Mahkemece ise;bilirkişi raporunda hakimin takdirine bırakılmak üzere hesaplanan ayıp oranında indirim bedeli esas alınarak bu bedel ve işlemiş faizi üzerinden itirazın iptaline karar verilmiştir.Ancak davacının talebi onarım bedeline ilişkin olup,ayıp oranında indirim bedeline ilişkin bir talebi bulunmamaktadır.Bilirkişi raporunda hesaplanan onarım bedeli ile ayıp oranında indirim bedelinin ise birbirine yakın tutarlarda olduğu görülmüştür.Dolayısıyla hakkaniyet gereği ayıp oranında indirim bedeline ilişkin seçimlik hakkın mahkemece resen gözönünde bulundurulmasını gerektirecek koşullar da somut olayda yoktur.Bu sebeple davacının talebinin onarım bedeline ilişkin olması sebebiyle bilirkişice hesaplanan 15.305,96- tl.tutarında onarım bedeline hükmedilmesi yerine, mahkemece yazılı şekilde ayıp oranında indirim bedelinin hüküm altına alınması;davalının takip öncesi ihtar çekilmek suretiyle temerrüde düşürüldüğüne ilişkin dosya kapsamında delil bulunmamasına rağmen takip öncesi işlemiş faize...
oranında indirim bedeli 2.740,00 TL olarak hesaplandığını, ancak bugüne oranla yazılan fiyatların çok altında parça fiyatları çıktığını, tutanağın hiçbir dayanağı olmadığını ve yerel mahkemece bu tutanak doğrultusunda verilen kararı kabul etmediklerini, kaldı ki 6098 Sayılı TBK'nun 227/3 maddesine göre, "aşırı bir masraf gerektirmediği taktirde bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere, satılanın ücretsiz onarılmasını isteme hakkı bulunduğunu" yerel mahkemece hükmedilen onarım bedelinin aracın satış bedeli 24.000,00 TL olduğu gözetildiğinde, çok yüksek bir rakam olduğunu, bu nedenle alıcının seçimlik haklarından yalnızca bedelde indirim isteme hakkı bulunduğunu, bu bedelin de davacı tarafça düzenlenen tutanak esas alınsa dahi bilirkişi tarafından 2.740,00 TL olarak belirlendiğini, açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur....
Ayıplı mal sebebiyle tüketicinin seçimlik hakları aynı yasanın 11.maddesinde düzenlenmiş olup, şu şekilde hükme yer verilmiştir:"(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....
araç alım satım işini meslek haline getiren galerici olduğu, bu nedenle davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılmasında usulsüzlük bulunmadığı anlaşıldığı gibi, her ne kadar davalı tarafça süresinde verilen cevap dilekçesi ile, ayıp ihbar sürelerine riayet edilmediğini ve davanın zamanaşımına uğradığı bildirilmiş ise de, satışın 6502 sayılı Yasa döneminde gerçekleşmesi sebebiyle, yukarıdaki Yargıtay kararlarında da açıkça vurgulandığı üzere, açık ya da gizli ayıplar yönünden tüketicinin ayıp ihbar yükümlülüğü bulunmadığı gibi, satış tarihinden itibaren davanın iki yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılması sebebiyle, zamanaşımı itirazlarının da yerinde bulunmadığı anlaşılmıştır....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; üretici firmanın ihtarlarına ve delil tespitine yanıtsız kalması sebebiyle taraflarınca arabuluculuk yoluna başvurulmuş olup arabuluculuktaki istek ve taleplerinin; " Özel İmalat Oluk Makinasında meydana gelen ayıp sebebi ile, ayıplı malın ve ödenen bedelin iadesi veya ayıp oranında indirim ve yapılan masrafların iadesi " şeklinde olduğunu, dava aşaması öncesi taraflarınca Sakarya Arabuluculuk Bürosuna 2021/54 dosyası ile yeni bir arabuluculuk müracaatı yapılmış olup; özel üretim oluk makinesinin geç tesliminden kaynaklanan zararların ödenmesi, özel üretim oluk makinesinin geç tesliminden dolayı 12.12.2019 tarihli sözleşmeden kaynaklı ceza-i şartın ödenmesi, tüm zararlar, ceza-i şart ile alacaklar için ticari faiz taleplerinde de bulunulduğunu, arabuluculuk sonucu taraflar arasında anlaşma sağlanmadığını, dava dilekçelerinde işbu taleplerinin de bulunmakta olup bu hususlar için herhangi bir anlaşma sağlanamadığını belirterek...
Borçlar Yasası’nın 360. maddesi uyarınca eserin ayıplı olması halinde iş sahibi eserin reddi ile bedelin iadesini isteyebileceği gibi ayıbın derecesine göre bedelde indirim yapılmasını isteyebilir. Oysa bilirkişi raporunda bu hususta bir inceleme yapılmış değildir. Sözleşmede ayıplar için garanti verildiğinden garanti süresince iş sahibinin ihbar yükümlülüğünden sözedilemez. O halde mahkemece yapılması gereken iş ayıbın derecesini bilirkişiye yeniden incelettirmek, eserin tümüyle reddi gerekiyorsa davanın kabulüne, bedelden indirim gerekiyorsa bu miktar kadar bedelinin iadesine karar vermek olmalıdır. Hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır....
Bu durumda mahkemece hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla üzerinde inceleme yapılan ve davalı elinde bulunan az yukarıda kod numaraları belirtilen toplam 1285 adet üründeki ayıpların, işin yapıldığı ileri sürülen 2011 yılında yürürlükte bulunan ve somut olayda uygulanması gerekli 818 sayılı BK'nın 360. maddesi gereğince niteliği kabule icbar edilemeyecek ve eserin reddini gerektirecek derecede olup olmadığı, bu derecede değilse bedelde tenzil gerekip gerekmediği, aşırı masraf gerektirmiyorsa onarımının mümkün olup olmadığı ve bedelde tenzili gereken miktar ile onarım masrafları, kabule icbar edilemeyecek derecede ayıplı olması halinde yüklenicinin bu kısım için hak etmediği iş bedeli miktarı ve 1285 adet ürünle ilgili ayıplı imalâtta yüklenicinin kusuru bulunduğundan ayıp sebebiyle uğradığı zarar miktarı hesaplattırılıp iş bedeli, ayıp nedeniyle uğranılan zarar ve menfi tespit istemli olarak ayrı ayrı karar verilmesi gerekmiştir...” denilmiş olup,...
Dava, araç satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup aracın ayıplı olması nedeniyle ödenen satış bedelinin iadesi olmadığı takdirde ayıp oranında bedelde indirim yapılarak aradaki farkın ödenmesine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK’nun 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Bir başka özel yetkiye ilişkin düzenleme ise, 6502 sayılı yasanın 73/5. maddesinde düzenlenmiş olup, bu düzenlemeye göre de, tüketici davalarının tüketicinin ikametgahı mahkemesinde de açılabileceği belirtilmiştir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Somut olayda, davacının yerleşim yeri ... ilinin ... İlçesi sınırları içerisindedir. Davalının yerleşim yeri ise ... İlinin ... İlçesi’nde bulunmaktadır....
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; taşınmazın ayıpsız misli ile değişme imkanının bulunmama gerçeği ile taleplerinin satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme şeklinde değiştirilmesi, taşınmazın teslim tarihi olan 26/04/2006 tarihi itibari ile satış bedelinin 53.272,00- TL olduğu ve o tarih itibari ile mevcut ayıp nedeni ile %25 değer kaybının olduğu belirlenmiş olmakla, 13.318,24- TL değer kaybı mevcut olup bu bedelin taşınmazın teslim tarihi olan 26/04/2006 tarihinden itibaren (bu tarihte ödenmemesi gerekir iken fazladan ödenmiş olması sebebiyle) davalının tacir olması sebebiyle işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline dair ıslah dilekçesi sunmuş olduğu görülmüştür. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle: TKHK'nın 12....
Davacı söz konusu seçimlik haklarından ayıp oranında indirim bedelini tercih etmiştir. Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamasında ayıp oranında indirim bedelinin nispi metoda göre (satış bedeli-[ayıplı değer/ayıpsız değer x satış bedeli]) hesaplanması gerektiği kabul edilmektedir. Ayıp oranında indirim bedelinin hesaplanmasında esas alınacak satış bedeli hususunda ise taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı satış bedelinin 55.500,00 TL olduğu iddiasındayken davalı taraf noter satış senedinde yazıldığı gibi satış bedelinin 47.000,00 TL olduğunu savunmuştur.Noter satış senedindeki satış bedelinin aksini iddia ettiğinden davacı, satış bedelinin 55.500,00 TL olduğu yönündeki iddiasını ispatla yükümlüdür....