WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İNCELEME VE GEREKÇE Asıl dava, cari hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine, karşı dava ayıplı malların iadesi ile ödenen bedelin iadesi ve icra takibine konu borç nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, asıl davalı-karşı davacı vekilince yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır....

    Somut olayda aracın gizli ayıplı olduğu, davacının seçimini bedel iadesi yönünden kullandığı açıktır.Yeni alınan bir araçta bu denli çok arızanın meydana gelmesinin araçtan beklenilen faydayı ve sürekli kullanımı engeller nitelikte bulunduğu, bu nedenle davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin yerinde olduğu, Mahkemece de bu ilkeler dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu ve süresinde ayıp ihbarının yapıldığı, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesinin kabul kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddî olay ve hukukî değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, bu suretle davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir....

      Dava; davacı alıcı tarafından CIF teslim şekli satış sözleşmesinden, ürünün ayıplı olması ve aldatma nedeniyle dönme, mal bedelinin iadesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır....

        yönelik 20.10.2020 tarihli tutanak incelendiğinde ürünün çalışması sağlık açısından uygun olmadığı ve değiştirilmesi gerektiğine yönelik rapor nazara alınarak davacının ürünü gizli ayıplı olması sebebiyle iade ettiği kanaatine varıldığı iş bu kapsamda davacının satım sözleşmesini fesh etmekte haklı olduğu davacının bedel iadesi talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Aracın ayıplı olması nedeniyle üç defada olmak üzere toplam 43 gün serviste kaldığı, bu süre boyunca aracı kullanamayan davacının ikame araç için nakliye masrafı yaptığı açıktır. Bu kapsamda davacı tarafça sunulan nakliye faturaları toplamına hükmedilmesi yerinde değil ise de, dava konusu aracın niteliği ve kullanım amacı ile serviste kaldığı süre dikkate alınarak takdiren 4.000-TL ikame araç masrafına hükmedilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.Diğer yandan TBK'nın 227/1. maddesi uyarınca, sözleşmeden dönme halinde birlikte ifa kuralı gereğince, iadesine karar verilen bedele ayıplı aracın davalıya fiilen iadesi tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, fatura tarihinden itibaren faize hükmedilmesi hatalı olsa da, bu husus istinaf nedeni olarak ileri sürülmediğinden, değinmekle yetinilmiştir....

            AŞ vekili, ayıplı araç satışı iddialarının doğru olmadığını, aracın iadesi ile bedelin tahsiline ilişkin şartların somut olayda bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

              , ayrıca gerek kendisinin, gerekse iş yapmayı kararlaştırdığı diğer çiftçilerin saplarını ve fiğlerini balya haline getirememesi nedeniyle kendisinin ve diğer çiftçilerin saplarının tarlada kaldığını, bu suretle de elde etmeyi amaçladığı bir kısım gelirlerden mahrum kaldığını, gerek mahrum kaldığı gelirlerden, gerekse ayıplı ürünün çalışamaması nedeniyle oluşan zararlardan ayıplı ürünü satan ve üreten davalıların sorumlu olduğunu belirterek gizli ayıplı ve tamiri gerçekleşmeyen malın bedeli karşılığında iadesine, davacının mahrum kaldığı üretim ve satıştan doğan zararlarının davalılardan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Mahkemece, ayıplı bulunan bir (1) adet makinenin ayıpsızı misli ile değiştirilmesine karar verilmiş ise de, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi mevcut olup, ayıp halinde iş sahibinin haklarını düzenleyen BK'nın 360. maddesinde, eserin reddi ile bedelin iadesi, bedel indirimi ve onarım hakları mevcut olup, ayıpsız misli ile değiştirilmesi hususu düzenlenmemiştir. Davacı da dava dilekçesinde davayı terditli olarak açmış, ayıpsız misli ile değişimi olmadığı taktirde bedel indirilmesini istemiştir. Bu durumda mahkemece bedel indirimi konusunda Dairemizin ve Yargıtay'ın kökleşmiş içtihatlarına göre “nisbi metod” uygularak indirilecek bedel bulunup davacıya iadesi gerekirken bu hususlara riayet edilmemesi hatalı olmuştur. Nisbi metoda göre, kararlaştırılan ücret ile eserin ayıplı değerinin çarpılması sonucu elde edilecek bedelin, eserin ayıpsız değerine oranlama suretiyle, indirilecek bedel belirlenir....

                  İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasındaki satımın ticari satım olup, bilgisayar yazılımının davacıya teslim edildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı, davacı tarafından satım konusu yazılımın ikinci kez kurulmak suretiyle ayıplı olup olmadığı konusunda ihtilaf bulunduğu, davacıya satılan yazılımın 10/11/2015 tarihinde kurulumunun yapıldığı ancak programın lisanslamasının yapılmaması nedeniyle kullanılamadığı, TTK 23. maddesine göre, teslim sırasında malın ayıplı olduğu açıkça belirli değilse alıcının 8 gün içerisinde malı incelemek veya incelettirmek ve ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıya ihbar etmek ile yükümlü bulunduğu, TBK 223. maddesi uyarınca da, alıcının devraldığı malı derhal gözden geçirmesi gerektiği ve ayıbı varsa satıcıya bildirmek zorunda olduğu aksi halde malı ayıplı hali ile kabul etmiş sayılacağı, yapılan bilirkişi incelemesi ile malın ayıplı olduğu anlaşılmakla birlikte davacı tarafından ayıbın davalıya bildirilmesine ilişkin TTK 18.maddesine uygun...

                    , tuz testi ile ilgili herhangi bir yükümlülükleri olmadığını ve kaplamalarda oda ve ortam standartlarında paslanma olmayacağını ileri sürdüğünü, fakat daha fabrikaya teslim aşamasında ayıplı olan ve müşteriye sevk aşamasında dahi paslanan ürünlerin alenen ayıplı olduğunu, alınan bilirkişi raporunda, sundukları CD içeriğindeki delillerin değerlendirildiğini ve davacı ifasının ayıplı olduğunun, davacı tarafından taraflar arasında akdedilen şartname gereği yerine getirilmesi gereken kaplama gerekliliklerinin yerine getirilmediğinin, davacının alenen ayıplı hizmet sunduğunun, sunulan bu ayıplı işi davalının kabul zorunluluğu bulunmadığının açıkça belirtildiğini, davacı taraf şartnameye aykırı ve ayıplı imalat gerçekleştirmiş olması nedeniyle müvekkilinin ödeme yapmaktan hem yasal olarak, hem de sözleşmenin 3....

                      UYAP Entegrasyonu