Davalı vekili, davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığını ve davanın süresi içinde açılmadığını, ürünün satışından 3 yıl sonra dava açan davacının kötüniyetli olduğunu, davaya konu ürünlerin müvekkili şirketten alındığının belli olmadığını, davaya konu ürünlerin garanti yönetmeliğine göre garanti verilmesi zorunlu olan ürünlerden olmadığını, davacının bu yönde projesinide bildirerek almış olduğu bir garanti belgesi bulunmadığını, davacının dilekçesi ekindeki kataloğun alt kısmında garanti süresinin uygulama koşullarına göre değişebileceğinin yazılı olduğunu, üründe herhangi bir üretim hatası bulunmadığını, meydana gelen zararın kullanım hatasından kaynaklandığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
KARAR Dava konusu uyuşmazlık, ayıplı daire satışından kaynaklı tazminat davasına ilişkin olup, temyiz edenin davalı müteahhit olduğu ve davalının sıfatına göre, 492 sayılı kanunun değişik 123/son maddesinde yargı harçlarından istisna olan işlemler açıklanmakla birlikte dava konusu uyuşmazlığın ise istisna kapsamına girmediği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, temyiz eden davalı tarafından peşin temyiz harcının alındığına dair dosyada herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığından, 26.1.1985 günlü 1984/5 esas ve 1985/1 sayılı...kararı uyarınca temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği halde süresinde ödenmediği belgelendirilmemiş olduğundan harca tabi olmasına rağmen harç alınmadan temyiz defterine kayıt edilen temyiz dilekçesi hakkında HUMK.nun 434/3 maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 24/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki ayıplı malın iadesi, alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, ayıplı aracın iadesi ile bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; araçtaki arızaların kullanıcı hatalarından kaynaklandığı, değişimini gerektirecek şartların oluşmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılabilmesi için davanın taraflarından birinin tüketici olması ve uyuşmazlığın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanmasından doğması gerekmektedir. Uyuşmazlık ayıplı araç satışından kaynaklanmakta olup, taraflar tacirdir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalının yetkiye yönelik itirazlarının yerinde olmadığı, taraflar arasında 02/04/2008 tarihinde satış sözleşmesi imza edildiği, davalı yanın davacıdan cephe paneli satın aldığı, cari hesap alacağına konu edilen faturaların tarafların ticari defterlerinde işlenmiş olduğu, kayıtların birbiriyle örtüştüğü, davalı taraf cevap dilekçesini ıslah ettiğini beyanla zamanaşımı definde bulunmuş ayrıca ayıplı ifa olduğundan bahisle davacının Keşan projesi işi için tedarik ettiği panellerdeki ayıptan kaynaklı zararın alacaktan takas edilmesini istemiş ise de, dava konusu uyuşmazlığın temelde Silivri'de bulunan AVM binasındaki panel satışından kaynaklanması, takas istemine konu edilen işin ise bu davanın konusu olmaması, ayrıca bu işle alakalı olarak davalı tarafça süresi dahilinde karşı tarafa geçerli bir ayıp ihbarının bulunmadığı, satım sözleşmesi kapsamında genel zamanaşımı süresi olan 10 yıllık sürenin geçerli...
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE: Dava, ayıplı mal sebebiyle alıcıya ödenen bedelin rücuan tahsili istemine ilişkindir....
Dava, ayıplı mal satışından uğranıldığı iddia edilen zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı tarafça, davalı firmadan 07/11/2015 tarihinde SHW.K 3000/6 tip kömürlü sıcak su kazanında kullanılmak üzere ateş tuğla malzemesi satın alındığı, 02/12/2015 tarihinde sevk edilerek devreye alındığı, bir süre sonra ateş tuğla malzemelerinde deformasyon ve hasar meydana geldiği, ateş tuğlası hasarlarının davalı firmaya iletilmesi üzerine davalı tarafça yeni ateş tuğla malzemesi ve ekip sevkiyatı yapılarak hasar gören bölümlerin sökülüp yeniden yapıldığı, değiştirilen ateş tuğlalarında yeniden hasar meydana geldiği, bu durumun davalıya bildirildiği, davalının kabul etmemesi üzerine davacı tarafça dava dışı 3. bir firmadan alınan malzeme ile değişim yaptırıldığı, davacı tarafça dava dışı firmaya ödenen bedelin davalıdan tahsili için işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır....
San.Tic.A.Ş.’den satın aldığını, satın alınan malzemelerden 3 adet gerilim trafosunun ayıplı olup eksik ölçüm yapması nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek uğradığı zararın satıcı firma ile bu firmanın malzemeleri temin ettiği üretici firmadan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ayıplı mal satışından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle karara yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Daire’mize ait olmayıp Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesine aittir. Nevar ki anılan Dairenin 31.12.2008 tarih ve 2008/12740 Esas-2008/12665 Karar sayılı ilâmı ile de görevsizlik kararı verilmiş olduğundan temyiz itirazlarını incelemekle görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gerekmiştir....
İcra Dairesinin -----. sayılı dosyası ile davalı aleyhine 31.975,22TL.nin tahsili amacıyla icra takibinin başlatıldığı, "davacının davalıdan cari hesaptan kaynaklı alacağının olup olmadığı" hususunun mali inceleme kısmında mali kayıtlar, defterler bakımından değerlendirildiği, "davacının borcunu sözleşmeye aykırı ifa edip etmediği, ifanın ayıplı olup olmadığı" hususunda yukarıda yapılan teknik inceleme neticesinde ayıplı veya eksik ifanın, ayrıca ayıp ihbarının bulunduğunun tespit edilemediği, "davacının ayıplı ifasından kaynaklı davalının dava dışı üçüncü kişiye ayıplı ifayı gidertip gidertmediği" hususunda sözleşmenin 3.7.3 hükmünde işsahibinin işçi ve malzeme kusurundan kaynaklı zararlarını isteyebileceği, yüklenicinin alacağından mahsup edebileceği düzenlenmiş ise de yukarıda yapılan teknik inceleme neticesinde üçüncü kişiye ifanın (nama ifanın) söz konusu olduğunun tespit edilemediği, Hal böyle olmakla yukarıdaki teknik incelemedeki tespitler uyarınca eğer davacı yüklenicinin eser...
KARAR Davacı, davalıdan 18.4.2008 tarihli kat'i satış sözleşmesi ile Toyata araç satın aldığını, aracın kasko sigortasını yaptırmak istediğinde satış tarihinden önce perte çıktığını ve trafikten men edildiğini öğrendiğini, ayıplı araç satışından dolayı davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, sözlemenin feshi ile ödediği satış bedeli 25.800 TL.nin yasal faizi ile ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının aracın tüm özelliklerini bilerek ve muayene ederek satın aldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satılan aracın hukuki ayıplı çıkması ve zaptedilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkindir....
D ELİLLER : Tüm dosya kapsamı ELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı, taşınmazın ayıplı olduğu iddiasına dayalı ayıp oranında bedelde indirim istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....