ifası olup konaklama bedelinin müvekkile iadesi gerektiğini, hizmet ilişkisini ayıplı hale getiren taraf davalı ... ve davalı Seyahat Acentesinin de müvekkile satış esnasında tüm koşul ve şartları anlatması gerekmekte olup otel tarafından yapılan harici uygulamanın da belirtilmesi gerektiğini, müvekkil tarafından davalı şirketlere hizmet ilişkinin ayıplı olduğu hususu gerek 15.10.2022 tarihinde otele giriş yapmak için geldikleri esnada gerekse sonrasında gönderilen ihtarname ve maillerde belirtilmiş olup davalılar tarafından herhangi bir geri dönüş sağlanmadığını, davanın ikamesinden evvel 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 5A/1 maddesi uyarınca arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu, anlaşamama ile sonuçlandığını, bu nedenlerle, hizmet ilişkisinin ayıplı olmasından kaynaklı olarak 2.166,00-TL olarak ödenen konaklama bedelinin satın alma işleminin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte müvekkile iadesini, davalıların haksız ve hukuka aykırı uygulamalarından...
Maddesinde düzenlenen ayıplı hizmet kavramına uymadığı, Tüketici Hakları Kanun'un Ayıplı hizmet Başlığı altındaki 13.Maddesi 1.Fıkrasında; “ Ayıplı hizmet, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir.” hükmünün yer aldığı, bu haliyle davalı şirketin hizmetinin ayıplı hizmet sayılamayacağı" yönünde görüş bildirdiği anlaşılmıştır. Alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve üst dereceli mahkeme denetimine açık, taraflar arasındaki ihtilafı esastan halledecek yeterliliğe ve niteliğe sahip bir bilirkişi raporu olduğu tespit edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf iddiaları dinlenemez. Ancak 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 2. maddesinde yargı işlemlerinden bu Kanuna bağlı 1 sayılı tarifede yazılı olanlarının yargı harçlarına tâbi olduğu hükmü getirilmiştir....
Soru 2: Bilirkişi raporunda davalı tarafça sunulan servis fişlerinin incelenmesinde; "Satın alınan buzdolabının ayıplı olması üzerine 15.01.2019 tarihinde ayıplı olan ürünün ... model buzdolabı ile değiştirildiği; - Dosya kapsamında sunulan belgeler ışığında 04.10.2021 tarihinde Servis Hizmet Fişi düzenlenerek ürün değişiminin yapılmasına karar verildiği şeklinde notun bulunduğu; - 30.09.2021 tarihli Servis Hizmet fişi içeriğinde ise, “nakliye montaj yapıldı bilgi verildi ürün sol yan arka tarafında darbe vardı tüketici değişim ister” şeklinde notun bulunduğu; - 06.10.2021 tarihli Servis Hizmet fişi içeriğinde hasarlı ürünün değişim işleminin gerçekleştiği şeklinde notun bulunduğu;" şeklinde tespitler yapılmıştır. Ancak bu işlemlerin tarihleri dahi hatalıdır. Nitekim işbu davanın açılış tarihi 11/03/2021 tarihidir. Dava açıldıktan sonra davalı hiçbir şekilde servis hizmeti vermemesine rağmen gönderilen servis kayıtlarında 2021 tarihli işlemlerin olduğu görülmektedir....
Soru 2: Bilirkişi raporunda davalı tarafça sunulan servis fişlerinin incelenmesinde; "Satın alınan buzdolabının ayıplı olması üzerine 15.01.2019 tarihinde ayıplı olan ürünün ... model buzdolabı ile değiştirildiği; - Dosya kapsamında sunulan belgeler ışığında 04.10.2021 tarihinde Servis Hizmet Fişi düzenlenerek ürün değişiminin yapılmasına karar verildiği şeklinde notun bulunduğu; - 30.09.2021 tarihli Servis Hizmet fişi içeriğinde ise, “nakliye montaj yapıldı bilgi verildi ürün sol yan arka tarafında darbe vardı tüketici değişim ister” şeklinde notun bulunduğu; - 06.10.2021 tarihli Servis Hizmet fişi içeriğinde hasarlı ürünün değişim işleminin gerçekleştiği şeklinde notun bulunduğu;" şeklinde tespitler yapılmıştır. Ancak bu işlemlerin tarihleri dahi hatalıdır. Nitekim işbu davanın açılış tarihi 11/03/2021 tarihidir. Dava açıldıktan sonra davalı hiçbir şekilde servis hizmeti vermemesine rağmen gönderilen servis kayıtlarında 2021 tarihli işlemlerin olduğu görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın yerel mahkemenin gerekçeli kararında açıkça belirtildiği üzere, yanlar arasındaki sözleşme gereğince davalının konaklama hizmetlerini gereği gibi yerine getirmediğinden asıl davanın ayıplı hizmet ve bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit; birleşen davaların ise maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olmasına ve böylece mahkemenin benimsemesine göre, uyuşmazlığın tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklanmasına, bu tür uyuşmazlıkların tacirler arası hizmet sözleşmesi niteliğinde kabul edildiği yolunda son Başkanlar Kurulu toplantılarında kararlaştırılarak görevli dairenin Yüksek 23. Hukuk Dairesi olduğunun belirlenmesine göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 23. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 15.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, ayıplı hizmet nedeniyle açılan maddi - manevi tazminat davasıdır. 6502 sayılı Yasanın 13 ve devam maddelerinde; "ayıplı hizmet, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir.Hizmet sağlayıcısı tarafından bildirilen, internet portalında veya reklam ve ilanlarında yer alan özellikleri taşımayan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler ayıplıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı hizmet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, İngilizce eğitimi almak üzere davalıya başvurduğunu, davalı şirketle aralarında 30.06.2007 tarihli sözleşme aktedildiğini, 9 aylık kurs ücreti karşılığının 3,084,00 YTL olarak kararlaştırıldığını, bu bedeli peşinen ödediğini, 3 ay boyunca kursa devam ettiğini, 3 ayın sonunda davalı şirketin kursla ilgili reklam ve broşürlerinde belirtilen standartta olmaması nedeniyle kursa devam etmediğini, vaat edilen nitelikte hizmet verilemediğini ileri sürerek sözleşmenin feshi ile, ödediği 3.084 YTL den aldığı 3 aylık hizmet bedeli olan 360,00 YTL nin mahsubu ile bakiye 2.724,00 YTL nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.Somut olayda davacı satın aldığı ürünlerin ayıplı olduğundan bahisle ödemiş olduğu bedelin satıcı konumdaki davalıdan iadesini talep etmiş olup, uyuşmazlığın genel mahkemede değil, tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 1.Tüketici Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 20.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
AŞ tarafından temyiz olunmuştur. 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Yasa'nın Amaç başlıklı 1. maddesinde Yasa'nın amacı açıklandıktan sonra Kapsam başlıklı 2. maddesinde; bu Yasa'nın, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsadığı belirtilmiş, 3. maddesinde ise tüketici, mal, hizmet ve satıcı gibi kavramlar tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için Yasa'nın amacı içerisinde 3. madde de tanımlanan taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin bulunması gerekir. Dava konusu olayda; tüketici olan davacı, davalıların satıcısı ve üreticisi oldukları koltuk takımındaki ayıp nedeniyle Tüketicinin Korunması Hakkında Yasa kapsamında malın yenisiyle değiştirilmesini veya bedelinin ödetilmesini istemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı şirkete özel güvenlik ve koruma hizmeti verildiğini, müvekkili tarafından bu hizmetlerin karşılığında davalıya faturalar tazmin edildiğini, ancak davalı şirketin aldığı hizmet karşılığını ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının sürekli ayıplı hizmet verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir....