Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle ayıplı mal nedeniyle satıcı sözleşme ilişkisi nedeniyle tüketiciye karşı seçimlik hakların tamamından (bedel iadesi, yenisi ile değişim, bedelde indirim, onarım ve tazminatlar) sorumludur. Üretici ve ithalatçı ise, sadece misli değişim ve onarım talep edilmesi durumunda, satıcı ile birlikte müteselsil sorumlu olduğundan davalı Doğuş Otomotiv Paz. Ve Tic. A.Ş.'nin bedelde indirimden sorumlu olmayacağı değerlendirilerek bu davalı yönünden taraf sıfatı bulunmadığından davanın HMK'nun 114/1- d, 115/1,2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili ikame araç bedeli sebebiyle maddi tazminat talebinde bulunmuş ise de; bu talebi yönünden zararını ispatlayamadığı değerlendirilmiş ikame araç bedeline yönelik talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir..." şeklinde belirtilen gerekçeler ile Davalı Doğuş Otomotiv Paz. Ve Tic. A.Ş.'...

Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Ayıplı mal ve fabrika servis hizmetinden memnun kalmadığını, ilk defa dava açtığını, her iki tarafla da problem yaşadığını, yanlışlıkla fabrika ismini verdiğini, bir yıldır emanet gözüyle kullanmaya korktukları hasarlı mobilyaların henüz borcunun bitmediğini, karşı tarafın gider masraflarının da kendisine yüklenmesinin maddi ve manevi çok ağır geldiğini, hakkını alamadığını bu nedenle istinaf yoluna müracaat etme zarureti olduğunu, gereğini arz ve talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı mal bedelinin iadesi istemidir. İlk derece mahkemesince "Somut uyuşmazlık bu amir hüküm kapsamında değerlendirildiğinde; yalnızca onarım ve değiştirme hakkının üretici ve ithalatçıya karşı kullanılabilecek haklardan olduğu anlaşılmaktadır. Üretici ile tüketici arasında bir sözleşme ilişkisi olmadığından, tüketicinin üreticiye karşı sözleşmeden dönme veya bedelde indirim haklarını kullanması düşünülemez....

Davacı ıslahla seçimlik hakkını değiştirmemiş olsaydı ödediği satış bedeline ihtarname tarihinden değil, aracı kullanmaya devam ediyor olması nedeniyle aracın teslim tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilecekti. Davacının daha sonra seçimlik hakkını dava sırasında değiştirmesi halinde de artık, talebin değiştirildiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, bedelde indirim talebi içermeyen ihtarnamenin temerrüte esas alınarak, faizin bu tarihte başlatılması, davalı aleyhine hakkaniyete aykırı bir durum oluşturacağından doğru görülmemiştir. Davacı seçimlik hakkını 19.09.2020 tarihli ıslah dilekçesiyle bedelde indirim olarak değiştirdiğine göre, indirilecek olan bedele de seçimlik hakkın değiştirildiğine ilişkin dilekçesinin verildiği 19/09/2020 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekmektedir....

imalata rastlanmadığı ve sorunsuz çalıştığı anlaşıldığından, davacının bedelde indirim talebinin taktiri mahkemeye ait olmak üzere yerinde olmadığı belirtilmiştir....

    Bu itibarla; davacının sözleşmenin tarafı olan üretici şirkete karşı açtığı davada davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olduğu gibi, satılandaki ayıp nedeniyle karar gerekçesinde belirtildiği üzere manevi tazminat koşulları oluşmadığından bu talebin reddi de doğrudur. Ancak; satım sözleşmesinin tarafı olan davalı T3'un sorumlu olduğu bedelde indirim miktarı belirlenirken uygulanacak olan nispi metod yönteminde satılanın satış tarihindeki ayıplı değeri ile ayıpsız değerinin satış bedeline yansıma miktarının belirlenmesi gerekirken, mahkemece hükme esas alınan raporda bilirkişinin rapor tarihindeki (güncel) ayıplı ve ayıpsız değeri satış bedeline oranladığı ve indirim bedelini hatalı hesapladığı görülmüştür....

    Yaptırılan bilirkişi incelemesinde ürünün ayıplı olduğu, ambalajlı satışı dikkate alındığında ayıbın açık kabul edilemeyeceği ve bu nedenle gizli varlığının kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır. Borçlar Yasası’nın 360. maddesi uyarınca eserin ayıplı olması halinde iş sahibi eserin reddi ile bedelin iadesini isteyebileceği gibi ayıbın derecesine göre bedelde indirim yapılmasını isteyebilir. Oysa bilirkişi raporunda bu hususta bir inceleme yapılmış değildir. Sözleşmede ayıplar için garanti verildiğinden garanti süresince iş sahibinin ihbar yükümlülüğünden sözedilemez. O halde mahkemece yapılması gereken iş ayıbın derecesini bilirkişiye yeniden incelettirmek, eserin tümüyle reddi gerekiyorsa davanın kabulüne, bedelden indirim gerekiyorsa bu miktar kadar bedelinin iadesine karar vermek olmalıdır. Hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır....

      Mahkemece, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıdan satın aldığı aracın ayıplı olduğunu ve kullandığı süre boyunca beklenen faydayı sağlayamadığını ileri sürerek, ayıp oranından bedelde indirim yapılması amacıyla eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacının aracı 10.10.2013 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye sattığı ve aracın maliki olmadığından bahisle, aktif dava ehliyeti bulunmadığından husumet nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Eldeki dava, 13.11.2013 tarihinde açılmış olup, her ne kadar araç davacı tarafından 10.10.2013 üçüncü bir kişiye satılmış ise de, davacı, aracın maliki iken ... 13....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan edimin ayıplı ifası nedeniyle akdin feshi bedelin iadesi, aksi halde bedelde indirim yapılması istemine ilişkin olup yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki 05.05.2010 tarihli sözleşme ile davacı kooperatifin bahçesindeki oyun alanında 200 mm kalınlığında darbe emici 0.40x0.40 ebadındaki kauçuk kaplamanın, çift komponentli poliüretan bazlı yapıştırıcı ile monte edilmesi konusunda anlaşmaya varıldığı tarafların kabulündedir....

          ayıbın gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek davalıdan satın alınan 100 adet makaranın ayıplı olması nedeniyle davacının sözleşmeden dönme, malların iadesi taleplerinin kabulüne, bu taleplerinin kabul edilmediği takdirde bilirkişi incelemesi sonucunda tespit edilecek değer üzerinden bedelde indirim yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Mahkemece, davanın fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasında 26/11/2015 tarihinde PV Model Taşıyıcı masa imalat ve montaj işine ait potokol yapıldığı, iş bedeli olarak 10.920 + KDV dahil 12.885,60 USD'lik fatura düzenlendiği, işin ayıplı yapıldığından bahisle davalı tarafça KDV dahil 1.965,60 USD'lik 31/12/2015 tarihli fatura düzenlemek suretiyle bedelde indirim yaptığı, icra takip miktarının indirim yapılan miktar olduğu, bilirkişi raporuna göre, davacı tarafça işin açık ayıplı şekilde ifa edildiği, taraflar arasında imzalanan ek iş raporu ve bila tarihli iş bitirme raporlarıyla işin açık ayıplı olarak davalı tarafça kabul edilmiş olduğu, bu nedenle bedelden indirim yapılmasının mümkün olmadığı, eserin sözleşme bedeline dahil edilmemek üzere davacı tarafça onarılmak suretiyle kabulünün yapıldığı, bu haliyle davalının bedelden indirim yönünde seçimlik haktan dönmesinin veya değiştirmesinin mümkün olmadığı, ancak olayda Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesinin...

              UYAP Entegrasyonu