Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

. - K A R A R - Dava, ticari satıştan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu malları davacıdan satın aldığını, bedellerinin faturada belirtilen kadar olduğunu, fatura bedellerinin ödenmediğini, bunun sebebinin ise sözleşmeye göre eksik ve ayıplı mal teslim edilmesi olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

    - K A R A R - Dava, ticari satıştan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla faturalar ve cari hesap ekstresine istinaden başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline istemine ilişkindir. Davalı vekili faturaların içeriğindeki malların teslim alınmadığını, ayrıca müvekkilinin yetkililerinin sonradan haberdar olduğu bu malların eksik ve ayıplı olduğu, gönderilen plastik kapların kapaklarının olmadığı, tek başına kullanılamayacağı, gerekçeleriyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının takip ve dava konusu yaptığı 8 adet açık irsaliyeli faturanın 7'sinin davalı tarafından vergi dairesine ibraz edilerek KDV indiriminde kullanıldığı, bu nedenle davalının faturaların içeriğindeki malları teslim aldığının kabulü gerektiği, sözkonusu 7 adet fatura toplamı üzerinden 87.197 TL borcun davalı tarafından ödendiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir....

      Bilirkişi kurulu 05.05.2014 tarihli raporunda; araç üzerindeki incelemeler ve test sonucunda, aracın sol tarafındaki ön çamurluk, ön kapı ve arka kapının değişmiş olduğu, sol arka çamurlukta ise lokal boyanın olduğunun tespit edildiğini, dava konusu aracın gizli ayıplı olduğunu ancak bu ayıbın satıştan önce mi yoksa satıştan sonra mı gerçekleştiğinin tespit edilemediği mütalaa edilmiş, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hangi bilimsel ve teknik gerekçelerle araçta gizli ayıp olduğu teknik tespit ve izahlardan yoksun olduğu gibi bu konularda bir açıklık içermediğinden, rapor denetime ve hüküm kurmaya elverişli değildir. Yetersiz araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz....

        Ancak Fırat Üniversitesi makine mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu raporunda “...boya hatası varsa alındığı zaman alıcı tarafından görülmesi gerektiği, satıştan yaklaşık 50 gün sonra boya hatasının görülmesi hatanın sonradan olduğu veya 2012/12948-15582 satış sırasında hatanın belirgin olmadığı, geçen süre içerisinde daha da belirgin ve görünür duruma geldiği, bu nedenle gizli ayıplı mal olarak değerlendirilemeyeceği” belirtilmiş olup; bu değerlendirme ile araçtaki boya hatasının gizli ayıp olmadığı konusunda çelişki mevcuttur. O halde mahkemece dava konusu araçtaki boya hatasının üretimden kaynaklanan gizli ayıplı olup olmadığı, satın alma sırasında vasat bir tüketici tarafından farkedilip farkedilemeyeceği araştırılarak; bu hususta bilirkişiden ek rapor alınması ve ayıbın niteliğinin kesin olarak belirlenmesi gerekir....

          Mahkemece gizli ayıplı aracın yenisiyle değiştirilmesi gerektiği halde aracın ayıplı değeri ile ayıpsız değeri arasındaki farka hükmedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            KARAR Davacı, davalıya ait trafikte kayıtlı aracı noterde düzenlenen sözleşme ile satın aldığını ve bedeli ödediğini ancak aracını sigortalatmak istediğinde tam hasarlı olması nedeniyle sigortalanmadığını ya da yüksek bedel istendiğini, aracın ayıplı olması nedeniyle satıştan dönerek ödediği bedelin iadesini ihtar ettiği halde davalının kabul etmediğini bildirerek, bu nedenle satıştan dönerek ödediği bedelin tahsili için açtığı icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep emiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı davalıya ait trafikte kayıtlı aracı 23.9.2008 tarihinde noterde düzenlenen düzenleme şeklinde satış sözleşmesi ile satın aldığı ve satış bedeli olarak 28.000 TL ödediği satış sözleşmesi ve ödeme dekontlarından anlaşılmaktadır....

              - K A R A R - Dava, ticari satıştan kaynaklanan faturalara dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekili, mahkemenin yetkisiz olduğunu, HUMK.’nun 9. maddesine dayanılarak icra dairesinin yetkisine yönelik yapılan itirazın da yerinde bulunduğunu, davacı tarafından satılan malların gizli ayıplı olduğunu belirterek davanın reddi ile % 40 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir....

                - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında süregelen ticari ilişki çerçevesinde fatura karşılığında müvekkilince davalıya mal satılıp teslim edildiğini , ancak davalının bu satıştan doğan borcunu ödemediğini, bunun üzerine başlatılan icra takibine davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafça satılan malların bir kısmının ayıplı olduğunu, ayıpsız olan kısmından da imalat yapılıp davacı temsilcisine verildiğini, ayrıca 1.700.USD ödeme yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir....

                  - K A R A R - İhtiyati haciz isteyen vekili, ticari satıştan kaynaklanan alacağının tahsilinin temini amacıyla faturalara istinaden ihtiyati haciz isteminde bulunmuş, talep uygun görülerek mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili, müvekkilinin yerleşim yerinin Kızıltepe/Mardin olması nedeniyle mahkemenin yetkisiz olduğunu, taraflar arasında sözleşme bulunmadığını, müvekkilinin ihtiyati hacze dayanak 2 adet faturaya istinaden zirai ilaçları satın aldığını, ilacın ayıplı olmasından dolayı ihtarname keşide edilerek sözleşmeden dönüldüğünü, mal bedelinin 1/3 'ünün ödenmesi konusunda taraflarca mutabakata varıldığını, borcun 16.500 TL'sinin ödenmesi üzerine teminat olarak verilen çekin müvekkiline iade edildiğini, çekin iade edilmiş olmasının borcun ödendiğine karine teşkil ettiğini belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir....

                    Davalı, demirbaş eşyaları satıştan önce söktüğünü, davacının bu durumdan haberdar olduğunu ve evi bu haliyle satın aldığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne bilirkişi raporundaki 11.200 TL malzeme bedeli, 20.000 TL değer kaybı olmak üzere 31.200 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, davalıdan bağımsız bölüm satın aldığını, satıştan sonra davalı tarafından tespit raporunda belirtilen demirbaşların sökülerek taşınmazın ayıplı olarak kendisine teslim edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece tespit bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu