Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kira sözleşmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın haksız fiil sonucunda meydana gelen zararın tazminine ilişkin olduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle karşı görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesince ise uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve sulh hukuk mahkemesinin görevinde olduğu gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

    davacıya ----- tanınmaksızın araçta meydana gelen hasar eşdeğer ya da yan sanayi ürünlerle onarıldığını, davacının aracında hasara uğrayan parçalar orjinal olduğunu, onarımın ancak ------üzerinden yapılmasının gerektiğini, davacının uğramış olduğu gerçek zarar davalı sigorta şirketince tazmin edilmediğini, davacıya ait araçta davaya konu kaza sebebiyle meydana gelen hasar miktarı bağımsız eksper tarafından ----- edildiğini, kaza sebebiyle davacıya ait araçta meydana gelen gerçek hasar bedelinin ödenmesi amacıyla davalı şirkete ---- tarihinde yazılı başvuru yapıldığını ancak davacı tarafa herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının gerçek zararı ödeme yükümlülüğüne ---- dahil olduğunu, ayrıca hasarlı araçta meydana gelen zararın tazmin edilmesi sırasında herhangi bir tedarik iskontosu uygulanmasının kabul edilemeyeceğini, asıl olan gerçek zararın tazmin edilmesinin olduğunu, asıl olan aracın onarılması değil, zararın giderilmesinin gerektiğini, davacı tarafından davalıya ----tarihinde...

      Ne var ki mahkemece son heyet raporunun yasal, bilimsel ve tarafsız olması nedeniyle denetime elverişli olduğu kabul edilirken, önceki bilirkişi kurulu raporlarının neden bu nitelikleri taşımadığı ve hükme esas alınmadığı Yargıtay denetimine elverişli şekilde açıklanmamıştır. Kumaşların ayıplı olduğu konusunda üç adet farklı teknik bilirkişi görüşü mevcut olup, son heyet raporundaki teknik bilirkişinin görüşünün farklı olması, kumaşların ayıplı olup olmadığı konusunda tüm teknik araştırmaların yapılmasına rağmen ayıbın tespit edilemediği şeklinde yorumlanamaz. Bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması hâlinde mahkemece yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınarak çelişkinin giderilmesi gerekir. Öte yandan ayıbın ispat edilememesi hâlinde meydana gelen zararın alıcı ve satıcı arasında yarı yarıya paylaştırılmasına olanak veren hukuki sebebin kararın gerekçesinde açıklanmaması da isabetsizdir...)...

        Araçta meydana gelen arızanın nedeninin tespiti amacıyla refakate elektrik yüksek mühendisi ve makine yüksek mühendisi alınarak 21/09/2022 tarihinde araç üzerinde keşif yapılmıştır....

          Mahkemece, davacının evinde meydana gelen zarar karşılığı 6.540 TL ile ortak arızanın giderilmesi bedeli olarak bilirkişi tarafından hesaplanan 2.200 TL'nin davalılardan arsa payları oranında tahsiline ve ortak su tesisatındaki arızanın giderilmesi için davacıya izin verilmesine karar verilmiştir. 1-Davacının evinde meydana gelen zararın tazminine ilişkin dava yönünden; Her bir davalının payına düşen miktar 1.400 TL'yi geçmediğinden HUMK'nun 5219 sayılı Yasa ile değişik 427. maddesinin 2. fıkrası uyarınca karar kesin olduğundan miktar yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE, 2-Ortak su tesisatındaki arızanın giderilmesine ilişkin karar yönünden; Davacı dava dilekçesinde, sadece bağımsız bölümünde oluşan zarar ile uğradığı manevi tazminatın davalılardan tahsilini istemiş olup, ortak su tesisatındaki arızanın giderilmesi yönünde herhangi bir istemi bulunmamaktadır. HMK.'nun 26.maddesi (HUMK.'...

            tarafından incelenmesi sonrasında filtrenin orijinal olduğu, dolayısıyla 3 aylık bir süre içerisinde deforme olmasının mümkün olmadığı,bu şekilde deforme olmasının filtrenin takılırken davalı tarafından ayıplı şekilde ifa edilerek yanlış takılması nedeniyle olabileceğinin bildirildiği,talep edilen hasar kalemlerinden triger kayışı değişiminin bilirkişinin de raporda belirttiği üzere arıza ile ilgisi olmaması nedeniyle hasar alacak kalemleri arasında yer alan bu alacak kaleminin reddi gerektiği, aracın motorunun rektifiye edilmiş olması ve birçok parçasının değişime uğramış olması nedeniyle değer kaybı oluşmadığı,ayıplı ifa nedeniyle davalının hasarı tazminle yükümlü olduğu,davacının araç arıza yaptığında kendisine 1-2 km yakında bulunan tamirhaneye aracını bakım için götürmesinin hayatın doğal akışına uygun olduğu ve araç sürücüsünün araç tamiri konusunda teknik bilgisinin yeterince olamayacağı farz edilerek bir an önce arıza nedeninin öğrenilmesi ve tamir edilmesi isteği ile aracını...

              Mahkemece, yapılan yargılama toplanan deliller benimsenen bilirkişi kurulu raporuna göre, araçtaki sorunun gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacının çeşitli tarihlerde araçta meydana gelen arızalar nedeniyle servise başvurduğu bu durumun aynı zamanda ayıp ihbarı niteliğinde olduğu davacının aracındaki gizli ayıbı süresinde ihbar etmesine rağmen gereğinin yapılmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, dava konusu ...plakalı aracın yenisi ile değiştirilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekillerince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ayıplı mal satışı iddiasından kaynaklanmaktadır. Dava konusu araç 21.07.2011 tarihinde davacıya satılmış, iddiaya göre 16.04.2013 tarihinde, bilirkişi raporuna göre ise 08.04.2013 tarihinde motor arızası nedeniyle komple motor yenilenmiştir. Davacı motor değişiminden dolayı aracın ayıplı olduğundan bahsederek 24.06.2013 tarihinde ayıp ihbarında bulunmuş ve aracın yenisi ile değiştirilmesini talep etmiştir....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ İstem, tapu kaydına dayanılarak alınan taşınmaz nedeniyle meydana gelen zararın tazminine ilişkin olup, hükmün temyizen incelenmesi istenilmiş olmakla, inceleme görevi 4. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 4. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE 12.7.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  Bu nedenle gizli ayıp niteliğindeki ayıptan dolayı davacı Türk Borçlar Kanun'unun 227. maddesinde belirtilen seçimlik haklarından zararın tamamının giderilmesini isteme hakkının kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davalı satıcı, satış tarihindeki bu ayıbı bilmediğini iddia etmiş ise de, Türk Borçlar Kanun'unun 219’u madde gereğince satıcı bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. Ayıbı karşı tekeffül borcu nedeniyle zararı tazmin etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu nedenle taraflar arasındaki araç satışına ilişkin aracın ayıplı olmasından kaynaklı zararın davalıdan tazminine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. O nedenle davalı istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda; davalının istinaf başvurusunun HMK m.353/1- b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                  in yaş ve askerlik durumu nedeniyle bir işte çalışmadığını, ...'in ev hanımı olduğunu, davalının silahlı saldırısı sonucunda vefat eden ...'in desteğinden yoksun kaldıklarını, silahlı saldırıda diğer davalı ...'in kolundan yaralandığını ve kolunda meydana gelen kırık nedeniyle iş gücü kaybına uğradığını, davalının bu haksız silahlı saldırısı nedeniyle ...'in ailesi ve ...'in maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ...'in vefatı nedeniyle onun desteğinden yoksun kalan eşi ve çocukları için 6100 sayılı Kanunun 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davasına ilişkin hükümler gereğince her biri için ayrı olmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, yine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ...'...

                    UYAP Entegrasyonu