kaybı ile dorse/ayıplı ürün nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zarar ve müvekkiline ait tırın kullanılamaması nedeniyle müvekkilinin uğradığı kazanç kaybı ve zarara ilişkin şimdilik 10.000,00 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile taraflarına ödenmesine, davacı tarafından ödenmiş olan 2.100,00 TL ceza bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile taraflarına ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, araçta meydana gelen hasarın onarımına ilişkin servis hizmetinin ayıplı olduğu ve süresi içerisinde onarım yapılmadığı iddiasına dayalı ürün (araç) bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davaya konu olan GLE 350 d 4 M COUPE A M 6 model araç davacı tarafından 27/08/2015 tarihinde satın alınmış, 08/12/2016 tarihinde kaza yapmıştır. Davaya konu araç kaza sonrasında derhal davalı T3 nin Bostancı servisine götürülmüş servis işlemlerinin bitmediği gerekçesi ile 13/03/2017 tarihinde dava açılmıştır....
Davacı tüketici hakem heyeti kararına rağmen ayıplı malın değiştirilmediğini belirterek ödediği bedelin ve ödenmeyen senetlerin iadesi 18/08/2011 tarihinde eldeki davayı açmıştır....
Davacı taraf, yüklenicinin ayıplı imalatı nedeniyle zarara uğradığını iddia etmiş ise de, 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 360. maddesi hükmünde belirtilen ayıplı imalâttan kaynaklanan zararın varlığı kanıtlanamadığı gibi, davacının dosyaya sunduğu belgelerdeki masrafların da ayıplı imalâtla bağlantısı bulunmadığından, mahkemece menfi zarar isteminin kabulüne karar verilmesi yerinde değildir. Yine aynı Kanunun 49. madde hükmü uyarınca, manevi tazminat istemi için davacının kişilik haklarının hukuka aykırı şekilde ihlal edilmesi gerekir. Davacı bu hususu da kanıtlayamamıştır. Mahkemece sözleşme ilişkisinin ifa ile sonuçlanmamış olması gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi de doğru olmamıştır. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....
Mahkemece,davanın görev nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Mahkemece, 25.04.2011 tarihli ek karar ile kararın kesin nitelikte olması nedeniyle davacının temyiz talebinin reddine karar vermiş olup, davacı bu kararı da süresinde temyiz etmiştir. Davacının, davaya konu yaptığı ayıplı malların bedeli olan 2.500.00.TL' nın iadesini talep ettiği buna göre uyuşmazlığın karar tarihi itibariyle miktar yönünden kesinlik sınırının üzerinde olması ve verilen red kararının da kesin olarak verilebilecek kararlardan olmaması nedenleriyle Mahkemece verilen temyiz talebinin reddi kararının kaldırılması gerekmiştir. 2011/9919-17797 2-Davacı,açtığı dava ile 2.500.00 TL'ye satın aldığı yatak odası takımının ayıplı olduğunu,bedel iadesi ile davalı tarafından hakkında başlatılan icra takibi dolayısıyla borçlu olmadığının tespitini istemiştir.Davacının yargılama devam ederken icra dosyasına 2.920.00 TL ödediği de dosya kapsamından anlaşılmaktadır....
Yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ancak davalının bedel iadesi yapmadığını, bu nedenle müvekkili şirket tarafından satın alınan taşlama tablasının ayıplı olması nedeniyle masrafları davalı tarafından karşılanarak ayıplı malin iadesi ve bedelinin davalıdan tahsil edilmesi için fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak üzere, şimdilik davalıya ödediği 11.800,00.-TL satış bedeli için, alış tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte tahsili için huzurdaki davanın açılması zarureti doğduğunu belirterek; dilekçesinde açıklanan nedenlerle, her kalem için fazlaya ait talep hakları saklı kalmak kaydı ile davalarının kabulüne, müvekkili tarafından satış bedeli olarak davalıya ödenen 11.800,00-TL'nin satış tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi İle birlikte tahsili ile kendilerine verilmesine, dava konusu ayıplı .........
Buna ilişkin beyanlarımızı saklı tutarız. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un md.11/2 uyarınca “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya da kullanılabilir.” hükmü yer aldığını, bu durumda dava dışı tüketici de talebini mevzuata uygun olarak satıcı firmaya yöneltmiş ve hakem heyeti kararı bedel iadesinin satıcı firma tarafından iadesi yönünde karar vermiştir. Müvekkil Şirket, mevzuat uyarınca tüketicinin bedel iadesi talebinin muhatabı olarak kabul dahi edilmemektedir....
Dava, davacı tarafından davalıdan satın alınan 7.000 bedel karşılığı yatak odasının ayıplı olması sebebiyle ürünün misli ile değişimi, mümkün olmadığı taktirde bedel indirimine karar verilmesini talep etmiştir. 6502 s.TKHK.nun 8.m.sinde ayıplı mal, " (1) Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. (2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir. (3) Sözleşmeye konu olan malın, sözleşmede...
onarımla giderilebilecek sorunlara ilişkin bedel iadesi kararı verilmesinin hakkın kötüye kullanımına neden olacağını, ayrıca davacının ayıpsız ürünler ile de ilgili bedel iadesi talebinin sebepsiz zenginleşmeye yol açacağını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ve yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Ancak davacı tarafından satın alınan iki adet ayıplı halı ile iki adet yolluk bulunduğundan davacıdan iki adet yolluk için de bedel iadesi talebinin bulunup bulunmadığı sorularak, şayet tüm halılar için iade talebi var ise, bir bütünlük ve uyum içinde birlikte kullanmak üzere satın alındığı gözetilerek, ayıplı bulunmayan yolluklar için de bedel iadesine karar verilmelidir. Mahkemece, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usül ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 4.3.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....