Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı cevap dilekçesinde özetle: Davalıdan müvekkilinin farklı tarih ve içeriklerde toplam 15 iş siparişi aldığını, aralarındaki sözleşmenin peşin ödemeli olarak kararlaştırılmasına rağmen bir kısmının bedelinin ödenmemiş olmasına karşın davalı için montajının yapılıp teslim edildiğini, müvekkilinin davacıya satış ve montajını yaptığı ürünlerin imalatçı firma tarafından 2 yıllık garanti süresinin olduğunu, ödenmeyen mal ve hizmet bedeli için müvekkili tarafından takibe girişilmesi üzerine davalının itirazının iptali için ... Asliye Ticaret mahkemesinin ... Esasında müvekkili tarafından dava açıldığını, davacının müvek- kilinin personelini ayıplı olduğunu belirttiği ürünlerin değişimi için kendisine gelmesine rağmen içeri almadığını, ihbar yükümlülüğünü ise süresinde yapmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı bilahare mahkememize verdiği ...havale tarihli dilekçe ile işbu dosyamız ile .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .....

    Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde davacıya satılan römorkların ayıplı olduğu ve ayıbın üretim hatasından kaynaklandığı, tamiratla hatanın giderilemeyeceği, her ne kadar kambiyo senetleri temel ilişkiden bağımsız ise de dava konusu 27.000 TL.'lik senedin römork alışverişi nedeniyle davacı tarafından davalıya verildiğinin anlaşılmasına göre toplam 32.000 TL'nin davalıdan tahsili, davacı elindeki römorkların davalıya iadesi gerektiği, diğer taleplerin yerinde olmadığı gerekçeleri ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ile 32.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının elindeki 4 adet römorkun davalıya iadesine, davacının fazlaya dair talep ve davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Ticari satışlarda satılan malın ayıplı olması halinde satıcının ayıba karşı tekeffülü hükümlerinin uygulanabilmesi için gereken ayıp ihbar süreleri TTK.'nun 25/3 maddesinde düzenlenmiştir....

      CEVAP :Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen cevap dilekçesinde özetle; sera kurulumuna ilişkin malzemelerin üretimden kaynaklı ayıplı olduğunu,eldeki davadan önce davalının davacı aleyhine ayıplı mal satışı sebebiyle dava açtığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. YEREL MAHKEME KARARI: Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/303 Esas, 2021/409 Karar sayılı 18/06/2021 tarihli kararı ile; "davanın kabulüne, Kaş İcra Müdürlüğünün 2012/191 esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile, takibin 38,083,43 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağın (38,083,43- TL) %20'sine tekabül eden 7.616,86- TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine," şeklinde karar verilmiştir....

      - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinin toptan gıda maddesi ticareti ile iştigal ettiğini, davalının ise zeytin üretimi, ambalajlanması ve ticareti ile uğraştığını, müvekkillerinin davalıdan 02.11.2010 tarihli 33.775,41 TL fatura karşılığında çeşitli tür ve marka adları altında zeytin satın aldığını, fatura karşılığı 33.775,41 TL nin 2.775,41 TL lik kısmının nakit olarak geri kalan miktarın ise toplam 5 adet 31.000 TL tutarında çeklerle ödendiğini, teslim alınan üründe bozulma olduğundan müvekkiline şikayetlerin geldiğini ve satılan zeytinlerin büyük bir kısmının iade edildiğini, müvekkilinin bu durumu davalıya bildirmesine karşın herhangi bir sonuç alınamadığını, bunun üzerine mahkeme kanalıyla tespit yaptırıldığını, alınan uzman bilirkişi raporundan ürünlerin ayıplı olduğunun anlaşıldığını, davalıya 08.02.2011 tarihli noter ihtarnamesiyle ayıp ihbarında bulunulduğunu, davacıya teslim edilen 5 adet çekin bedelsiz kaldığını ileri sürerek çekler nedeniyle borçlu olmadığının...

        Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya içeriğine göre, taraflar arasında ambalaj üretimine ilişkin eser sözleşmesi olduğu, bu nedenle 5 yıl içinde ayıba ilişkin hakların kullanılabileceği, davacının, davalı tarafından üretimi yapılan ambalaj mazlemesinin ayıplı olması nedeni ile içine konan üründe bozulmalar yaşandığını iddia ettiği, oysa bozulmanın ambalaj malzemesinden mi yoksa davacı tarafından üretilip içine konulan içecekten mi kaynaklandığının tespit edilemediği, davalı tarafından girişilen takipten sonra davacının icra dosyasına 45.000,00 TL ödeme yaptığı, iflas kararı ile birlikte takiplerin düştüğü, iflas idaresince ticari ilişki nedeni ile düzenlenen çeklerden kalan bakiye borç olan 40.426,35 TL'nin kabul edildiği, ancak kısmi ödeme dışında çeklerin ödenmediği, çeke dayalı olarak yapılan takiplerdeki alacağın iflas idaresince kabul edilmediği, davacının yaptığı kısmi ödeme dışında borcunun kaldığı gerekçesiyle, asıl davanın reddine birleştirilen davanın...

          , yine ek raporda taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu ifade edilmiş ise de, halihazırda üretimi yapılan bir ürünün elde edilmesi gayesi ile taraflar anlaşmış olup, somut olayda farklı nitelikler eklenmek suretiyle ürün ısmarlanması söz konusu olmadığından taraflar arasındaki sözleşmenin satış sözleşmesi mahiyetinde olduğu mahkememizce kabul edilmiş, açıklandığı üzere rapor teknik ve mali tespitler dışındaki yönleriyle benimsenmemiştir....

            bir davacı için 25.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminat ve gereği gibi hizmet alamamaları nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan ticari faizi ile tahsilini istemişler; bilahare maddi tazminat taleplerini ıslah sureti ile arttırmışlardır....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilince davalı ....Şti.nden otomobil satın alındığını, dört ay kadar sonra yolda kasisten geçerken aracın hava yastığının patladığını, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ne başvurulmuş ise de, müvekkilinin tüketici olmadığı gerekçesiyle talebin reddedildiğini, oysa aracın ayıplı olduğunu belirterek öncelikle Tüketici Hakem Heyeti kararının iptaline, aksi halde ayıplı aracın davalılara iadesi ile araç bedeli 30.826.202.000.-TL.nin fatura tarihi 08.08.2003’den itibaren işleyen reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri cevaplarında davanın reddini savunmuşlardır....

                Gizli ayıplı işler bakımından da, gizli ayıbın ortaya çıkmasından sonra ayıp ihbarında bulunmak şartıyla kesin kabulden sonra dahi ayıbın gideriminin istenmesi mümkündür. Kesin kabulün yapılması, yükleniciyi eksik iş ve gizli ayıplı imalat nedeniyle var olan sorumluluğundan kurtarmaz. Buna karşılık, işin kabulü gerçekleşmiş olduğundan açık ayıplı işler bakımından bir istemde bulunulması mümkün değildir. Somut olayda; mahkemece eksik ve ayıplı işlerin mevcudiyeti konusunda herhangi bir araştırma yapılmamış, davalı tarafın eksik ve ayıplı imalat savunmasına karşılık, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle mahallinde keşif icra edilmeden konuyla ilgili herhangi bir uzmanlığı bulunmayan emekli Sayıştay Denetçisi'nden dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde alınan bilirkişi raporu ile yetinilip, bu rapora da uygun düşmeyen şekilde, sözleşmenin garanti hükümlerini değerlendirmede hataya düşülerek davanın kabulüne karar verilmiştir....

                Sözleşme konusu işlerin ayıplı yapılması durumunda, 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 360. maddesi gereğince, iş sahibi, ayıplı işlerin giderim bedelini dava edebilir. 20.01.2011 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile bu rapora ek 27.06.2011 tarihli rapor incelendiğinde; villadaki ayıplı işlerin giderim bedelinin 21.700,00 TL tutarında olduğu sonucuna varılmaktadır. Mahkemece, bilirkişi kurulu aracılığıyla belirlenen ayıplı işlerin giderim bedeline, villanın 20/34 oranındaki kat irtifak payına uygulanarak istenebilecek ayıplı işlerin giderim bedeline hükmedilmiş olması doğru olmamıştır. Kararın bu sebeple davacı yararına bozulması gerekmiştir. 3-Davalı yüklenicinin diğer temyiz itirazı incelendiğinde de; Davacı iş sahibinin, davalı yükleniciye 2.500 Euro tutarında iş bedelinden ötürü borcunun bulunduğu çekişmesizdir....

                  UYAP Entegrasyonu