uyuşmazlık, dava konusu malların ayıplı olup olmadığı ve süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı kendisine teslim edilen satışa konu malların ayıplı çıktığını ve bu nedenle bedellerini ödemediğini savunduğuna göre bu savunmasını kanıtlamakla yükümlüdür. O halde mahkemece, dava konusu malların ayıplı olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması davalıya bu yöndeki savunmasını kanıtlama olanağı tanınması, malların ayıplı olduğunun saptanması halinde TTK. 25/3.maddesinde öngörülen ayıp süreleri de gözetilerek deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına, BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 6.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Davalı ayıplı mal teslim edildiğinden bahisle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece süresinde ayıp ihbarı yapılmadığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 16.04.2005 tarihli sözleşme uyarınca davacının yapımını yükümlendiği orman ürününün 16.09.2005 tarihinde irsaliyeli fatura ile davalıya teslimi üzerine davalı tarafından düzenlenen 17.09.2005 tarihli iade faturası ve sevk irsaliyesiyle ayıplı bulunan malzeme davacıya geri gönderilmiştir. Bunun üzerine davacı, 21.09.2005 tarihinde yaptırdığı tespitte, malların sözleşmeye uygun olduğu, bir kısmının da kesilmesi nedeniyle üretim ve satış ebatlarına uymadığı bilirkişice saptanmıştır. Her ne kadar süresinde ayıp ihbarı yapılmadığından dava reddedilmiş ise de davalının teslimden sonra ayıplı bulduğu malları davacıya iade faturasıyla geri gönderdiği gibi 28.09.2005 tarihli ihtarla ayıplı olduğunu bildirmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu