. - K A R A R - Davacı ...Turizm A.Ş. vekili, davalıdan alınan malların ayıplı olduğunu, iade faturasının haksız olarak davalı yanca kabul edilmediğini, ileri sürmüş ve ayıbın davalı tarafça giderilmesine, olmadığı takdirde müvekkilinin 5.241.265.000 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuş, birleşen davada ise faturalara dayalı satıştan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın haksız olduğu ileri sürülerek itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir....
Mahkemece, yapılan yargılama, benimsenen bilirkişi raporu ve tanık beyanlarının birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davalının davacıya aracın hasar kaydını gösterdiği ve alıcıyı ayıptan haberdar ettiği, ayrıca araç satış değerinin aracın mevcut hali ile uyumlu olduğu, bu haliyle araçta gizli bir ayıp bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, ayıplı araç satışından kaynaklanan bedel iadesi isteğine ilişkindir. Davacı aracın ayıplı olduğunu, daha doğrusu pert olduğunu, bunu satıştan sonra öğrendiğini, davalı ise davacının aracın pert olduğunu bilerek satın aldığını savunmuştur. Bu durumda ayıbın gizlenmediğinin ispat yükü davalıdadır. Dava tarihi ve değer itibariyle tanık dinlenemez....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda taraflar arasında 25.12.2006 tarihinde yetkili araç satış bayiliği sözleşmesi düzenlendiği, aracın 18.02.2008 tarihli fatura ile davacı bayiye satıldığı, davacının aynı zamanda yetkili servis olduğu aracın garanti belgesinde garanti süresinin 2 yıl ya da 60.000 km. olarak belirtildiği, taraflar arası sözleşmenin (40.) maddesinde bayinin ürün kriterlerine uymayan malı satıştan önce davalıya bildirmesi gerektiği, bu ürüne ilişkin talimat isteyeceği, böyle bir durumda davalının ön onayı olmadan bu tür ürünü satamayacağı aksi durumdan kaynaklanan istek ve zararlardan bayinin sorumlu olacağının belirlendiği, sözleşmedeki bu düzenleme ve aracın garanti süresine göre davalı vekilinin hak düşürücü süre ve zamanaşımı sürelerine itirazının yerinde olmadığı, davacının araç arızasını elindeki cihazla tespiti mümkün iken aracı satıştan önce muayene yükümüne uyup sorumluluğunu yerine getirmeyerek sözleşmenin (40.) maddesine aykırı davrandığı gerekçesiyle davanın reddine...
Davacı eldeki dava ile ayıplı olarak satın aldığı araç nedeniyle, araca yapmış olduğu masraflar ile, bedel indirimini istemiştir. Davalı, davacı tarafın aracı alırken kontrol ettirdiğini, aracın kilometresini kendisinin değiştirmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir....
. - K A R A R - Dava, satıştan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacının kumaşları süresinde teslim etmediği için müvekkilinin yabancı şirkete reklamasyon bedeli ödemek zorunda kaldığını, teslim edilen malların ayıplı olduğunu bir kısım malın ise hiç teslim edilmediğini belirterek davanın reddini istemiş, karşı dava yolu ile şimdilik 200 Euro alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi kurulu raporuna göre davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 2.652.55 YTL için iptaline , fazlaya ilişkin talebin reddine davalının karşı davasının reddine hükmolunan miktarın %40'ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan, reddedilen miktarın %40'ı oranında tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Dava, satıştan kaynaklanan faturalara dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekili, gönderilen mallar ayıplı olduğu için müvekkilince 02.01.2006 tarihinde iade faturası düzenlendiğini, davacının malları geri almadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davalının TTK.' nun 25/3. maddesi uyarınca süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı, kaldı ki davalı yanca reklamasyon faturası (02.01.2006) düzenlendikten sonra 16.02.2006 tarihinde taraflar arasında takibe konu asıl alacak üzerinden hesap mutabakatı yapıldığı, takipten önce temerrüdün gerçekleşmediği gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne takibin 8.887.76 YTL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte devamına, hükmolunan miktarın % 40' ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
. - K A R A R - Dava, satıştan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, esas yönden de davaya konu malların davacı tarafından müvekkilince ... kapsamında satıldığı halde müvekkilinin müşterileri tarafından gizli ayıplı olması nedeniyle iade edilen mallar olduğu için takibe itiraz edildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine yönelik itiraz yerinde görülmemiş davalının savunmasına konu mallar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde tanzim edilen rapor dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, takibin 2.438.909.523.TL asıl alacak üzerinden devamına, icra inkar tazminatı ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
. - K A R A R - Dava, ticari satıştan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu malları davacıdan satın aldığını, bedellerinin faturada belirtilen kadar olduğunu, fatura bedellerinin ödenmediğini, bunun sebebinin ise sözleşmeye göre eksik ve ayıplı mal teslim edilmesi olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
- K A R A R - Dava, ticari satıştan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla faturalar ve cari hesap ekstresine istinaden başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline istemine ilişkindir. Davalı vekili faturaların içeriğindeki malların teslim alınmadığını, ayrıca müvekkilinin yetkililerinin sonradan haberdar olduğu bu malların eksik ve ayıplı olduğu, gönderilen plastik kapların kapaklarının olmadığı, tek başına kullanılamayacağı, gerekçeleriyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının takip ve dava konusu yaptığı 8 adet açık irsaliyeli faturanın 7'sinin davalı tarafından vergi dairesine ibraz edilerek KDV indiriminde kullanıldığı, bu nedenle davalının faturaların içeriğindeki malları teslim aldığının kabulü gerektiği, sözkonusu 7 adet fatura toplamı üzerinden 87.197 TL borcun davalı tarafından ödendiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir....
. - K A R A R - Dava, satıştan kaynaklanan faturalara dayalı bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, alınan bilgisayar programının kullanılamadığını , davacıya iade faturası kesildiğini, hizmet ve mallar kusurlu olduğu için akdin feshedildiğini, malların geri alınması, ödenen paranın iadesi istenmiş ise de bir sonuç alınamadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının faturalı malları 08.05.2004 tarihinde teslim aldığı, teslimden itibaren 9 aydan fazla bir süre geçtikten sonra bakiye borç için ihtarname gönderilmesi üzerine malların ayıplı olduğunu savunduğu, bu savunmanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği, muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalının malı ayıbıyla birlikte kabul etmiş sayılacağı gerekçeleri ile davanın kabulüne, 2.070.224.000 TL’ nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....